Uluslararası Çevrelerde “Çatı Aday” Arayışı

AK Parti ve Erdoğan karşıtı çevreler, 2019 seçimleri için aday arayışlarını sürdürüyorlar. Önümüzdeki günlerde yeni aday isimlerinin parlatılmaya çalışıldığını göreceğiz.

Devamı
Uluslararası Çevrelerde Çatı Aday Arayışı
CHP-FETO İttifakının Anatomisi

CHP-FETO İttifakının Anatomisi

Karşımızda ne Gandhi gibi gücünü milletten alan sahici bir lider ne de millet iradesinde temellenen bir demokrasi hareketi var. Ve dahası, millet iradesini iplemeyen bu eylem için rüzgar arkadan değil karşıdan esiyor.

Devamı

Erdoğan liderliğindeki AK Parti siyasetinin gücü dinamizminden ve değişim ısrarından geliyor. Tıpkı bisikletin pedalını çevirmeye devam etme kararlılığı gibi.

2019 seçimleri birçok ilkleri de içinde barındıracağı için tüm siyasi partiler, hazırlık sürecini çok iyi yönetmek zorunda.

Macron’un seçimleri kazanmasıyla birlikte, “Yürüyüş Hareketi”nin seçim stratejisinin, önümüzdeki günlerde “hayır” oylarını bir blok olarak görenler tarafından daha da ayrıntılı inceleneceği muhakkak.

CHP'deki bu parti içi gelişmeler 2019 seçimlerine hazırlamak şöyle dursun zaten dezavantajlı konumda bulunan CHP'nin işini iyice zorlaştırıyor.

Muhalefetin Yeni ‘Çatı Aday’ Sendromu

Muhalefetin 2019 seçimleri için çatı aday bulması 2014'e kıyasla çok daha zor. Çatı aday fikrinin "başarısı" yüzde 38'de kaldı ve ilk turda kaybetti.

Devamı
Muhalefetin Yeni Çatı Aday Sendromu
Yeni Hük met Sisteminin İki Haftalık Karnesi ve CHP

Yeni Hükûmet Sisteminin İki Haftalık Karnesi ve CHP

İki yıllık bir süreç CHP’nin yeni sisteme tam hazırlanması için yeterli olmayacak. Eski siyaset tarzını sorgulayacak ama yenisini inşa edecek zamanı bulamayacak.

Devamı

Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçiminin 23 Nisan'da yapılan ilk turunda beklenildiği gibi hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı ve en çok oyu alan Macron ile Le Pen ikinci tura kaldı.

İkisi aynı gün olan, üç seçimin aynı yıl içinde yapılması seçmen tercihlerinde farklı siyasal davranışları ortaya çıkarabilecektir.

Avrupa Parlamentosu eski başkanı Martin Schulz Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin başbakan adayı olması Alman siyasetine ve Eylül ayındaki seçimlere epeyce heyecan ve hareketlilik getirdi.

MHP’yi bir olağanüstü kongre daha bekliyor. İlk kongre mahkeme kararı ile oldu. Salonda sadece muhalifler vardı. Diğer kongre genel merkez kararıyla olacak ve salonda hem Bahçeli taraftarları hem de muhalifler olacak. Siyaset mahkemelik olmuştu, inşallah karakolluk olmaz.

Demirel: “Kargadan, bülbül olmaz”. “Özal’ı, Çankaya’dan alırım aşağı. Bu, boynumun borcu olsun”. Erbakan: “Özal, milleti kurbanlık koyun gibi çengele astı” İnönü: “Özal, ülkeyi dinamitliyor”. “Her türlü yola başvururuz!” Deniz Baykal: “Özal sivil diktatör”. “İçimize sindiremeyiz”. “Özal’ı onursuzca indiririz” Hürriyet (31 Ekim): “Hacı Turgut Özal, bugün Cumhurbaşkanı seçiliyor”. “Çankaya tartışmalarına bilim adamları katıldı. Hukukçular tereddütlü”.Yukarıdaki sözler 1989’un son baharındaki Özal’ın cumhurbaşkanlığı tartışmalarından. Bugün de neredeyse bütün pozisyonlar aynı.

Siyasi partilerin AK Parti’yi kuşatmak üzere bir araya gelmiş olmaları ve bürokrasinin perdenin önünden çekilmesi, rekabetin demokratikleştiği anlamına gelmiyor.

Kalabalık: “Mısır’daki tartışmalar anayasa maddeleriyle ilgili değil. Tartışmalar daha çok komisyonda çoğunluğun İslami akımlardan oluşması üzerinde yoğunlaşıyor.”

Müesses Nizam'ın, 6 yıl önce 367 kararı ve 27 Nisan e-Muhtırası'na toplumsal meşruiyet devşirme kaynağı olarak gördüğü Cumhuriyet Mitingleri'ni, şimdilerde MHP, yeni çözüm sürecine karşı duruşuna toplumsal meşruiyet devşirmek için işlevselleştirmeye çalışıyor. Siyasi tarihimize bundan hemen hemen altı yıl önce giren ve o günlerden beri müesses nizam nazarında etkili bir toplumsal muhalefet aracı olduğuna inanılan(1) ; ancak ortaya çıkışından itibaren birkaç aylık miadı olduğu Temmuz 2007 seçim sonuçlarıyla tescillenen Cumhuriyet Mitingleri, geçtiğimiz günlerde MHP tarafından, formatı biraz da değiştirilerek tekrar hayata geçirildi. MHP'nin, daha çok ulusalcıların tekelindeymiş gibi görünen Cumhuriyet veya Bayrak mitinglerini neden ödünç alma gereğini hissettiği incelenmeye değer. Ancak öncelikle Müesses Nizam'ın bu ritüelini kısaca hatırlamakta yarar var.

Mısır'da muhalefet, 30 Haziran merkezli senaryolarını ekonomik gerekçeler üzerine bina etti. Ancak genel olarak ülkeyi bundan sonra bekleyen süreç için öngörüler üç senaryo üzerinde yoğunlaşılıyor.

Türkiye'den Tayland'a, Arjantin'den Şili'ye, Nijerya'dan Pakistan'a hiçbir darbe demokrasi getirmemiştir.

SETA Başkanı Taha Özhan, Mısır'da darbenin görünen sahnesinin çöktüğünü, görünmeyen aktörlerin ise krizde olduğunu söyledi. Mısır'daki son gelişmeleri Sabah Gazetesinden Dilek Güngör için değerlerinden SETA Başkanı Taha Özhan, "Ordu darbeyi siyasal sürece dönüştüremez" yorumunda bulundu.

Darbeciler, İhvan'ı yasaklamak ve darbe yönetimi altında darbenin komutanının aday olduğu bir seçimle Sisi'yi Cumhurbaşkanı seçmek planlarıyla aslında Türkiye modelini uygulamak istiyorlar.

Mısır'da Savunma Bakanı General Sisi için bir sonraki adımın Cumhurbaşkanlığı makamı olacağı söylenebilir. Çünkü adaylığını desteklemek için yeni kampanya grupları ve hareketler ortaya çıktı bile.