Çözüm Sürecinin Uluslararası Boyutu

Kürt sorunu Türkiye'yi sadece bir iç sorun olarak meşgul etmemiş, yaratmış olduğu görece istikrarsızlaştırıcı etkisiyle küresel ve bölgesel ölçekte bir önem de kazanmıştır. Bugün içinde olduğumuz geçiş sürecinin en önemli nedenleri iç dinamiklerle ilgili olmakla birlikte, bütün resmi görebilmek için bu gelişmenin küresel ve bölgesel dinamiklerine de bakmak gerekmektedir. Suriye'deki durumun bölge ülkeleri arasındaki gerilim hatlarını ısındırdığı ve küresel bir bilek güreşine dönüştüğü bir dönemde, gerilim unsurlarından birinin soğutularak başka gerilim unsurları üzerinde olası bir olumlu etkinin yaratılması gerekmiştir. Bu nedenle de uluslararası arenada etkisi olacak şekilde güvenlik ve istikrar ortamını artırıcı şekilde bir adımın atılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu açıdan bakılınca Türkiye'de iç barışı artıracak şekilde atılan bu adımın dış boyutlarını incelemek gerekmektedir.

Devamı
Çözüm Sürecinin Uluslararası Boyutu
Çözüm Sürecinin Dönüştürücü Gücü

Çözüm Sürecinin Dönüştürücü Gücü

Kürt meselesinin çözümü ve PKK'nın silahsızlandırılması süreci ilerledikçe cari siyasi pozisyonların en fazla zorlandıkları durum statükoyu korumak olacaktır. Çözüm süreci toplum tarafından hızla sindirilirken, elitler düzeyinde oldukça maliyetli bir transformasyon döneminin de önünü açmış oldu. Özellikle sürecin aktörü olanlar ve siyasi partiler yaşanan değişimi yönetmekte zorlanmaktalar. Siyasi partiler açısından sürece en hazırlıklı olan tartışmasız AK Parti. Bu durum AK Parti'nin siyasi kimliğindeki kodlardan ve Erdoğan'ın siyasi mühendislik yeteneğinden kaynaklandığı kadar, 2009 açılım sürecinin de baş aktörü olmasındandır. AK Parti, 2009 açılım süreciyle spesifik hedeflerine ulaşamasa da, genel olarak tabanının ve elitlerinin Kürt meselesinde yıllar sürecek bir dönüşümü hızla sindirmelerini sağladı. Bu yönüyle 2009 açılımı, AK Parti'nin 2013 çözüm sürecinin dibacesi olmuştur. Aynı şekilde 2009 açılım sürecinde negatif rol oynayan bütün aktörler açıktan veya zımnen bugün sıkıntılar yaşamaktalar.

Devamı

Çözüm süreci başladığından beri MHP'nin gerginliği arttırarak sürece öncülük eden AK Parti'ye siyasal fatura ödetmeye çalıştığına şahit olduk. Zaman zaman kitlesini çatışmaya davet tonu da içeren bu gerginlik geçtiğimiz günlerde farklı bir sahaya da taşındı. MHP'nin vatan hainliği ile suçladığı AK Parti, MHP'nin iktidar olduğu dönemle ilgili bir araştırma komisyonu kuracağını, vatan hainliğinin memlekete verilen ve ödetilen zarar ile ilişkilendirilerek değerlendirilmesi gerektiğini söyleyince gerginlik derinleşerek devam etmiş oldu.

SETA Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü Yılmaz Ensaroğlu, TRT1'de yayınlanan Enine Boyuna programında Akil İnsanlar Heyeti çalışmalarındaki izlenimlerini paylaştı, süreciğin geleceğine dair açıklamalarda bulundu.

SETA Dış Politika Direktörü Talip Küçükcan, TRT Haber'de yayınlanan Açı programında çözüm sürecinde yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.

Eşkinat: CHP, PKK'nın silahsızlandırılmasına yönelik görüşmelerden farklı olan genel demokratikleşme adımlarını ortaya koyarak seçmeni etkilemeye çabalıyor.

Çözüm Süreci Hangi Aşamada?

Çözüm sürecinin geldiği noktada BDP ve PKK'nın tavrını değerlendiren SETA Siyaset Direktörü Hatem Ete, BDP'nin sorumluluklarını yerine getirmesini, PKK'nın ise sürece angajmanının sorgulanması gerektiğini belirtti.

Devamı

Çözüm Süreci ve Akil İnsanların Çalışmaları

SETA Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü Yılmaz Ensaroğlu, hem Başbakan Erdoğan hem de BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ile yaptığı görüşmenin ardından, çözüm süreci ile ilgili herhangi bir karamsar havanın oluşmadığı değerlendirmesinde bulundu.

