'Yeni Parti'lerin 'Hakim Parti' Sistemlerinde Başarı İhtimalleri

Demokratik bir siyasal sistemde bir partiyi “hâkim parti” olarak tanımlamak gerekirse kesintisiz en az 20 yıl iktidarda kalması gerekiyor. Ama hâkim partilerin hâkimiyetini devam ettirme bağlamında bakıldığında AK Parti “hâkim parti”ler sınıfına girmiş bulunuyor.

Devamı
Yeni Parti'lerin 'Hakim Parti' Sistemlerinde Başarı İhtimalleri
Akşener Hareketi Bir Başarı Elde Edebilir mi

Akşener Hareketi Bir Başarı Elde Edebilir mi?

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, Meral Akşener’in kurduğu yeni parti hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Bu tip partiler daha çok, mevcut içinde yer aldıkları partinin lider kadrosu ile girilen mücadelenin kaybedilmesi ya da ideolojik olarak farklılaşmanın sonucunda ana partiden ayrılanlar tarafından kurulur.

Histeri derecesine varan Erdoğan karşıtlığının, siyaset yapma imkanlarını tıkadığı ve Türkiye’deki demokratikleşme mücadelesine katkıda bulunmadığını söylemek gerek.

AK Parti'nin iktidarda kalma gücünün birbiri ile ilintili iki temel motivasyonundan bahsedilebilir. Birincisi kitlelerin hissiyatı ve taleplerini dikkate alarak siyaset yapması, ikincisi ise sahip olduğu dönüştürücü güçtür

AK Parti hem reform dalgasıyla kurumları dönüştürdü hem de kendisini ülkenin ve devletin bekasıyla özdeşleştirdi.

Post-Kemalist CHP

Post-Kemalizm CHP'nin Kemalizm'den vazgeçmesinden ziyade, Kemalizm'in artık hâkim ideoloji olduğu toplumsal düzenin ortadan kalkması demektir. Bu tarihi kırılma CHP'nin kendisine yeni bir misyon belirlemesine yol açtı.

Devamı
Post-Kemalist CHP
16 Nisan ve Devletin Normalleşmesi

16 Nisan ve Devletin Normalleşmesi

AK Parti devletin normalleşmesini geniş toplumsal kesimlerin devlete aidiyet bağını güçlendirme yönünde pratiğe dökebilirse hem değişim karşıtı bloğa hem de kendi bloğundaki eski devlet aktörlerine karşı elini güçlendirecektir.

Devamı

Artık iktidarın siyaset dışı bir noktadan kurulması yani iktidarın demokratik mücadelelere kapalılığı son buldu.

İki farklı ülke topraklarındaki tehdit unsurlarına yönelik eş zamanlı bir operasyonun gerçekleştirilmesi, Türkiye’nin terörle mücadele politikasındaki kararlılığının bir göstergesi olarak okunmalıdır.

“Evet” halkın iktidarını garanti altına alacak bir siyasi kurumsallaşmanın hayata geçirilmesidir. Halkın yıllardır siyasete yüklediği misyonun en nihayet tamamına erdirilmesidir.

Aynı siyasi parti, aynı yaklaşımla, kendisi gibi düşünmeyen çevreleri, Kurtuluş Savaşı’ndaki düşmanla aynı kefeye koyuyor. “Evet” çıkması durumunda yeni kurtuluş mücadelesi başlatmaktan bahsediyor.

Almanya, Türkiye halkının üzerinde birleştiği iki düşmanı (PKK ve FETÖ) Türkiye'ye karşı kullanırken, 15 Temmuz gecesi verilen demokratik direniş yeni Türkiye'nin kimliğinin kurucu harcı oldu.

2002'den beri en temel kırılma hattı bürokratik vesayet ile demokratik güçler, yani milli irade arasındaydı. MHP Meclise girdiği 2007'den itibaren bu karşılaşmada tampon görevi gördü.

Bürokratik merkez, 15 Temmuz öncesinde belli ölçüde Kemalist aktörlerin FETÖ tarafından tasfiye edilmiş olması ve sonrasında ise bunların yerine gelen FETÖ mensubu aktörlerin de tasfiyesi ile otonomisini kaybetti.

Kurum eksenli bir yapıda darbe girişimlerine daha az rastlanacak ve darbe girişimleri ülke siyaseti için daha az riskli hale gelecektir.

Doğan medyası elinde tuttuğu ekonomik ve siyasi güç ile siyasetçileri istediği gibi kapısına getirip pijamayla karşıladığı o eski günlerine dönmenin özlemiyle mi kavruluyor?

Bazı ülkelerde “siyasetin başkanlıklaşma” dönemlerinde, siyasal istikrarın arttığı, ekonomik gelişmelerin canlandığı ve iktidar süresinin uzadığına yönelik bulguların ardından, Avrupa’da bazı ülkeler önemli yasal ve anayasal değişikliklere gitmişlerdir.

Aslan: CHP başta olmak üzere muhalefetin parlamenter sistemi savunmasının temel nedeni, parlamentoda hükümetin zor kurulup kolay düşürülmesi ve irade parçalandığı için rejim krizlerine gebe olmasıdır. CHP asker ve sivil bürokrasiye yol açmak istiyor.

Aslan: CHP başta olmak üzere muhalefetin parlamenter sistemi savunmasının temel nedeni, parlamentoda hükümetin zor kurulup kolay düşürülmesi ve irade parçalandığı için rejim krizlerine gebe olmasıdır. CHP asker ve sivil bürokrasiye yol açmak istiyor.

Demokrat Parti 1950 seçimlerine "Yeter! Söz Milletindir!" sloganıyla girdiğinde en büyük şoku, CHP'liler ve seçmen vatandaş, yani milletin kendisi yasamıştı. Rivayet olunur ki CHP'liler bu slogandan ve o meşhur "Dur!" diyen el posterinden o kadar etkilenirler ki afişi hazırlayan mimar Selçuk Milar'dan CHP için de bir poster hazırlamasını isterler.Milar, CHP'li vekillere posterindeki cümleyi aynen tekrar eder ve halk oyuyla CHP'nin artık gitmesi gerektiğini söyler.