ABD’nin Ortadoğu ile Yeni Bir Angajmanı Mümkün mü?

ABD'nin Ortadoğu'da Rusya ve Çin'i sınırlandıracak, İran'ın İsrail ve Körfez ile sorunlarını ortadan kaldıracak bir yeni angajman türü üretmesi mümkün görünmüyor. Türkiye'nin dengeleyici ve istikrar/güvenlik sağlayıcı rolünü bile görmekten uzak Washington'ın bölgedeki yeni diplomatik çabalarının zaman kaybı olması kuvvetle muhtemel.

Devamı
ABD nin Ortadoğu ile Yeni Bir Angajmanı Mümkün mü
Uluslararası Sisteme Dair Bir Düşünce Platformu Olarak BM Genel Kurulu

Uluslararası Sisteme Dair Bir Düşünce Platformu Olarak BM Genel Kurulu

Türkiye, uluslararası sistemin gidişatına dair söyleyecekleri olan ve bu fikirleri kamusal ortamlarda ifade etmekten çekinmeyecek bir lider profiline de sahiptir. Birçok uluslararası aktörün içe kapanma eğiliminde olduğu bir dönemde Türkiye'nin yapıcı eleştirileri ve krizleri çözmeye dair girişimci ve insani diplomasi yaklaşımı zamanla hak ettiği konuma gelecektir.

Devamı

ABD doğal olarak Çin ile artık kaçınılmaz hale gelen hegemonya mücadelesini kendisine avantaj yaratacak şartlar altında vermek istiyor.

Türkiye'nin Çin ile ciddi rekabet alanları yok. Ama Rusya ile Türkiye neredeyse her alanda mücadele ediyor. 

Washington baskı ve gerilim politikasını takip ediyor.

ABD’nin yeni başkanı Joe Biden’ın hangi 'grand strateji' geleneğine yaslanırsa yaslansın, Çin’i eski dönemlere nazaran daha fazla ciddiye alacağı kesin görünüyor.

NATO’nun Yeni Meşruiyet Kaynağı Çin mi?

Çin’in NATO için bir tehdit olup olmadığı konusunda İttifak üyeleri arasında ciddi görüş ayrılıkları var.

Devamı
NATO nun Yeni Meşruiyet Kaynağı Çin mi
NATO nun Dönüşüm Sancısı

NATO’nun Dönüşüm Sancısı

İttifak içi rekabet ve farklıklar ittifakın üçüncü taraflara yönelik politikalarından da kendini göstermiş durumda.

Devamı

NATO'nun tarihinde dönüşüm çabaları vardır. Soğuk Savaş sonrası doksanlı yıllarda genişleme sırasında yeni bir stratejik konsept geliştirip NATO'ya yeni anlamlar ve görevler yükleme çabası vardı. Ciddi bir reform için aslında doksanlı yıllar en uygun zamandı diyebiliriz. Çünkü Amerika NATO'ya öncülük ediyor ve diğer üyeler de Amerika'yı takipte sorun çıkarmıyordu..

Hukuken ve siyaseten bir temeli olmayan meselelerin sanki mümkünmüş gibi tartışılması giderek artan bir temayül..

Zirve öncesi konuşulan iç bütünlük ve geleceğe dair derin sancılar keskin ayrılıklara dönüşmeden şimdilik geçiştirildi. Yine de İttifak'ın yeni bir stratejik değerlendirmeye ihtiyacı olduğu açık. Rusya ve Çin'in ne tür tehditler olduğu ve terör tanımı (YPG özelinde) çözülmesi gereken sorunların başında geliyor.

ABD’nin bu yeni çevreleme siyasetinin öncekilerden en önemli farkı, bu defa müttefiklerine yeterince değer vermemesi olarak göze çarpıyor.

Fatih İstanbul'u kuşatmışken, Bizanslılar meleklerin cinsiyetini tartışıyormuş. Bunun üzerinden büyük bir genelleme yapmak mümkün mü bilmiyorum ama deneyebiliriz. Bir toplumda çöküş varken bu tür anlamsız işlerle uğraşma eğilimi gittikçe hız kazanıyor demek çok da yanlış sayılmaz.

Bu analiz INF’nin neden askıya alındığı, uluslararası güvenlik bakımından önemi ve anlaşmanın ortadan kalkmasının oluşturacağı muhtemel riskleri tartışmaktadır.