Yapay zeka, teknolojinin hızla gelişen ve hayatımızın hemen her alanına nüfuz eden bir dalıdır. Bu teknoloji, sağlık hizmetlerinden finansal analize, eğitimden güvenlik önlemlerine kadar geniş bir yelpazede kullanılmaktadır. Ancak yapay zekanın bu hızlı ilerlemesi, birçok fırsatı beraberinde getirirken bazı önemli tehditler ve etik tartışmaları da gündeme getirmektedir. Bu yazıda yapay zekanın çeşitli alanlardaki kullanımı, yapay zekanın karanlık yüzü olarak sanal dolandırıcılık ve hırsızlık gibi suçların nasıl geliştiği, devletlerin bu alandaki çalışmaları, mesleklerin geleceği ve yapay zekanın şüphecileri tarafından sıkça dile getirilen yapay zekanın gelecekte insanlığa bir tehdit oluşturma olasılığı, güvenilirliği ve gelecekteki olası kullanım alanları üzerinde durulacaktır.
Devamı
2021 yılında yayımlanan bir yazıda teknoloji ve güvenlik ilişkisini yeni nesil bir gaddare olarak tanımlamıştım.[i] Yazıda anlatılmak istenen bir yandan teknolojinin güvenlik politikalarına olan katkısı, diğer taraftan teknolojik gelişmelerle gelen risklerin yeni güvenlik sorunlarına yol açmasıydı. Ancak üç yılda pek çok şey değişti ve geldiğimiz noktada yapay zekânın bizatihi kendisinin bir gaddareye dönüştüğünü görmek oldukça ürkütücü. Çünkü farklı politikalar açısından kullanışlı bir araç olabilen bu teknoloji, yapay zekânın hızlı gelişimiyle iki ucu keskin ve her yeri kesebilen bir araç halini aldı.
Devamı
Teknoloji bir yandan hızla gelişirken toplumsal dönüşümleri de tetiklemeye devam ediyor. Bu gelişme bir yandan kazanımlar sağlarken diğer taraftan riskler doğuruyor. Bu da önceki yazılarda bahsettiğimiz üzere, devletler ve teknoloji şirketleriyle bir sınır çizme ve sınırları aşma mücadelesini doğuruyor. Dolayısıyla teknoloji konusunda son dönemin en popüler gündemlerinden biri bu mücadeleler. Daha önce bu alandaki başlıklardan, Twitter'daki dönüşüm sürecini ve Avrupa Birliği Dijital Hizmetler Yasası'nı ele almıştık. Bugün de yapay zeka teknolojisi temelindeki gelişmelerden bahsedelim.
Kullanıcıların en çok ilgi duyduğu ve gündelik yaşamının önemli bir kısmını kapsayan alanlar olarak öne çıkıyor.
Bireylerin ifade özgürlüğünü koruyabilmek için, yöntem ne olursa olsun, yalan haberle mücadele devlet, birey, medya kuruluşu ya da sosyal medya şirketlerine tek başına bırakılamayacak kadar karmaşık bir süreçtir.
Digital 2022 raporuna göre halihazırda yaklaşık 4,62 milyar aktif sosyal medya kullanıcısı mevcut. 2012'den bugüne kullanıcı sayındaki artış yaklaşık 3,1 kat. 13 yaş üstü kişilerin yaklaşık %75'i sosyal medya kullanıcısı. Bu kullanıcıların sosyal medya platformlarında günde ortalama iki saat 27 dakika geçirdikleri hesaplanıyor. Bu süre Türkiye özelinde ise üç saate yaklaşıyor.