Bugün ABD Türkiye’nin hassasiyetlerine saygı duymak bir yana, onun en öncelikli güvenlik tehdidi olarak gördüğü alanlarda, gözünün içine baka baka müttefikine zarar veriyor. Ancak yine de Türkiye’ye karşı takındığı bu tavrı gizleme ihtiyacı duyuyor.

Dünya siyasetinde olan olayları Türk ve yabancı yazarların yorumuyla ele alan Insight Turkey dergisi, bu sayısında Donald Trump’ın ABD Başkanlık seçimini kazanması ve peşi sıra yaşanan olayları geniş bir perspektiften ele alıyor.

ABD'de var olan bazı toplumsal fay hatları hareketlenmeye başladı.

Hem alternatif sağın hem de radikal solun ABD’de şiddet geçmişi var. Her ikisi de bağnaz ve şiddeti meşru gören ideolojilerini, uzun süredir fiiliyata döküyorlar.

Soğuk Savaş'tan bu yana artık geride bırakıldığı düşünülen devletler arası gerginlikler her yeni örnekte kendini hissettiriyor.

Bir strateji ile hareket ettiklerini zannediyorlar. Ama yalan üzerine kurdukları bu örgütsel dil bir stratejiden öte, tam da onların örgütlü bir cinayet şebekesi olduğunu delillendiriyor.

Trump'ın hesabı bugüne kadar tutmadı. Yakın dönemde tutacağına ilişkin bir emare de yok.

Nereden bakarsak bakalım Trump’ı zor günler bekliyor.

İdlib üzerinden yaklaşan bu krize önlem alınması şart.

Türkiye Almanya arasında yaşanan krizi SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörlüğü’nden Bünyamin Keskin yorumladı.

Gözlemcilerin gözden kaçırdıkları temel nokta, aşırı sağın oldukça uzun bir süredir Avrupa'da siyasi gündemi belirleyen esas güç haline geldiği gerçeğidir.

Kimisi Amerika'nın çöktüğünü düşünüyor kimisi de özellikle Çin'in yükseldiğini söylüyor. Her ikisi de empirik mesele. Doğru düzgün ölçme yapmadan değerlendirme yapmamak gerek.

Başkalarına zarar vermeyi bir hak olarak görmek şiddettir, bunu meşrulaştırıp sıradanlaştırmak ise vandalizmdir.

Türkiye’de “imtiyazlı çıkar gruplarının” siyasette en iyi oldukları alan, “proje particiliği”dir.

Şükür ki milletin devleti işinin başında. Çakal da inse, sırtlan da gelse fark etmez, millete diş geçiremez...

Yıllarca bu memlekette dindarları aşağılayanlar şimdi İslamofobinin zararlarından bahsediyorlar. Avrupa'da, Amerika'da İslamofobinin yükselişinden duydukları endişeyi dile getiriyorlar. Yetmiyor devleti, hükümeti göreve çağırıyorlar.

Bölgemiz bölünmüş devletlerle, istikrarsız siyasal yapılarla dolu. Türkiye, son 14 yılda içeride demokratikleşme, dışarıda özerkleşme çabası içinde oldu.