Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme de Böyle mi Döneceksiniz?

Millet İttifakı partileri, geçmişte uzlaştıkları bir metne şu an sahip çıkamıyorlarsa, nasıl bir araya gelip de güçlendirilmiş parlamentarizmin ilkeleri konusunda anlaşacaklar?

Devamı
Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme de Böyle mi Döneceksiniz
İttifakların Geleceği Ne Olacak

İttifakların Geleceği Ne Olacak?

SETA Strateji Araştırmacısı Hüseyin Alptekin, siyasette ittifak hareketleri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş, Millet İttifakı ve siyasette yeni hareketlenmeler üzerine değerlendirmelerde bulundu.

CHP ve onu destekleyen kesimler de HDP’yi normalleştirmek için bu tartışmanın sözcülüğünü yapacaklardır. Ama kesin olan şudur: HDP, PKK’yı bir terör örgütü olarak görmediği müddetçe Türkiyelileşemez. Ancak bir pazarlama tekniği olarak bu ifadeyi kullanır.

HDP gibi PKK'nın doğrudan siyasi uzantısı olan ve siyasi hedefini hepimizin çok net bildiği bir yapının Türkiyelileşme gibi bir meseleye gerçekten yanaşmayacağı çok açık. Örgüt izin vermediği müddetçe HDP'liler bu konuyu tartışmaya dahi açamaz.

HDP'deki tıkanmışlık hali kriz üretmeye devam ediyor.

Muhalefetin “Siyaset” Arayışları

Muhalefet bu çıkmazdan nasıl kurtulabileceğini tartışıyor. 'Muhalefet çözüm üretecek yerde değil' algısı değişmiyor. 'İktidarın dünyayı daha iyi okuduğu ve gereğini yaptığı' kanaati gücünü koruyor.

Devamı
Muhalefetin Siyaset Arayışları
İktidar H l Nasıl Bu Kadar Oy Alıyor

İktidar Hâlâ Nasıl Bu Kadar Oy Alıyor?

Kamuoyu anketlerinde AK Parti’nin oy oranının düştüğünü iddia edenler, nedense CHP’nin oy oranının milim yukarıya gitmediğini, hatta birçok ankette son aldığı oylardan düşük çıktığını görmezden geldiler.

Devamı

Teröre sesini çıkartmayanlar bu ülkenin değil terörün çocukları oldular. Hatay'daki yangınları çıkartan 'ateşin çocukları'na dönüştüler.

Terör dünyanın her yerinde olabilir. Son derece kıyıcı da olabilir. Ama kendince bir hedefi ve özellikle tercih ettiği yöntemleri olur. Ama bu PKK'nın ne bir amacı kaldı ne de yöntem ayırt ediyor. Her fırsatta öldürmek için yaşadığını gösteriyor.

Türkiye'de siyasi mücadele uzunca bir süre siyasi aktörler ile askeri ve sivil bürokrasi başta olmak üzere siyaset-dışı aktörler arasındaki mücadelelerce belirlendi. AK Parti liderliğinde toplumun yaklaşık yirmi yıllık demokrasi kavgası iktidar mücadelesinin siyaset-içi bir mücadeleye evrilmesiyle sonuçlandı. 16 Nisan 2017 hükümet sistemi değişikliği referandumu ülke tarihinde iktidar mücadelesinin tamamıyla siyaset-içi alanda hareket eden siyasi aktörler arasında gerçekleşmesinin miladı olarak kabul edilebilir.

Tüm bu açılardan muhalefet, HDP’lilerin tutuklanması ve ceza almasındansa kapatılmasının kendileri açısından daha az maliyetli olduğunu düşünmektedirler. Hem, HDP’nin kapatılması durumunda, tabanından blok olarak oy alacaklarını varsaymaktadırlar. Meselenin kısaca izahı budur.

1990’lardan bugüne kurdukları, HEP, DEP, ÖZDEP, HADEP, DEHAP, DTP, BDP ve HDP gibi partiler hiçbir zaman terörle arasına mesafe koymadı. Bu partilerin hepsi istisnasız, terör örgütüne 'legal alanda' destek veren yapılardı. Bu partiler aynı zamanda, yine kendi jargonlarıyla, 'PKK’nın kitle bağlantısını kuran', PKK’ya eleman devşirmek için zemin olarak kullanılan, PKK’ya katılacaklara 'politik bilinç' sağlayan aparatlardı.

Maalesef CHP 2015'ten bu yana girdiği HDP'lileşme yolunda yeni bir aşamayı da Ermenistan propagandasına söylem düzeyinde katkı vermekle yakalamış oldu.

Neden bir Türk milletvekili Türkiye'yi karalama kampanyalarının bir parçası olur?

Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP'nin yerine oturtulmaya çalışılan yeni ideolojik konumlanmasında Atatürkçülerin yeri bulunmamaktadır. Bu CHP'de Atatürk artık yalnızca gerekli görüldüğünde kullanılan bir siyasi refleks ve popülist reaksiyon aparatı halini almıştır.

CHP, 'Mustafa Kemal' ve 'Atatürk' ayrımı üzerinden kendi krizini yaşıyor. Gerçek Atatürkçülerin CHP'den tasfiye edildiği konuşuluyor. Atatürkçülüğün ne olduğu parti içi kliklerin bir mücadele unsuru. Bu defa Atatürk'ün partisi CHP tehlikede.

Millet İttifakı ve özel olarak da CHP için yeni kurulan partilerin değerli olmasının tek bir sebebi var. O da bu partilerin ve siyasetçilerinin Erdoğan karşısına geçmiş olmaları. Meselenin ironik tarafı, aslında kendilerini bu partiler nezdinde değerli kılan da yine Erdoğan.

Önder Sav, Onur Öymen gibi CHP'nin içinde kariyer derdi kalmayanlardan da güçlü bir açıklama duymadık.

CHP İstanbul il başkanı üzerinden parti içinde yeniden alevlenen Mustafa Kemal Atatürk’e ilişkin tartışma yeni değil. Tartışmanın tekrar tetiklenmesi, aslında parti içindeki alttan alta yürüyen “CHP’nin kurucu kodlarından uzaklaştığına” ilişkin sorgulamaların patlak vermesi ile ilgili.

HDP'nin CHP'ye yaklaşacağını savunadursunlar CHP, HDP çizgisine doğru kayıyor.