AK Parti’nin Geleceği, Erdoğan’ın Yolu

Hem yeni bir hükümet sisteminin uyum yasalarını çıkarmak lazım. Hem de vesayetle mücadele edilirken yıpranan kurumların yeni bir ruhla inşa edilmesi mecburiyeti bulunuyor.

Devamı
AK Parti nin Geleceği Erdoğan ın Yolu
İki Tuzak

İki Tuzak

Erdoğan'lı yeni AK Parti'nin 2019'a uzanan süreci en iyi şekilde değerlendirebilmesi, ekonomi ve demokrasi kanatlarında ne derece (sürdürülebilirlikte) bir kalkınma hissettirdiğine bağlı olacaktır.

Devamı

Artık siyasi gündemin ekonomi gündemini ötelemediği, ekonomideki değişimi ve dönüşümü hızlandıracak ortama geri dönme zamanı.

Halkın önüne çıkarak oy isteyen ve siyaset yapan bir Cumhurbaşkanı'nın o siyaseti sürdürebilmek için halkla ilişkisini sağlayan partiye üye olması gerekiyordu. Şimdi o gerçekleşiyor.

AK Parti'nin önünde birbirinin içine geçmiş farklı değişim ve reform ajandaları duruyor.

Erdoğan liderliğindeki AK Parti siyasetinin gücü dinamizminden ve değişim ısrarından geliyor. Tıpkı bisikletin pedalını çevirmeye devam etme kararlılığı gibi.

Yarın Ne Değişecek?

Erdoğan'ın AK Parti'nin başına geçecek olması rakiplerini de değişime zorlayacak. Değişime direnen aktörler tasfiye olacak.

Devamı
Yarın Ne Değişecek
AK Parti nin İkinci Doğumu ve İnşa Süreci

AK Parti’nin İkinci Doğumu ve İnşa Süreci

16 Nisan'daki sistem değişimiyle gücünü artırarak önümüzdeki "inşa dönemi"ne hazır hale gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı yeni bir misyon bekliyor.

Devamı

Gelişmiş ülke olma potansiyeli taşıyan, bazı alanlarda benzer sorunları ve hedefleri olan Türkiye ve Çin’in ekonomik ve ticari ilişkilerini güçlendirebilecek birçok alanın olduğu ortada.

Obama dönemi kalıntısı bazı CENTCOM subaylarının perdelemeleri kalkarsa Türkiye ile ABD arasındaki eşgüdümün yapıcı ve kalıcı sonuçları daha net ortaya çıkacaktır.

Türkiye’nin, doğrudan ABD ya da Rusya ile çatışmaya sürüklenmekten kaçınarak kendi çıkarlarına doğrudan tehdit oluşturan gelişmelere kapasite ve imkânları ölçüsünde müdahale etmekten başka seçeneği yok.

Trump'ın Türkiye ile birlikte çalışma kararlılığının, Ortadoğu'nun yeniden şekillenmesi konusunda bir işbirliği trendi oluşturması imkânı var.

Rakka ilişkiler açısından kritik bir dönemeç. ABD’nin YPG’ye destek vermeyi tercih etmesi, sadece terörle ilişkisi açısından değil aynı zamanda ABD’nin Suriye politikası açısından da oldukça sorunlu.

Türkiye-ABD ilişkilerini yeni dönemde sadece Suriye bağlamında oluşacak ihtilaflar ve sahip olunan güvenlik kaygılarının "itici" etkileri şekillendirmeyecek.

Türkiye'nin yeni Trump yönetiminden beklentilerinin en azından yakın vadede çok yüksek olmaması gerektiği ortaya çıktı.

Türkiye'nin yeni dönemde aynı gelir grubunda yer aldığı ülkelerle ve bulunduğu bölgedeki ülkelerle yeni işbirliklerini artırarak, siyasi ve ticari ilişkilerini yeni bir boyuta taşımalıdır.

Her ne kadar Çin Almanya ve Rusya'dan sonra Türkiye'nin dünyadaki en büyük üçüncü ticaret ortağı olsa da bu ne Türkiye ne de Çin için yeterli görülebilir.

Almanya ve diğer AB ülkelerinin artık Türkiye’yi AB’ye üye olarak alma niyeti olmadan, alacakmış gibi yapıp içişlerine müdahale anlamına gelecek politikalardan uzaklaşması gerekiyor.

Başkan Trump'ın, Obama bürokratlarının kendi dönemlerini aklamak için ürettikleri argümanlara değil, sahayı bilenlerin öngörülerine kulak vermesi gerekli.

2011’den bu yana Ortadoğu’dan çekilen ve Suriye gibi olaylarda çözümsüzlüğü bir yöntem olarak benimseyen ABD’nin bu tavrı, çok ülkenin canını acıttı. Müttefiklerinin hepsi bundan zararlar gördü.

Trump Suriye’yi, YPG’yi, Rakka’yı ve genel olarak Ortadoğu’yu önemsemiyor. ‘Terörle mücadele’ ismiyle paketlediği Rakka operasyonunun Suriye’yi ateşe atma pahasına bir an önce bitirilmesi tek hedefi.