Uluslararası Sistem Nereye?

ABD ve Çin arasındaki jeopolitik ve ideolojik rekabetin tüm dünyayı kapsaması beklenmiyor. AB, Rusya, Hindistan, Brezilya, Endonezya, Nijerya, Türkiye ve Güney Afrika gibi ülkeler otonomilerini koruyarak denge siyaseti yürütecekler.

Devamı
Uluslararası Sistem Nereye
Küresel Liderlik Çekişmesi

Küresel Liderlik Çekişmesi

Küresel koronavirüs salgını ile birlikte hızlanan, uluslararası düzenin köklü bir değişim geçireceğine dair tartışma bugünlerde daha belirgin bir hal almış durumda. Geride bıraktığımız hafta, Amerikan Dışişleri Bakanı Blinken ve Savunma Bakanı Austin'in Asya ziyaretleri bu tartışmanın ne kadar canlı olduğunu gösteren çarpıcı örneklerle dolu.

Devamı

SETA Brüksel Koordinatörü Talha Köse, ABD - Rusya ilişkileri özelinde küresel siyaseti değerlendirdi.

Türkiye'nin Çin ile ciddi rekabet alanları yok. Ama Rusya ile Türkiye neredeyse her alanda mücadele ediyor. 

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Biden'ın Putin'e yönelik "katil" ifadesini ve ABD dış politikasını değerlendirdi.

Washington baskı ve gerilim politikasını takip ediyor.

Biden-Putin Gerilimi

Bu kişisel atışmaların üzerinden kapsamlı bir devletler arası çekişme beklenemez. Gerçi Biden'la birlikte Amerika'nın Çin yerine Rusya'yı daha öncelikli bir rakip haline getirebileceği tahmin ediliyor.

Devamı
Biden-Putin Gerilimi
Ortadoğu da Yeniden Konumlanma Çabaları

Ortadoğu’da Yeniden Konumlanma Çabaları

Ortadoğu, müthiş bir hareketlilik içinde. Bir dizi olay ve tartışma iç içe geçiyor. Küresel ve bölgesel güçlerin rekabet, kapışma ve işbirliği alanlarını gözden geçirdiğine dair işaretler ardı ardına geliyor. Aktörler Ortadoğu'da yeniden konumlanıyor.

Devamı

Batı ittifakının sınırlarını Yunanistan'dan geçirmenin en çok Avrupa'nın aleyhine olacaktır. Yunanistan sadece tampon bölgeye dönmekle kalmaz. Avrupa'ya yönelen hiçbir dalgayı ister mülteci ister terör olsun tutamaz. Büyük güç rekabetinin oluşturduğu jeopolitik fay hatlarında Türkiye'nin performansını gösteremez.

Dünyanın iki kutuplu bir sisteme doğru sürüklenmesi denge politikası izleyen ülkelerin işini zorlaştırıyor.

ABD'nin temel sorunu, müttefiklerle ilişkisini nobran ve asimetrik yaklaşımla kurması. Kendi taktik kazanımları için müttefikinin stratejik kayıplarını umursamaması. Bunlara en iyi örnek ise ABD-Türkiye ilişkilerinin son yıllardaki gerilimli seyri.

Washington, İkinci Dünya Savaşı sonrası Riyad ile kurduğu 'stratejik ortaklığı' sıkıntıya sokacak bir tercihte bulunmadı.. Cinayetten sorumlu tuttuğu Veliaht Selman'a göstermelik yaptırım bile getirmedi.

Washington, yapacağı küçük revizyonlarla Ortadoğu'da yeni dengeler oluşturabilir ancak bölge ile uğraşmaktan kurtulamaz. Her yeni denge Rusya, Çin ve bölgesel güçlerin rekabetini hızlandıracak.

Orta Doğu, Kafkasya, Balkanlar, Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika gerek bölgesel gerekse küresel aktörler arasında yoğun güç mücadelesinin yaşandığı bölgeler.

Hiç kuşkusuz teknolojinin tarihsel süreçte oynadığı dönüştürücü rol, bugün internet üzerinden gerçekleşmekte ve internet tabanlı teknolojik yenilikler hayatımızın hemen her alanında radikal değişimler yaratmaktadır.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, NATO'yu ve Türkiye'nin NATO'daki pozisyonunu değerlendirdi.

Türkiye'nin güvenlik kaygılarına cevap veren bir politika NATO'yu güçlendirmeye katkı sağlar.

Bir kesim, Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nı alaycı bir tavırla eleştiriyor. Bu karikatürize edilemeyecek kadar ciddi bir mesele. Ülkelerin neden uzay çalışmalarına milyarlarca dolarlık kaynak ayırdıklarını sorgulayalım

ABD senatörleri mektuplarında Biden'dan 'demokrasi ve insan hakları' adına Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 'baskıda' bulunmasını istiyorlar

Türkiye yönünü çoktan “bağımsızlık” olarak belirledi de küresel güçlere bu politikasını kabul ettirmenin çabası içerisinde. Zira gerek ABD ve AB gerekse Rusya ve Çin, bütün küresel güçlerin yaptığı gibi nüfuz alanlarını koruma ya da genişletme çabası içerisinde. Türkiye de diğer orta büyüklükteki devletler ya da bölgesel güçler gibi onların bu nüfuz politikalarının hedefi durumunda.

Koronavirüs salgını AB'nin kurumsal prestijine ve üye ülkeler arasındaki dayanışma duygularına açıkça zarar vermiştir. Salgın nedeniyle AB'nin ve üye ülkelerin bugüne kadar yaşadıkları ekonomik kayıplar önümüzdeki süreçte telafi edilse bile siyasi açıdan yaşanan kayıpların telafisi ise çok daha zor olacaktır.