Devamı

Tartışma ve ayrışma paket üzerinden yaşansa da, aslında, Erdoğan'a yönelik tutumdan besleniyor. 12 Eylül 2010 referandumundan beri, Erdoğan'a ilişkin tutum alışlar, siyasal mevzilenmenin temel göstereni haline dönmüş durumda.

Çözüm sürecinin 2013 Nevruzu ile fiilen başlamasıyla birlikte ilk aşamada en temel soru(n) "Öcalan'ın Nevruz mesajının" PKKBDP çizgisi tarafından taşınıp taşınamayacağı meselesiydi. Mart 2013'ün üzerinden altı ay geçmeden 'Öcalan sancısının' ne kadar derin olduğuna işaret eden bir çok sorun ortaya çıkmakta gecikmedi. Bugün geldiğiniz noktada, Öcalan'ın Nevruz'da verdiği yeni mesaja adapte olanlarla, mesajla açıktan yüzleşemeyenlerin geriliminden ortaya çıkan marazlara şahitlik ediyoruz. Bu hastalığın iki temel özelliği bulunuyor.

Uludere konusunda açıklamalarda bulunan SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Hatem Ete, helalleşme olursa olayın siyasi anlamını yitireceğini dolayısıyla çözüm karşıtları tarafından kullanılamayacağını belirtti.

Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Grubu'nun başkanlığını yapan Yılmaz Ensaroğlu, "Silahsızlanmanın, eylemsizliğin ve silahlı unsurların yurt dışına çekilmesinin sorunun çözümünün demokratik yöntemlerle konuşulduğu bir dönemde eğer silahlı mücadelenin, silahlı örgütün kuruluş gününü bayram ilan ediyorsanız, doğal olarak toplum sizin barıştan, çözümden yana samimiyetinizi sorgulamaya başlar" dedi.

Anayasa'da devlet "...insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti" olarak tanımlanır. Yani demokrasi, laiklik, hukuk devleti gibi temel nitelikler, Atatürk milliyetçiliği ve Anayasa'nın en sorunlu bölümü olan "Başlangıç" ilkeleriyle kuşatılarak sınırlandırılmıştır. Daha doğrusu, bu temel nitelikler, kendilerini devletin sahibi olarak gören bürokratik elitin keyfi tasarruf ve yorumlarına açık hale getirilmişlerdir.

Çözüm sürecinin geldiği aşama ve bundan sonrasına dair değerlendirmelerde bulunan SETA Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü Yılmaz Ensaroğlu, sürecin sağlıklı yürümesi için siyaset malzemesi yapılmaması gerektiğini belirtti.

Devam eden çözüm süreci ile Suriye'de yaşanan son gelişmeler üstüne değerlendirmelerde bulunan SETA Siyaset Direktörü Hatem Ete, Suriye'de yaşananların çözüm sürecine yansımalarının olmamasının mümkün olmadığını ve PYD'nin PKK'dan ayrı düşünülemeyeceği belirtti.

Yıllarca Kürt sorununa dair müesses nizamın ezberlerinden birisi de "bölünme" fobisiyle yarışan "PKK'nın siyasallaşması" tehlikesiydi. Oldukça derin bir tehdit şeklinde dillere pelesenk olmuş "fobinin" tek sahibinin Kemalist dünya olmadığı bugün daha rahat anlaşılıyor. PKK, "siyasallaşmadan", düşmanı farz ettiği ama politik teolojisine öykündüğü Kemalizm kadar ürküyor. Karşımızda aşamaları olan barış süreci içinde, liderinin belli bir mutabakat üzerinden yürüdüğü yol haritasında ilk aşama olan "çekilme" safhasında olmadık provokasyonlar yapıp duran bir yapı var. Çekilme sürecinde bile tutarlı bir siyaset izleyemeyen PKK'nın "silahsızlanması" ve nihayet "siyasallaşması" mümkün mü? Ya da böyle bir kapasitesi ve kabiliyeti olacak mı?

Çözüm süreci ve demokratikleşme paketi üstüne değerlendirmelerde bulunan SETA Başkanı Taha Özhan, TBMM'deki diğer aktörlerin de Türkiye'nin normalleşme süreci ve kamuoyunun ikna edilmesinde hükümete destek vermesi gerektiğini belirtti.

SETA Hukuk ve İnsan Hakları Direktörü Yılmaz Ensaroğlu, demokratikleşme paketinin açıklanmasının gecikmesi üzerine değerlendirmelerde bulundu. Ensaroğlu, bugüne kadar demokratik reformların gecikmesinin Türkiye'nin hayrına olmadığının altını çizdi.