ABD ile SSCB'nin nükleer silah yarışına girmelerine rağmen birbirlerine karşı bu silahları kullanmayışları da bu yüzdendir. Birisi kullanırsa öteki de kullanmaktan imtina etmeyecektir. Bu yüzden ikisi de caydırıcılık adına nükleer silah kapasitelerini geliştirirken kullanmayı göze alamamışlardır. Literatürde buna "dehşet dengesi" deniliyor.
Devamı
Amerika müttefikleri de dahil milyonlarca insanı yok edecek ve kendi sahip olduğu uluslararası düzeni ortadan kaldıracak bir eylemi başlatmak istemez.
Devamı
SETA Ankara Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, 17 Aralık sürecinin getirisi olan çatışma ortamının kirli başlayıp kirli devam ettiğini ve bu kirliliğin kimseye yararı olmadığını belirtti.
“Dehşet dengesi” kavramı, geçmişte ABD ile SSCB arasındaki silahlanma yarışını ifade etmek için kullanılan bir sözcük. Dehşet dengesi, terimi iki bloklu dünyada taraflardan birinin nükleer silaha başvurması halinde, diğerinin de karşılık vereceği ve dünyanın yok olacağı tezine dayanıyordu. Nükleer rekabet, soğuk savaşı sürdürülemez ve yönetilemez hale getirmişti. Bu tablo paradoksal biçimde bir yandan savaş seçeneğinin güçlenmesine diğer taraftan ise barış çabalarının artmasına yol açıyordu. Türkiye’nin Kürt meselesi karşısındaki tavrı da “dehşet dengesi” kavramındaki duruma benziyor. Meselenin geldiği hassas nokta, bir yandan barış ve çözüm umutlarını güçlendirirken, diğer yandan düşük yoğunluklu savaşın sürmesine yol açıyor. Son günlerde BDP, DTK, Abdullah Öcalan, Murat Karayılan ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’yle süren yoğun görüşme trafiği çözüm umutlarını yeniden güçlendirdi. Devletin çatışma yerine müzakereyi seçmesi, Ankara’da yaşanan önemli bir değişime işaret ediyor. Bu görüşmelerden neyin çıkıp neyin çıkmayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak 1993 inisiyatifinden sonra ilk defa sorun karşısında mutabakat sağlanmış görünüyor. Anlaşıldığı kadarıyla referandum sonuçlarının sağladığı özgüvenle hükümet, devleti de yanına alıp amaçsız taktik manevralardan vazgeçerek doğrudan meselenin üzerine gidiyor. Hükümetin beklentileri doğru biçimde yönetmesi durumunda başarı sağlamaması için herhangi bir neden yok.