Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin günlük meseleleri hakkındaki Cumhurbaşkanı Kararları’nı dahi beş genel başkanın onayıyla verebilecek. Dolayısıyla günün sonunda Millet İttifakı konsensüs arayışından icraat üretmeye fırsat bulamayabilir. Zaten koalisyonların -bir de zayıf liderliklerle birleşirse- en önemli dezavantajlarından biri birlikteliği korumak için icraatın niteliğinden taviz vermek zorunda kalmasıdır.
Devamı
Türkiye artık iyiden iyeye seçim sathına girmişken, siyasi pozisyonlar da ittifaklar altında kampanyalarını yürüterek seçimlerden kendi adlarına zaferle çıkmanın gayretinde. Bir yanda Cumhurbaşkanlığı diğer yanda ise Meclis seçimleri için büyük bir mücadele söz konusu. Buraya kadar olağan şekilde tanımlanabilecek süreçte, ilginç ve üzerinde durulması gereken hususlardan biri HDP ve yedek parti olarak teşkil edilen Yeşil Sol Parti’nin (YSP) Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı ile kurduğu angajman. PKK/KCK’nın legal alandaki siyasal uzantısı olan HDP/YSP’nin Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesi, çeşitli müzakereler sonrasında aday çıkarmama ve Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı dikkate değer. Ancak tamamlayıcı diğer bir gelişme ise PKK/KCK terör örgütünün tüm gücüyle seçim sürecine asılması. Doğası itibarıyla meşru siyasal sistem ve seçim süreçlerine uzak kalması gereken bir terör örgütü adeta siyasi kampanya yürütmeye başlamış durumda.
Devamı
14 Mayıs seçim yarışı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu arasında geçecek.
Avuç avuç mermi saçma, kapalı kapılar ve üç damar, her biri Kılıçdaroğlu'nun kurduğu koalisyonun krizlerine karşılık geliyor.
Tamamen karşıtlık üzerinde kurulmuş İttifakların uzun süreli olacağını düşünmek fazlaca iyimserlik olacaktır.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 78. sayısı raflarda yerini aldı.
14 Mayıs seçimleri tartışmasız, yakın tarihimizin en kritik seçimi. İttifakların ve adayların telaşından, giderek sertleşen söylemlerinden bunu her düzlemde görmek mümkün. Kampanya döneminin son düzlüğünde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu arasındaki polemikler yükselmeden iki adayın ülkemizin geleceğine dair ne söylediğine ve daha önemlisi neyi muğlak bıraktığına odaklanmak faydalı olacak.
Devamı
Muhalefet Mart ayının ilk yarısını hayli hareketli geçirdi. Sürekli ertelenen ortak aday müzakeresi önce krizle neticelendi ardından Meral Akşener'e "onurlu bir çıkışla" geri adım attırılması sayesinde dağılan masa yeniden toparlandı. 2 Mart tarihli altılı masa toplantısı sonrası Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşılıklı ifşaatları ortakların birbirleri hakkındaki tespitlerini de gün yüzüne çıkardı. Mesela Akşener'in açıklamaları ile "altılı masada millet iradesi doğrultusunda değil kişisel ikbal hesapları için siyaset yapıldığını" öğrendik. Kılıçdaroğlu'nun Akşener'e verdiği cevapta ise İYİ Parti'nin masadaki ortaklarından oy devşirmeye çalıştığını, siyasi oyunlara başvurduğunu işittik.
Devamı
Seçim döneminin ana siyasi tartışmasının 6 Şubat depremleri olacağında herkes hemfikir.
Türkiye'yi risk ve afetlere hazırlama seferberliğini temel alan bir "büyük siyaset" için partiler ve adaylar politikalarını sunmalı.
Yardımlar kesilmemeli; aksine deprem bölgesindeki insanlarımızın güncel ihtiyaçlarına göre cevap veren dinamik bir modelle yürütülmeli.
Devlet ve sivil toplum kuruluşlarının yardım, vinç ve konteyner taşıyan araçlarının yanı sıra arabasına erzak doldurarak yollara düşen binlerce insanımızın fedakârlığı yüreğimizi ısıttı. Bu büyük milletin, ihtiyacı olanın yarasını sarması her şeyin de ötesinde bir erdemdir.
2014 ve 2018 cumhurbaşkanlığı seçimlerinden farklı olarak Kılıçdaroğlu, muhalefeti adım adım kendi adaylığında birleştirme kampanyası yürüttü.
Yeni Anayasada da din ve vicdan özgürlüğü bu kazanımlar korunarak toplumsal barışı sağlayacak ve keyfi sınırlamaları önleyecek şekilde düzenlenmelidir.
Özellikle son dönemde altılı masa üyeleri, seçimi kazandıkları takdirde, geçiş sürecinde nasıl bir yönetim modeli uygulayacaklarına yönelik birçok açıklama yaptı.
2022'nin son günlerinde iç siyasetin en çok konuşulan gündem maddesi hâlâ muhalefetin belirlenemeyen adayı. 6'lı masadaki genel başkanların aday meselesini ocak ayı başında masaya yatırması bekleniyordu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 5 Ocak'taki toplantıda cumhurbaşkanı adayı ismi konuşmayacaklarını açıkladı. İmamoğlu seçeneğinin zayıflaması ile eli iyice güçlenen Kılıçdaroğlu, "Aday değil sistem önemli" vurgusuna devam ediyor.
Kılıçdaroğlu CHP adına ortak aday olarak kendi ismini önerme dışındaki seçenekleri devre dışı bıraktı. CHP'li belediye başkanlarını önermediği yerde masadaki diğer genel başkanlardan birisinin de ortak adaylığına razı olamaz.
Kısa vadede muhalefeti birleştiren bir yerde görülen bu karar orta vadede 6'lı masa içindeki ve CHP'deki çekişmeyi büyütebilir.
6'lı masa geçiş dönemine ve ortak politikalara odaklanarak aday konusunu erteliyor. Hatta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bu programları oluşturmadan aday belirlemenin doğru olmayacağını şu cümlelerle rasyonelleştirdi: 'Seçimden sonra seçilecek cumhurbaşkanının altılı masayı da götürmesi lazım. Cumhurbaşkanı adayını belirledikten sonra eğer liderlerle uyum gibi bir sorun çıkarsa o başka felakete yol açar. Seçimden sonraki süreç çok daha önemli.'