Türkiye ile AB arasındaki ikili ilişkilerin geleceğini değerlendiren Doç. Dr. Talha Köse, 'Avrupa önümüzdeki dönemde stratejik otonomi tartışmasını yapmaya devam edecektir. Şüphesiz AB içerisindeki bu tartışmaların Türkiye açısından da neticeleri olacaktır. Savunma konusunda otonom kapasite ve karar alma mekanizması oluşturmak isteyen bir Avrupa açısından Türkiye ile işbirliğinin daha da değerli hale gelmesi muhtemel.' ifadelerini kullandı.
Devamı
Kırım'ın ilhakını kabul etmeyen Türkiye, Ukrayna'nın bütünlüğünden yana. İyi ilişkiler içerisinde olduğu Rusya ve Ukrayna'nın Donbas krizini müzakere ile çözmesini istiyor.
Devamı
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Millet İttifakı’nda yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.
'Türkiye'nin 2023 sonrasında nereye gideceği konusu' belirli bir seçmen grubunda beka kaygıları doğuruyor. Parti siyaseti-dış politika-ekonomi denkleminde 'siyasetin önceliğinin' ne anlama geldiğini en iyi bilen lider olarak Erdoğan'ın 2023 seçimlerinde kazanma imkânı çok fazla.
DEVA ve GP, Millet İttifakı'nın yapısını değiştirecek hamlelerde bulunuyor. Yüzde 50 artı 1 alma iddiasıyla ortaya çıkan bu iki partinin Millet İttifakı'nın ve özellikle CHP'nin arkasına takılması hedefledikleri muhafazakâr seçmen nezdinde onları zora sokuyor.
Rusya'dan hassas bir uzaklaşma politikası içinde olan Kazakistan'ın yeni dönemde Moskova'ya karşı eski politikasını sürdürmesi nispeten daha zor.
Rus askerlerinin Kazakistan'da konuşlanması Moskova'nın bu ülkedeki etkisi konusunu yeniden canlandırdı.
Devamı
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, 2022 yılında ekonomi gündeminde beklenen gelişmeler ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Yeni yılın ilk gününde hepimize mutlu ve huzurlu bir yaşam dilerken siyasi gündemin nasıl şekilleneceğine dair beklentilerimi paylaşayım. Muhalefet her ne kadar erken seçim çağrısını terk etmeyecekse de iktidar yeni ekonomi modelinin sonuçlarını almak isteyecektir.
Yeni yılda hukuk, yargı ve demokraside reform sürecine ivme kazandırılması kamuoyundaki temel beklentiyi oluşturuyor.
Önümüzdeki yıl küresel sistemde etkin aktör olma tercihini sürdürecek olan ülkemizin aşı ve SİHA gibi üstünlüklerini diplomaside öne çıkarması şaşırtıcı olmayacak.
SETA’nın gelenek haline gelen SETA Yıllığı bu sene de Türkiye’yi ilgilendiren bütün meselelere dair geniş bir perspektif sunuyor ve tecrübe edilen gelişmeleri; iç siyaset, dış politika, güvenlik, savunma, göç, hukuk, ekonomi ve enerji alanlarında gündem oluşturmuş kritik konuları bir araya getirerek analiz ediyor.
Afrika ile ticaretimizi 75 milyar dolara çıkarmaya çalışan Erdoğan'ın ülkemizde gerçekleşen önemli bir zirve sırasında 'daha adil bir dünya' çağrısı ile Mozambikli gençlere ulaşması, nasıl sorun olarak görülebilir?
Türkiye'nin dış politika hamleleri uluslararası medya tartışmalarının gündeminden düşmüyor.
Bu vizyon Afrika'yı Afrikalıların perspektifiyle görme ve ortaklaşa kalkınma anlayışına oturuyor. Türkiye-Afrika ortaklığı kalkınma yardımlarından altyapı, tarım, sağlık, telekomünikasyon ve savunma alanlarına kadar uzanıyor.
Bu gelişme Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin istikameti açısından önemli bir dönüm noktası..
Kafkaslarda 'bir fırsat penceresi' aralandı.
Erken seçim tartışması nasıl muhalefetin iktidara karşı gündemi elinde tutma çabası ise, aday tartışması da artık muhalefet içi rekabet mahiyeti taşıyor.
Türkiye'nin bugün karşılaştığı nerdeyse tüm sorunların temelinde, son 1-2 yüzyıldır dış ülkelere karşı verdiği bu finansman, cari açık sorunu yatar. İhracatın rekabet gücünün, teşvikler, katma değeri yüksek üretime odaklanma ve Ar-Ge harcamaları ile artırılması ve cari açığın düşürülmesi sürecinin de yeşil dönüşüme uygun olarak sürdürülmesinde fayda var.
Emine Erdoğan, Afrika'nın zengin potansiyeliyle, geçmiş kara günleri aşacağına ve bu yüzyılın en büyük güçlerinden biri olacağına inandığını dile getirdi.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun gayri milli çıkışı, tutarsız bir açıklama veya kendisinin "farklı" bir millilik anlayışı olduğu şeklinde geçiştirilebilir. Ancak bu açıklama, kendisinin 10 gün önceki helalleşme çağrısı ile birlikte değerlendirildiğinde bunun söylem tutarsızlığının ötesinde siyasi açıdan daha derin bir samimiyet problemini işaret ettiği anlaşılmaktadır. Hem ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı siyasetten şikâyet etmek, hem bunu farklı toplumsal kesimler ile helalleşerek değiştireceğini iddia etmek, hem de toplumun neredeyse yarısını ayrıştıran açıklamalar yapmak, Kılıçdaroğlu'nun ve ortaya koyduğu siyasi projenin samimiyetini sorgulatmaktadır.