15 Temmuz sonrasında CIA'in üst düzey yöneticilerinden Graham Fuller'ın ismini çok duyar olduk. Her fırsatta Fetullah Gülen adlı teröristten bahsedip, "tanırım, iyi çocuktur" diye kampanya yapıyor. Bozacının şahidi şıracı!
Devamı
Seçimle işbaşına gelen Erdoğan’ı darbe dahil olmak üzere her türlü yöntemi kullanarak devirmeye kararlı görünüyorlar. Ancak Türk halkının demokrasiye ve seçilmiş liderlerine sahip çıkma konusunda artık daha kararlı olduğunu ve her türlü entrikayı bozduğunu hesap edemiyorlar.
Devamı
Milletin ortak düşmana karşı mücadele ederken gösterdiği azim ve kararlılık yeni bir siyasal enerji doğurmuştur. Siyasi parti temsilcilerinin bu enerjiye duyarsız kalması düşünülemez.
Türk halkının Müslüman kimliğinden dolayı siyasi bir aktör olamayacağı söylenmek istenmektedir. Türk halkının siyasi bir aktör olarak kendi hakkını hukukunu korumak için canını ortaya koymuş olmasını görmezden gelen böyle bir tavrın islamofobik olduğu apaçıktır.
Şu anda bir güven inşasına ihtiyacımız var ve bunun ilk koşulu da, kanaatimce, öngörülebilir ve kırılgan olmayan bir demokratik düzenin varlığından herkesi emin kılmak…
15 Temmuz gecesi sokakta yazılan yeni anayasanın ete kemiğe bürünmesi, bir hukuk metni olmanın ötesine geçip 15 Temmuz toplumun kuruluş ilkelerini içermesi gerekiyor.
Türkiye ekonomisi geçmiş dönemlerde derecelendirme kuruluşlarının yaptıkları operasyonlarda kırılganlığı artan, istedikleri gibi at koşturdukları ve manipüle edecekleri bir ekonomi değil.
Devamı
Bu millet FETÖ ihanetini gördü, ne denli vahşi bir örgütle karşı karşıya kaldığını acı biçimde tecrübe etti.
Devamı
Füller’in “barış ve diyalog” sloganlarıyla FETÖ’yü teröre, suça ve şiddete bulaşmamış bir hareket olarak satmaya çalışması ve bu çabada zekasına mugayir argümanlara başvurması çaresizliğin bir göstergesi.
15 Temmuz’da olayların an be an okuyucuya aktarılması hem medyanın kendi tarihini hem de Türkiye’nin siyasi tarihini değiştiren bir sonucu ortaya çıkarttı.
Türkiye halkı kendi demokrasisine, özgürlüklerine, değerlerine ve hayat tarzına sahip çıkabilecek kapasitede olduğunu 15 Temmuz gecesi bütün dünyaya göstermiştir.
Taktik ve operasyonel yöntemin büyüsüne kapılan darbeciler stratejik hedef değerlendirmesinde büyük yanlışlar yaptı. Halkın Cumhurbaşkanı ile olan bağı ve milli iradeye olan bağlılığını göz ardı etmeleri bu alçak girişimin başarısız olmasının en temel sebebi.
Darbeyi engelleyen darbe-karşıtı güçlerin senkronizasyonu, girişimin sadece başarısız olmasını sağlamadı aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini yeniden şekillendirecek yeni bir tarihsel blok oluşturma ihtimalini de arttırdı.
Uzun dönem devletin içine sızmış FETÖ’cü cuntanın dikkate almadıkları husus, Türkiye toplumunun, siyasetin ve siyasi liderliğin birçok sınamadan geçtiği ve dönüştüğü meselesidir.
Türk toplumu uzun bir aradan sonra kendisiyle ve devletiyle ayrışmasına son vererek "kendine gelmiş" ve bir siyasi özne olarak tarih sahnesine yeniden çıkmıştır.
Önümüzdeki dönemde FETÖ'nün tasfiyesinde iki kritik husus var: Lider tasfiyesi ile örgütün parçalanması ve mensuplarının deradikalizasyonu.
Olağanüstü yönetim usulleri demokrasi dışı, hukuksuz ve keyfi yönetimler anlamına gelmemektedir. Anayasal haklar, hukuk düzeni ve devletin tüm organlarının yargısal denetimi bu usullerde de yürürlüktedir.
Olağanüstü yönetim usulleri hukuk dışı yahut demokrasi dışı yönetim usulleri değildir. OHAL’de değişen tek şey devletin terörle mücadele sürecinde yetkilerinin artmasıdır.
Önümüzdeki dönem için iki temel ders çıkarmak mümkün. Birincisi, millet iradesine yönelik bir cuntacı teşebbüs her zaman ve her yerde mevcut. İkincisi, bu cunta teşebbüsünü engellemek de mümkün.
Sanırım, akademik camiayı tebrik etmek gerekiyor. Tarım müdürlüklerinde bile kadrolaşan FETÖ, bütün çabalarına rağmen üniversitelerde kadrolaşamamış.
Darbenin ikinci aşamasını üstlenen Türkiye’ye karşı medya çevreleri bu kirli operasyon kapsamında ne yapıyorlar?