İhvan'ın Düşüşü ve Nahda'nın Geleceği

İhvan'ın düşüşünün ilk ve en önemli kaybı Arap Baharı'nın demokrasi ve halkın iradesi söylemine getirdiği meşruiyetin örselenmesidir.

Devamı
İhvan'ın Düşüşü ve Nahda'nın Geleceği
Demokratikleşme Paketi ve Seçim Sistemi Önerileri

Demokratikleşme Paketi ve Seçim Sistemi Önerileri

Seçim sistemlerinden herhangi birisinin tercih edilmesinde, ‘temsilde adalet ve yönetimde istikrar' denilen iki temel değer arasında çatışma yaşandığını ve bunlar arasında bir denge kurulması gerektiğini görmekteyiz.

Devamı

Sykes-Picot nöbeti ne kolay bir şekilde bırakılabilecek bir ‘mecburiyettir' ne de hiçbir şey değişmemiş gibi sürdürülebilecek bir ‘mahkumiyettir.'

Türkiye askeri müdahalede taraf olmanın psikolojik ve ahlaki sorunlarından fazla 'müdahale sonrası' yaşanacak gelişmelere odaklanmalıdır. Çünkü müdahaleye önderlik yapacak aktörler Türkiye'nin yüzleşmek zorunda olacağı güvenlik riskleriyle karşı karşıya değildir.

Putin'in Esed'i varsa Amerika'nın da Sisi'si var. Rusya, Suriye'deki katliamlara 'terörle mücadele' derken, Amerika Mısır'daki darbeye en üst düzeyden 'demokrasinin restorasyonu' demekte.

Tunus, son yaşanan gelişmelerle istikrarsızlığa sürüklenme riskiyle karşı karşıya kaldı. Son aylarda tansiyonun iyice arttığı ülkede, anayasa çalışmaları iktidarda bulunan muhafazakârlar ile laik kesim arasında yeniden bir diyalog kuruluncaya kadar askıya alındı.

İslami Siyasette Yeni Dönem

Son aylarda yaşanan olaylar göstermiştir ki İslami siyasal aktörler bundan sonra ancak muktedir olma siyaseti geliştirebildikleri müddetçe siyasal kazanımlarını sağlama alabileceklerdir.

Devamı
İslami Siyasette Yeni Dönem
Kemalizm'e Ricat

Kemalizm'e Ricat!

Türkiye, Kemalist emekli dünyasına ait bir dış politika tercihi işaretini verdiği andan itibaren fazlaca emek harcamadan hızla ilişkilerini düzeltebilir. Bunun anlamı ise başarı değil. Ama bu durum sadece iddiasız ve anlamsız bir aktöre dönüşmek olsa iyiydi; aynı zamanda bölgesel jeopolitikte ciddi bir pozisyon kaybıdır da.

Devamı

Mısır'da ordu, yeni doğmakta olan bir demokrasiyi devirirken, demokratik ülkeler neden bu kadar sessizler?

SETA Başkanı Taha Özhan, Mısır'da yaşanan askeri darbe ve ordunun Mursi yanlılarına yönelik gerçekleştirdiği son katliamın, ordunun işleri eline yüzüne bulaştırdığının göstergesi olduğunu ifade etti.

Mısır'daki darbe Amerika'nın Mısır politikasında ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışanlar için yeni bir derslik vaka oldu.

