Beyaz Adamın Sorumsuzluğu

Halep yıkıldı. İnsanlar katledildi. Hava bombardımanı yapıldı. Kimyasal silah zaten kullanıldı. Batı sessiz. Beyaz adamın sorumluluğu kimsenin aklına gelmedi.

Devamı
Beyaz Adamın Sorumsuzluğu
İran Şii Maskesiyle Neo-Pers Arayışta

“İran Şii Maskesiyle Neo-Pers Arayışta”

Acun: İran’ın jeo-politik ihtirasları Pers İmparatorluğunu yeniden kurmaya varıyor. Şiiliği 1500 yıl öncesinin intikamını almak ister gibi teo-politik bir maske olarak kullanıyor. Sonuçta DEAŞ’ı var eden sosyolojik zemini İran yarattı.

Devamı

Esed’in devlet terörünü, PKK’nın ırkçı terörünü meşrulaştırmak için insanlıklarından çıktılar. Halep’in içindeki sivillerle birlikte yıkılmasını sevinç naralarıyla karşılayanlar utanmadan insanlıktan bahsediyorlar.

Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehdit ve saldırılar halka anlatılırken, etrafımızdaki sorunlara diplomatik çözümler bulunması için çabalar da artırılmalıdır.

Hatırı sayılır bir süredir, başımıza her ne felaket gelirse onu kendi bağlamından koparmaya, bizi onun gerçek nedenleri üzerine düşünmekten alıkoymaya çalışan bir şer şebekesi var.

Halep bitiyor! Halep tükeniyor! Halep ölüyor! Bizimse yapabileceklerimiz sınırlı. Elimizden ne geliyorsa hepsini yapıyoruz ama yetmiyor.

Trump’ın Ortadoğu’ya ve Türkiye’ye Etkisi

Yeni boşlukların oluşması tehlikesine rağmen Türkiye "sert gücünü" kullanırken Trump ABD'si ile daha reel bir müzakere, pazarlık yürütebilir.

Devamı
Trump ın Ortadoğu ya ve Türkiye ye Etkisi
Cumhuriyet in FETÖ-PKK Sabıkası

Cumhuriyet’in FETÖ-PKK Sabıkası

Cumhuriyet, önümüzdeki süreçte yeniden Atatürkçü çizgisine dönecek ve muhalefetini bu bağlamda devam ettirecektir fakat topluma ve toplumun değerlerine olan karşıtlığından vazgeçmeyecektir.

Devamı

Ciddi bir büyüme potansiyeli taşıyan dev bir diyardan bahsediyoruz. Potansiyeli gerçekleştirebilmek ise, çok-faktörlü dev bir kaynak gerektiriyor.

Muhalifler Fırat Kalkanı Harekatı’nın Dabık sonrasında ivmesini artırarak kısa zamanda Bab ve Menbic’e yönelmesi gerektiğini söylüyorlar. Umutları Halep merkeze kuzeyden de yeniden bir cephe açılabilmesi. Askeri açıdan bunun çok mühim olduğunu düşünüyorlar ve ayrıca PKK’nın Suriye örgütlenmesi PYD/SDG’nin elimine edilecek olmasını da önemsiyorlar. PKK’yı bölge hilafına ABD ile çalışan taşeron bir örgüt olarak değerlendiriyorlar.

AK Parti iktidara geldiğinde büyük bir şok yaşadı Kemalistler. Bu şoku atlatmak için yoğun gayret sarf ettiler. Her yola başvurdular, fakat bu şoku atlatamadılar.

15 Temmuz gecesi canı pahasına darbeyi durduran Türk toplumu FETÖ ile mücadelede en ufak bir gevşemenin, hız kaybının, irade eksikliğinin yaşanmaması konusunda da oldukça dikkatli ve hassas.

Birilerinin Batılı “dostlarımıza” teröristlerle iş birliği yapmanın bumerang etkisi yapacağını anlatması gerekiyor. Bugün tolerans gösterilen ya da desteklenen teröristler yarın kendilerini de vurabilir.

Terörle ve sair kirli araçla kuşatılmaya çalışılan Türkiye kendi büyüme ve modernleşme paradigmasını hayata geçirmeye çalışıyor.

Gazeteci İsmet Berkan, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi ve devletin yeniden yapılandırılmasını Kriter‘e değerlendirdi.

Devletin yeniden yapılandırılması meselesinin dönüp dolaşıp geleceği yer de yeni anayasa ve yönetim sistemi olacak. Meclis açılınca sıcak ve bir o kadar önemli bir siyasi gündemin içerisine düşeceğiz.

Suriyelilerin eğitimi noktasında özel bir hassasiyete sahip olan SETA bu çalışmasında, hem Türkiye’nin hem de Suriye’nin kaderinde kayıp nesillerin oluşmaması için izlenmesi gereken yol haritasına katkı sunmayı amaçlıyor.

15 Temmuz akşamı darbe girişimi ile ilgili haberi aldığımız ana kadar Milli Eğitim Bakanlığının en önemli gündemi bölgedeki eğitim ve çocukların eğitime erişimi konusuydu. Haberi aldığımız anda toplantı sonlandırıldı ve otellerimize geçtik. Ertesi gün planlanan toplantı da iptal edildi. Doğal olarak 15 Temmuz gecesinden bu yana Bakanlığın ana gündemi darbe girişimi ve örgütün eğitimdeki yapılanması ile hesaplaşma oldu.

Trafikte atlattığım darbe sırasında bayrak sallayarak dolaşmamı kahramanlık destanı olduğunu düşünürken şehit olanları, tankların önüne araçlarını koyanları, silahların önüne göğüslerini gerenleri ancak ertesi gün fark edecektim. Allah hepsine rahmet eylesin, millet olarak onlara minnettarız.

Darbelere ve askeri müdahalelere ABD yönetiminin bakışı Soğuk Savaş sonrasında da çok fazla değişiklik göstermedi. Literatüre bizzat darbe yapıcıların ağzından “postmodern darbe” olarak geçen 28 Şubat sürecinde de ABD ve Batı dünyası kendinden beklenilen prensipli duruşu gösteremedi.

Bundan üç ay önce Michael Rubin gibi tipler darbe lafını ettiğinde hepimiz çok sinirlendik. Bu tip adamların bir provokasyon peşinde olduklarını düşündük. Hayal kurduklarını söyledik. Islık çalarak darbe çağırdıklarını hep biliyorduk. Ama bu ıslığa koşanların olacağını bilmiyorduk. Çünkü olabilecek bir şey değildi.