Rakka ilişkiler açısından kritik bir dönemeç. ABD’nin YPG’ye destek vermeyi tercih etmesi, sadece terörle ilişkisi açısından değil aynı zamanda ABD’nin Suriye politikası açısından da oldukça sorunlu.
Devamı
Bu görüşmenin sonucuna ilişkin esas odaklanılması gereken nokta, ABD’deki FETÖ yapılanması ve elebaşı Gülen’in durumu. Sonraki süreçte, Washington yönetimi bir adım atarsa bu görüşme başarılı geçmiş demektir.
Devamı
Almanya ve diğer AB ülkelerinin artık Türkiye’yi AB’ye üye olarak alma niyeti olmadan, alacakmış gibi yapıp içişlerine müdahale anlamına gelecek politikalardan uzaklaşması gerekiyor.
Amerika teröre karşı bir başka terör örgütüyle beraber hareket ederek terörü bir şehirden daha çıkardığında teröre karşı savaşı kazanmış mı olacak?
Başkan Trump'ın, Obama bürokratlarının kendi dönemlerini aklamak için ürettikleri argümanlara değil, sahayı bilenlerin öngörülerine kulak vermesi gerekli.
2011’den bu yana Ortadoğu’dan çekilen ve Suriye gibi olaylarda çözümsüzlüğü bir yöntem olarak benimseyen ABD’nin bu tavrı, çok ülkenin canını acıttı. Müttefiklerinin hepsi bundan zararlar gördü.
Trump Suriye’yi, YPG’yi, Rakka’yı ve genel olarak Ortadoğu’yu önemsemiyor. ‘Terörle mücadele’ ismiyle paketlediği Rakka operasyonunun Suriye’yi ateşe atma pahasına bir an önce bitirilmesi tek hedefi.
Devamı
Türk-Amerikan ilişkilerinde buzul çağına girmemek için her iki aktörün “pire için yorgan yakacak” tercihte bulunmaması hayati önem taşıyor. Aksi bir durum, Ortadoğu coğrafyasını daha da hareketli hale getirecektir.
Devamı
ABD'nin Ortadoğu yol haritasında Türkiye'ye nasıl bir yer verdiğinin ipuçları bu görüşmede netleşecek. Anlaşılan, Ankara'nın Trump yönetimi ile arzu ettiği kapsamlı işbirliği arayışı beklenenden zor olacak.
Amerikan medyasında Trump karşıtı kampanyayı yürütenler genelde Türkiye ve özelde Erdoğan karşıtı tutumlarıyla maruf aktörler.
PKK'nın DEAŞ ile mücadelede ne kadar başarılı olursa olsun uzun vadede bölgede ABD'nin desteğine rağmen tutunması oldukça güç.
Sadece Rakka operasyonunda değil post-Rakka operasyonunda şehrin ne olacağı konusunda daha geniş vadede Türkiye ve ABD’nin ortak çalışma alanı olup olmayacağı özel önem taşıyor.
Rakka operasyonunun YPG ile yapılması kararının yarattığı krizin yönetilmesi gerekir. Diğer tabirle, Türk-ABD ilişkilerini Rakka operasyonuna kilitlemek doğru değil.
El-Kaide’yi dünyanın başına bela eden “stratejik zeka”, PKK’yı da bölgenin başında daha büyük bir belaya dönüştürüyor.
Madem mutlak ittifaklar dönemi kapandı, o takdirde hem gerektiğinde YPG'ye müdahale etmeli, hem de Trump yönetimiyle iyi ilişkiler geliştirme gayretini sürdürmeli.
Türkiye Trump'tan müttefiklik hukukuna uygun hareket etmesini ve CENTCOM'un PYD'ye verdiği desteği kesmesini isteyecek. Karşılığında Türkiye'nin dostluğunu önerecek. Eğer kabul görmezse kendi yolunu çizmek zorunda kalacağını söyleyecek.
Trump yönetimi, Obama yanlısı çevrelerin uzun süredir yürüttüğü Erdoğan karşıtı kampanyayı ciddiye almıyor. Yine de Ankara ile beyaz bir sayfa açmasının önünde birbiriyle ilişkili iki engel var.
ABD Yönetimi’nin, Irak tezkeresinden dolayı Türkiye’den öç almaya çalışan CENTCOM’un sözünü dinleyip ve PKK ile işbirliğine devam etmesinin faturası ABD dahil olmak üzere her aktöre kesilecek.
Trump’ın başkan olmasıyla birlikte ABD’nin Suriye politikasında önceliğin yeniden İsrail eksenine kaydığı görülüyor.
Çin'de Putin, Erdoğan ve Şi Cinping arasında üçlü bir toplantı yapılacak. İçeriği bir yana, bu toplantının kendisi bile Türkiye'nin büyük güçler arasındaki rekabet alanında etkili bir aktör olarak yer aldığını gösteriyor.
Hatırda tutulması gereken nokta, PKK’nın sadece ABD’nin omuzundan değil aynı zamanda Afrin ve Menbiç’te Rusya’nın da omuzundan ateş ettiğidir. Her iki ülke de PKK’yı bir cepte tutmak istiyor.