Almanya’nın PKK Politikası Sertleşiyor Mu?

PKK Almanya'da adeta ilan edilmemiş bir mutabakat çerçevesinde faaliyetlerine devam etmektedir. Bu mutabakatın temelini PKK'nın Almanya'da ölümle sonuçlanabilecek terör saldırılarından uzak durması oluşturmaktadır. Bunun dışında PKK'nın gösteri, terör propagandası, haraç toplama ve militan devşirme gibi faaliyetlerine büyük oranda göz yumulmaktadır.

Devamı
Almanya nın PKK Politikası Sertleşiyor Mu
15 Yılın Serencamı

15 Yılın Serencamı

AK Parti’nin kurulduğu dönemde siyasette bir meşruiyet krizi vardı. Merkez sağ ve mevcut sistem iflas etmişti. Yani siyasetin güçlü bir merkezi bulunmamaktaydı. Tekrar eden ve giderek derinleşen ekonomik kriz, geleceğe yönelik toplumsal özgüveni parçalamıştı. Siyasetin krizi ekonomik krizle birleşince, toplum yeni olanı denemek için risk almaya hazırdı. Çünkü zaten kaybedeceğini kaybettiği için daha kötüsü olmazdı.

Devamı

Mesele sadece gerçeklerin ve ihtiyaçların dayattığı pragmatizm değil. Aynı zamanda gerekirse Türkiye'nin menfaatleri çerçevesinde direnebilme iradesi.

Ne yazık ki kavmiyetçilik belası ne sınır tanıyor, ne parti. Nitekim Babanzade Ahmet Naim'in dediği gibi "kavmiyetçilik zokası zehirlidir."

IKBY’nin bağımsızlık referandumuna karşı çıkanları “Kürtlere” karşı çıkmakla yaftaladılar. Meseleyi farklı açıdan tartışanları “Kürt düşmanlığı” suçlamasıyla susturmaya çalıştılar.

Erdoğan'ın Batı ile ilişkileri başta olmak üzere tercih ettiği politikalar ve görevlendirmeler doğrudan "tartışılıyor." Ve aslında davadan Erdoğan eliyle bir sapma olduğu öne sürülüyor.

Sincar Harekatı: Terör Kaynağında Önlenecek

Suriye’nin iç savaşa sürüklendiği günden beri, Türkiye’ye yönelik terörün artış gösterdiği söylenebilir.

Devamı
Sincar Harekatı Terör Kaynağında Önlenecek
Meselenin Adını Koymak

Meselenin Adını Koymak

Ortada bir terör örgütü var. Meselenin adı konulmadığı sürece mücadele daha da zor oluyor.

Devamı

Sürecin belirleyici tarafları muhalif gruplardan ziyade, Suriye'de sahada olan küresel ve bölgesel aktörler.

Insight Turkey 2017 yılı 2. Sayısında, AK Parti’nin 15 yıllık iktidarında Türkiye’de yaşanan sosyal, ekonomik ve siyasal gelişme ve değişimi AK PARTY 15 YEARS IN POWER başlıklı dosya konusunu sayfalarına taşıyor.

Erdoğan liderliğindeki AK Parti siyasetinin gücü dinamizminden ve değişim ısrarından geliyor. Tıpkı bisikletin pedalını çevirmeye devam etme kararlılığı gibi.

Başkan Trump'ın, Obama bürokratlarının kendi dönemlerini aklamak için ürettikleri argümanlara değil, sahayı bilenlerin öngörülerine kulak vermesi gerekli.

ABD'nin Ortadoğu yol haritasında Türkiye'ye nasıl bir yer verdiğinin ipuçları bu görüşmede netleşecek. Anlaşılan, Ankara'nın Trump yönetimi ile arzu ettiği kapsamlı işbirliği arayışı beklenenden zor olacak.

Mevcut sistemin krizlerinden kurtulmak için nasıl Erdoğan'a ihtiyaç var ise Kürtlerin bu ülkedeki geleceğini garantiye almak için de Erdoğan'ın liderliği gereklidir.

HDP'nin referandum sürecinde PKK ile arasına mesafe koymaktan ziyade bu bağ üzerinden bir kampanya yürüteceğini açıkça gösteriyor.

İlginçtir, siyaset kurumunun "beka" tartışması değişimci-statükocu ayrımına geldi, dayandı. Bazı liberal çevreler AK Parti- MHP'nin "ülkenin tehlike altında olduğu" tespitinde birleşmesini "statükonun zaferi" olarak görüyor.

İçinden geçtiğimiz süreç, devleti kuruluşundan itibaren tahakküm altına alan ve topluma kapatan oligarşik rejimin tasfiyesi ve ülkenin gerçek anlamda cumhuriyete doğru yol almasıdır.

Bugün için Türkiye açısından en öncelikli konu ABD, Rusya ve AB arasında dengeli bir ilişki tutturabilmektir. Bu aktörlerden en az ikisi ile geliştirilebilecek iyi ilişkiler Türkiye’nin istikrarı açısından önemlidir.

2017'ye baktığımızda FETÖ, PKK ve DEAŞ terörünün hedefi haline gelen AK Parti ve Türkiye devleti arasındaki bağlar güçlenerek devam edecektir.

Yılbaşı eğlencesini hedef alan terörün hedefi "hayat tarzı" ya da "laiklik" değil. "Hayat tarzı" ve "dindar-laik ayrımı" üzerinden toplumumuzu bölmek.

Melez darbe ve müdahale yöntemleri birçok ülkede seçilmiş iktidarların iç ve dış odaklar tarafından yönlendirilmelerine olanak sağlamıştır. Türkiye ise son yıllarda melez darbe ve dış müdahale yöntemleri ile doğrudan muhatap oluyor. Bu müdahaleler siyasi iktidarın mücadelesi ve halkın bu mücadeleye desteği ile devam etmektedir.