Zeytin Dalı Harekatı Asimetrik Savaş Ve Canlı Kalkan Stratejisi

Türkiye, terör örgütleri DEAŞ ve PYD/YPG’yi hedef alarak başlattığı Zeytin Dalı harekatında, bölgedeki terör unsurlarını etkisizleştirmeyi, insani krizi sonlandırmayı ve bölgeyi yeniden inşa ederek mültecilerin evlerine dönmesini arzu ediyor.

Devamı
Zeytin Dalı Harekatı Asimetrik Savaş Ve Canlı Kalkan Stratejisi
Zeytin Dalı Operasyonu'nu Kimler Dua Kimler Endişe İle İzliyor

Zeytin Dalı Operasyonu'nu Kimler Dua, Kimler Endişe İle İzliyor?

Türkiye'nin kararlılığı ve gün geçtikçe artan askeri varlığı hesapları bozdu. Türkçesi zor oyunu bozdu!

Devamı

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın "2018’de Türkiye'nin Dış Politikasına Bakış" dosyasına verdiği röportaj:

Türkiye, Afrin'de gerçekleştirilen "Zeytin Dalı Harekatı"na nasıl hazırlandı?

5 soruda Afrin'de başlayan Zeytin Dalı Harekatı hakkında her şey..

Klasik İslam Düşüncesinin adalet kavrayışı dönemin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde adaleti insan merkezli olarak tasavvur etmiş ve bir erdem eğitimi olarak sunmuştur.

İpek Yolu Projesi Dinamitlenecek

Talha Köse: İran’da değil Afganistan’da olayların kontrolden çıkacağını düşünüyorum. ABD yeni süper güç olan Çin’in dünyaya açılma alanı olarak Afganistan’ı tıkamak isteyecektir. ABD zaten hiç memnun değil İpek Yolu projesinden.

Devamı
İpek Yolu Projesi Dinamitlenecek
quot 2017 Türkiye İçin Kazanımlarla Dolu Bir Yıl Oldu quot

"2017 Türkiye İçin Kazanımlarla Dolu Bir Yıl Oldu"

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Altun, dış politikada 2017'nin Türkiye açısından kazanımlarla dolu bir yıl olduğunu belirterek "Fırat Kalkanı harekatı, Kudüs krizinin çözümüne dair adımlar atılması Türkiye'nin somut başarıları oldu" dedi.

Devamı

Türkiye, sırtını dayayabileceği tek bir dış güç olmadığını, ancak realist bir perspektifle iyi ikili ilişkiler geliştirir ve içerideki siyasi istikrarını, güçlü siyasi liderliğini korursa ayakta durabileceğini çok iyi biliyor.

Bu yeni dönemde Türkiye, Avrupa ülkeleriyle ekonomi ve güvenlik odaklı iş birliğine yöneliyor ve bu alanlarda kendisiyle iş birliği yapmak isteyen bütün AB ülkeleriyle yakın bir ilişki kurmak istediğini gösteriyor.

2017 yılında Türkiye'nin yakın çevresinde meydana gelen krizlerde oynadığı rol ve elde ettiği kazanımları sıralamak bile uzun bir liste oluşturacaktır.

Türkiye'nin son on beş yıldır yaptığı atılımlar gelişme potansiyeline sahip ülkeler için ilham verici olma boyutundan çıkmıştır denilebilir. Türkiye artık bu ülkelerin büyümesi ve gelişmesi noktasında katkı yapan bir aktör konumuna gelmiştir.

Amerika hala her yöne dönebilir..

Güvenlik belgesinden hareketle şimdi Savunma Bakanlığı, savunma stratejisini yazacak. Dış İşleri Bakanlığı ve diğer kurumlar da kendini ona göre ayarlayacak...

SETA Washington Genel Koordinatörü Dr. Kadir Üstün: Uluslararası kamuoyu Türkiye ile birlikte hareket ederken İsrail ve ABD yönetimi öngördükleri ama bu kadarını beklemedikleri bir yalnızlık içinde kaldı

Washington strateji tıkanıklığı dönemini yaşıyor. Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde ağdalı kelimelerle bahsedilse de ABD’nin İran’ı nasıl sınırlandıracağı, Kuzey Kore’nin nükleer tehdidini nasıl bertaraf edeceği, Suriye’den nasıl çıkacağı, PKK’yla ilişkisinin nereye doğru evrileceği, Körfez’de BAE’nin arkasına neden takıldığı veya büyükelçiliğini neden Kudüs’e taşıma kararı aldığı konusunda uzun dönemli bir stratejisi yok.

Trump yönetiminin belirsizliklerle dolu dış politikası düşünüldüğünde, yayınlanan Ulusal Güvenlik Strateji (UGS) Belgesi kritik bir önem teşkil etmektedir. Zira ABD hegemonyasının sonunun geldiğine dair tartışmaların hız kazandığı, bölgesel gelişmelerde yeni aktörlerin ön plana çıktığı ve nihayetinde güvenlik paradigmasının değiştiği bir dönemde yayınlanan bu belge, Trump’ın dış politika vizyonu açısından temel bir gösterge niteliğindedir.

Amerika zayıf olduğu için yalnız kalmadı. Çok güçlü olduğu ve gücü nedeniyle şımarıklık edip tüm müttefiklerini ittiği için yalnız kaldı..

ABD bölgede hegemonik bir güç olmasına rağmen bu rolü hakkıyla oynama konusunda sıkıntılar mı yaşamaktadır? Yoksa ABD bölgede hegemonik bir güç olmaktan uzak ve nüfuzu da sallantıda olan bir devlet midir? Başka bir şekilde ifade edecek olursak, ABD-İsrail ikilisi böylesi bir karara, bölgede güçlerinin zirvesine çıktıkları için mi, yoksa bir düşüş yaşadıkları için mi imza attılar?