Kılıçdaroğlu'nun Söylem Değişimi Seçmende Güvensizliği Arttıracaktır

SETA Siyaset Araştırmacısı Mert Hüseyin Akgün, 24 TV ekranlarında yayınlanan 24 Özel programında, 14 Mayıs seçimlerinin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun değişen söylemi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı
Kılıçdaroğlu'nun Söylem Değişimi Seçmende Güvensizliği Arttıracaktır

Geçmişe kıyasla her ne kadar iyi yönde bir ilerleme olsa da siyasi partilerin listelerinde kadınlara ve gençlere verdiği yer yetersizdir. Bu bağlamda partilerin toplum dinamiklerinin meclise taşınabilmesi adına daha güçlü adımlar atması önem arz etmektedir.

Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kapsamında, cumhurbaşkanının %50+1 oy oranı ile seçilmeye devam edildiği sürece milliyetçi partiler kazanabilen ittifakların bir unsuru olmaya devam edecektir. Ancak önümüzdeki dönemde farklı milliyetçilik yaklaşımları arasında rekabet kızışacaktır. Birleştirici milliyetçilik ile ayrıştırıcı ve ötekileştirici milliyetçilik çizgisi arasındaki rekabet artarak devam edecektir.

Erdoğan ve Cumhur İttifakı blokunun beklenmeyen bir hata yapmadığı ve kendi seçmenini tekrar sandığa götürmeyi başardığı senaryoda ikinci turda cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanması kuvvetle muhtemeldir. Bu noktada “şapkadan tavşan çıkarması” gerekenler Kılıçdaroğlu ve muhalefet blokudur.

14 Mayıs seçimlerinin Millet İttifakı açısından yenilgiyle sonuçlanmasının ardından Kılıçdaroğlu masaya yumruğunu vurarak daha sert, maço ve öfkeli bir dil kullanacağının işaretini verdi.

14 Mayıs Seçimleri ve Yurt Dışı Oyları

Erdoğan, kendisinden önceki çoğu liderin aksine yurt dışında yaşayan Türkleri, hiçbir zaman bir oy ya da döviz deposu olarak görmedi. 14 Mayıs seçimlerine giden süreçte de AK Parti yayınladığı seçim beyannamesinde yurt dışındaki Türklere yönelik somut ve ayağı yere basan vaatlerde bulundu. Seçmenin Erdoğan'a ve AK Parti'ye gösterdiği teveccüh bir rastlantı ya da sürpriz değildir.

Devamı
14 Mayıs Seçimleri ve Yurt Dışı Oyları
Analiz 2023 Seçimlerini Anlamak İki Sandık Arası Sonuçlar

Analiz: 2023 Seçimlerini Anlamak | İki Sandık Arası Sonuçlar

Bu analiz 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan seçimleri analiz etmeyi amaçlamaktadır. Buna paralel olarak ikinci tura kalan ve 28 Mayıs tarihinde gerçekleştirilecek cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik bir perspektif sunmaktadır.

Devamı

14 Mayıs seçimleri yalnız Türkiye'de değil neredeyse tüm dünyada büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Türkiye'nin yakın siyasi tarihinin en kritik seçimi olduğu yorumları yapılıyor. Bu seçimlerin bu kadar büyük bir ilgi toplamasında öncelikle iki cumhurbaşkanı adayı, Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu arasında kıyasıya bir yarışın yaşanmasının payı çok. Bu heyecanı yüksek demokratik rekabet doğal olarak yüksek reyting alıyor.

Muharrem İnce'nin kaset şantajından sonra dün adaylıktan çekilmesi demokratik yarışlarda görülebilecek normal bir olay değil.

Neredeyse bütün Batılı yayın kuruluşları ise Erdoğan'ın karşısında pozisyon alıyor.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, A Haber ekranlarında yayınlanan Arka Plan programında, PKK’nın CHP’li Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına verdiği destekle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin günlük meseleleri hakkındaki Cumhurbaşkanı Kararları’nı dahi beş genel başkanın onayıyla verebilecek. Dolayısıyla günün sonunda Millet İttifakı konsensüs arayışından icraat üretmeye fırsat bulamayabilir. Zaten koalisyonların -bir de zayıf liderliklerle birleşirse- en önemli dezavantajlarından biri birlikteliği korumak için icraatın niteliğinden taviz vermek zorunda kalmasıdır.

Türkiye artık iyiden iyeye seçim sathına girmişken, siyasi pozisyonlar da ittifaklar altında kampanyalarını yürüterek seçimlerden kendi adlarına zaferle çıkmanın gayretinde. Bir yanda Cumhurbaşkanlığı diğer yanda ise Meclis seçimleri için büyük bir mücadele söz konusu. Buraya kadar olağan şekilde tanımlanabilecek süreçte, ilginç ve üzerinde durulması gereken hususlardan biri HDP ve yedek parti olarak teşkil edilen Yeşil Sol Parti’nin (YSP) Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı ile kurduğu angajman. PKK/KCK’nın legal alandaki siyasal uzantısı olan HDP/YSP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesi, çeşitli müzakereler sonrasında aday çıkarmama ve Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı dikkate değer. Ancak tamamlayıcı diğer bir gelişme ise PKK/KCK terör örgütünün tüm gücüyle seçim sürecine asılması. Doğası itibarıyla meşru siyasal sistem ve seçim süreçlerine uzak kalması gereken bir terör örgütü adeta siyasi kampanya yürütmeye başlamış durumda.

14 Mayıs seçim yarışı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu arasında geçecek.

Avuç avuç mermi saçma, kapalı kapılar ve üç damar, her biri Kılıçdaroğlu'nun kurduğu koalisyonun krizlerine karşılık geliyor.

Tamamen karşıtlık üzerinde kurulmuş İttifakların uzun süreli olacağını düşünmek fazlaca iyimserlik olacaktır.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 78. sayısı raflarda yerini aldı.

14 Mayıs seçimleri tartışmasız, yakın tarihimizin en kritik seçimi. İttifakların ve adayların telaşından, giderek sertleşen söylemlerinden bunu her düzlemde görmek mümkün. Kampanya döneminin son düzlüğünde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu arasındaki polemikler yükselmeden iki adayın ülkemizin geleceğine dair ne söylediğine ve daha önemlisi neyi muğlak bıraktığına odaklanmak faydalı olacak.

Muhalefet Mart ayının ilk yarısını hayli hareketli geçirdi. Sürekli ertelenen ortak aday müzakeresi önce krizle neticelendi ardından Meral Akşener'e "onurlu bir çıkışla" geri adım attırılması sayesinde dağılan masa yeniden toparlandı. 2 Mart tarihli altılı masa toplantısı sonrası Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşılıklı ifşaatları ortakların birbirleri hakkındaki tespitlerini de gün yüzüne çıkardı. Mesela Akşener'in açıklamaları ile "altılı masada millet iradesi doğrultusunda değil kişisel ikbal hesapları için siyaset yapıldığını" öğrendik. Kılıçdaroğlu'nun Akşener'e verdiği cevapta ise İYİ Parti'nin masadaki ortaklarından oy devşirmeye çalıştığını, siyasi oyunlara başvurduğunu işittik.

Seçim döneminin ana siyasi tartışmasının 6 Şubat depremleri olacağında herkes hemfikir.