Başkan Biden’ın siyasi kariyerinin son BM konuşması, Amerikan diplomasisinin belki de en etkisiz dönemine denk geliyor. 7 Ekim’den beri İsrail’in ‘uluslararası toplum’ nezdinde Amerikan diplomatik güvenilirliğini yerle bir etmesini seyreden Biden yönetimi, BM reformu ihtiyacını dillendirse de bunu gerçek bir yeni uluslararası düzen ihtiyacına binaen değil de sistemden şikâyet eden ülkelerin baskısını hafifletmek için kabullenmiş görünüyor. Yıllardır konuşulan BM reformu ihtiyacını dillendirmeye sadece Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında başlayan Biden yönetimi, uluslararası sistemin yapısal reformu adına herhangi bir müzakere süreci başlatmadı. Enerjisini uluslararası sistemin İsrail’e baskı kurmasını engellemeye harcayan Biden, Ukrayna’ya destek, çatışma bölgelerinde insani yardım ihtiyacı, iklim değişikliği ve yapay zekâ gibi bildik temaların ötesine geçmeyecek.
Devamı
Bu yıl, BM toplantıları İsrail'in Filistinlilere yönelik soykırımının gölgesinde geçiyor. Her zamankinden daha etkili bir zirve olması gerekirken bunun tam tersi bir hava var. BM'nin çoklu krizler karşısında gereğini yapamadığı konusunda nerdeyse konsensüs oluştu.
Devamı
BM toplantıları için New Yok'tayız. Erdoğan'ın programı yoğun. Türkevi'nde birçok devlet başkanı ile görüşmesinin yanı sıra, ekonomi dünyasının, düşünce kuruluşlarının temsilcileri ve önde gelenleriyle de görüşmeleri var.
"Birlikte Gelişmek: Sorumluluklar, Eylemler ve Çözümler" temasıyla gerçekleştirilen "TRT World Forum 2023'te, "Türkiye Yüzyılı Vizyonu: Sistem Kurucu Bir Aktör Olarak Türkiye" başlıklı panel düzenlendi.
Dünya siyaseti yeni jeopolitik dönüşümlere sahne oluyor. BM başta olmak üzere uluslararası kurumların güvenlik ve barış üretmekte giderek zayıflaması bütün ülkeleri yeni çözümlere, işbirliklerine ve rekabetlere hazırlıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın New York seyahati, BM sisteminin reformu konusunu yeniden gündem yaptı. Genel Sekreter Guterres ve ABD Başkanı Biden'ın da bu yapının artık çalışmadığı yönündeki açıklamaları Erdoğan'ın uzun süredir seslendirdiği "Dünya beşten büyüktür" ve "Daha adil bir dünya mümkün" çağrısının yerleşmekte olduğunu gösteriyor.
BM Reformu | Bölgesel Yaklaşımlar ve Türkiye
Devamı
Erdoğan'ın BM'ye dair "daha adil bir dünya mümkün" çıkışı ve Ukrayna Savaşı'ndaki politikası ile Türkiye'nin milli çıkarlarını aşan öncü bir rol üstleniyor. Çözüm odaklı yeni çok taraflılık arayışının ayak sesleri...
Devamı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 61. sayısı çıktı.
Türkiye, uluslararası sistemin gidişatına dair söyleyecekleri olan ve bu fikirleri kamusal ortamlarda ifade etmekten çekinmeyecek bir lider profiline de sahiptir. Birçok uluslararası aktörün içe kapanma eğiliminde olduğu bir dönemde Türkiye'nin yapıcı eleştirileri ve krizleri çözmeye dair girişimci ve insani diplomasi yaklaşımı zamanla hak ettiği konuma gelecektir.
Washington'da Ankara'ya karşı eski yoğun gerilim havası yok. Afganistan müzakereleri ve Ankara'nın Mısır ve BAE ile normalleşme adımları havayı bir miktar değiştirmiş. Ancak yeni işbirliği hamleleri üretilmedikçe Erdoğan'ın değindiği durgunluk ve çözümsüzlük hali devam edecek gibi görünüyor.
Erdoğan’ın inisiyatif alması ve küresel düzene yaptığı eleştiri/öneriler liderlik algısını pekiştiriyor. 'Daha adil dünya' vurgusu tüm insanlığa yönelik bir çağrı. Çıkarların kaotik dünyasında değerlere yaptığı referansla bunu sıklıkla gösteriyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Foreign Policy Association ve SETA DC tarafından düzenlenen programa katıldı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının BM Genel Kurulu öncesi New York'ta düzenlediği düzenlediği panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaleme aldığı 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' isimli kitapta da yer alan BM'ye ilişkin somut reform önerileri tartışıldı.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaleme aldığı “Daha Adil Bir Dünya Mümkün” kitabı üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan'ın adaleti merkeze alan BM reform önerisi küresel düzenin geleceğini tartışmaya açıyor. Karşıtlık değil adalet çağrısı yapıyor. İnsanlığın yeni bir savaşa sürüklenmemesi için alarm zillerini çalmakla kalmıyor, somut çözüm önerisinde bulunuyor. Erdoğan muhtemelen iki hafta sonra BM'de bu öneriyi dünya liderleriyle paylaşacaktır.