Siyasal İslam, tanımlamaları çeşitlilik arz etse de genel olarak “bir ülkede siyasal, toplumsal ve ekonomik yaşamın İslami referanslar doğrultusunda şekillendirilmesi” olarak tanımlanır. Bu kavram, kendi idaresini meşrulaştırmaya çalışan Suriye lideri Esad'ın “dini siyasi emellere alet etmek” şeklindeki tanımına indirgenemeyecek kadar derinliğe de sahip. Siyasal İslam denildiği zaman akla ilk gelen oluşumlardan biri Müslüman Kardeşler (Arapça adıyla İhvan-ı Müslimin). Hem dini hem siyasi bakış açısına sahip bu örgüt, 1928'de Hasan el Benna tarafından kuruldu ve Arap Baharı'yla birlikte güncel siyaset sahnesinde önemli bir aktör haline geldi. Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Körfez ülkelerinde de yayılma alanı bulan ve çağdaş bir İslam toplumu kurmada Kur'an ve Sünnet'i rehber olarak dikkate alan Müslüman Kardeşler, seküler rejimlerce hep bir tehdit olarak algılandı.

8 Temmuz sabahı ordunun Müslüman Kardeşler'e yönelik hunharca uygulamış olduğu katliam, hiç şüphesiz İhvan üzerinde derin, yıkıcı ve onulmaz etkiler bırakacak, Mısır'da farklı toplumsal kesimlerin demokrasiye ve onun uygulanabilirliğine olan inancını da belirgin bir şekilde sarsacaktır.

21. Yüzyıl'ın ilk önemli devriminin yaşandığı Mısır'da sadece iki sene sonra askeri darbe yaşandı. Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Sisi'nin Cumhurbaşkanı Mursi'nin görevine son verildiğini ve Anayasa'nın askıya alındığını belirten konuşması, Tahrir'de toplanan Mursi aleyhtarı göstericiler tarafından “halk devrimi”; Cumhurbaşkanı'na destek veren Rabiatül Adeviye meydanındaki Mursi taraftarlarınca da “askeri darbe” olarak nitelendirildi. Görüldüğü gibi Mısır'da meydanlar da, taraflar da ikiye bölünmüş durumda. Aynı bölünmüşlük kavramlar için de geçerli. 30 Haziran'ı “halk devrimi” olarak niteleyenler, demokrasi adına yapılan bu girişimin, 25 Ocak Devrimi'ni Mısır halkından kaçırmaya çalışan Müslüman Kardeşler'e karşı demokrasinin korunması amacı taşıdığını söylüyorlar.

Ensaroğlu: '99 kabusu' tekrar yaşanır mı diye korkuluyordu ama çekilme sorunsuz şekilde başlayınca halkın gerçekten rahatladığını gördük.

Çözüm sürecinin geldiği noktada BDP ve PKK'nın tavrını değerlendiren SETA Siyaset Direktörü Hatem Ete, BDP'nin sorumluluklarını yerine getirmesini, PKK'nın ise sürece angajmanının sorgulanması gerektiğini belirtti.

Gezi eylemcilerini harekete geçiren dört duygudan bahsedilebilir: seçkincilik, yenilgi-mağlubiyet, umutsuzluk-çaresizlik ve korku-paranoya.

Gezi olayları bir kez daha gösterdi ki, liberallerle ilgili en büyük sıkıntımız hakikati uzun zaman önce keşfettiklerine dair tartışmasız ve sorgulanamaz imanları.

Erdoğan yeni karakter suikastını ancak ve ancak Türkiye'nin temel demokratikleşme meselelerine odaklanmaktan vazgeçmeyerek bertaraf edebilir.

Gezi eylemleri, eski Türkiye'nin tasfiye edilmesine karşı çıkan kesimlerle yeni Türkiye'nin AK Parti eliyle-değerleriyle inşa edilmesine itiraz edenlerin ittifak kurarak gerçekleştirdikleri bir eylem.

Gezi Parkı protestoları sadece Batı basınında değil Ortadoğu basınında da geniş yer tuttu. Suriye krizi konusunda Türkiye ile aynı doğrultuda bir politika benimseyen Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri de olayları ve tartışmaları yakından fakat büyük oranda Batı basını üzerinden takip etti. Yine de Körfez'in etkili gazetelerindeki Gezi Parkı analizlerinin daha ziyade Müslüman Kardeşler endişesi ve Suriye krizi etrafında şekillendiğini söylemek mümkün.