17 Aralık Girdabında Türk Dış Politikası

Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin bozulması hükümet ile Paralel Yapı arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası olarak görülebilir.

Devamı
17 Aralık Girdabında Türk Dış Politikası
14 Aralık'ı Nasıl Okumalı

14 Aralık'ı Nasıl Okumalı?

Görünen o ki, paralel yapı ile mücadele kademeli işleyen bir süreç halinde gidiyor. Spesifik konularla ilgili davalar gündeme geliyor ve muhtemelen bunlar ana bir davaya dönüşecek.

Devamı

“Ne zaman AKP'ye yönelik eleştiriler çoğaltılsa hemen 'öyleyse süreç bitecek mi?' diye soruluyor. Hayır, kesinlikle barış sürecini bitirmekten söz etmiyorum. Ama açıkça belirtmek gerekiyor ki, AKP kesin bir şekilde partner olmaktan çıkmıştır.” Bu sözlerin sahibi HDP milletvekili Aysel Tuğluk. Tuğluk bir İnternet sitesine yazdığı yazıda bir yandan “barış süreci”nin bitmediğini ima ediyor. Diğer yandan müzakere sürecinin ana aktörünün devre dışı kaldığını iddia ediyor. Tuğluk'a göre bunun başlıca gerekçesi, AK Parti'nin “IŞİD kartı ile sürece karşı en büyük komployu kurmuş olması”.

Türkiye'nin bölgedeki derdi düzen ve özgürlüğün tesisidir. Bu ikisinin birbirine bağlı olduğunu biliyoruz. Ve bu defa Türkiye komşularından gelmekte olan sorunları sert güç unsurları ile karşılama kararı almıştır. Bu yeni bir durumdur.

Her kurucu misyon yeni bir dili kitlelere taşımak durumunda... Şimdilerde Başbakan Davutoğlu'nun "restorasyon" diyerek katkı yaptığı yeni Türkiye söylemi hegemonik bir siyasetin dili olma yolunda.

12 Eylül (2010) referandumu ile 10 Ağustos (2014) Cumhurbaşkanlığı seçimleri arasındaki dört yıllık dönemin siyasal denklemi, “Yeni Türkiye'yi inşa” hedefi üzerinde yaşanan iktidar mücadelesiydi.

İslam'ın Dış Politika Yapımında Bir Rolü Var Mı?

İslam, Türkiye'nin bölgedeki aktörlerle kurduğu ilişkilerin ve yürüttüğü diplomasinin bir unsuru. Ancak ideolojik değil rasyonel bir unsuru.

Devamı
İslam'ın Dış Politika Yapımında Bir Rolü Var Mı
Yeni İsrail Ekseni

Yeni İsrail Ekseni

İsrail, Amerika'nın Gazze katliamına destek vermiş olması, Sisi'nin darbesini görmezden gelmesi, Suriye'de sessiz kalmasını, Maliki'nin dikta yönetimini seyretmesini yeterli bulmuyor.

Devamı

Erdoğan'ın Gazze'yi sahiplenmeyi "tarihi sorumluluk" olarak nitelemesi duygusal bir açıklamadan öte anlama sahiptir. Kurtuluş Savaşı'na bağlanarak Gazze, Türkiye'nin yeni kimliğinin kurucu unsurlarından biri haline gelmektedir.

Müslüman topraklara kon-durul-muş bir ülke İsrail. Sömürgeci-yerleşimci bir devlet. Hiçbir kuralı olmayan, çevresi ile bir ilişki kuramayan, diplomasi nedir bilmeyen, geleneksiz, köksüz bir devlet.

2009 Davos sonrası Batı başkentlerinde ortaya çıkan ve içeride yeniden üretilen otoriterlik söylemi bir yönüyle Türkiye'yi tedip etme gayreti. Aktör olmanın pişmanlığını ikrar ettirme çabası...

Dış politikada "tarafsızlığı" tartışmak bir seçim dönemi malzemesi olmaktan öte anlamlar taşıyor. Nasıl bir Türkiye ve Ortadoğu tahayyül ettiğimizi seçeceğiz.

Türkiye'de Kemalist travmadan kurtulamayan entelektüel kesimlerin büyük bir kısmı dış politika diye aslında hala ‘dış ilişkilerden' bahsediyorlar.

SETA analisti Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Seçimi için CHP ve MHP tarafından 'çatı aday' olarak gösterilen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) eski Başkanı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu isminin toplumda bir karşılığı olmadığı yorumları yapılsa da, İİT'daki performansından dolayı Batı'da karşılığının olduğuna dikkat çekti.

Hükümetin paralel yapı ile mücadelesi devam ettikçe Hareketin yeni Batıcılığı daha da güçlenecek gibi.

Batı medyasında yükselişe geçen Erdoğan karşıtı söylemlerin alt metni ile Türkiye'deki Erdoğan karşıtı siyasi kimliğin talebi örtüşüyor: “Türkiye'de işler iyi gitmiyor, Batı sürece müdahale etmeli!”

Erdoğan karşıtları Erdoğan'a ilginin sahiciliğini, köklü nedenselliğini ve psikolojisini anlayamıyorlar. Anlamayanlar sadece Ak Parti mitingine gidenlere “cv'siz kişiler” diyenler değil. Sosyalist veya liberal sol kökenli akademisyenler de anlamıyor.

İsrail'in tam da ilişkileri düzeltmekten bahsettiği günlerde Gazze'ye bir saldırı gerçekleştirmesi, aslında İsrail Devleti'nin iki alışkanlığına işaret etmekte.

Katliamın oluşmasında doğrudan ve dolaylı paydaş olan aktörlerin de Lahey'de ve kamu vicdanında Esed'le birlikte sorumlu tutulması gerekmektedir.

Ulutaş: "İsrail'in komşularıyla özellikle de Filistin ile ilişkilerini normalleştirmeden Türkiye ile sürdürülebilir bir normalleşme yaşaması oldukça zor."