Cumhuriyet Gazetesi ve Kemalizm’in Geleceği

Kemalizm'in Türkiye'nin geleceğinde yer alması ülkenin yeni siyasi gerçekliğini kabul etmesinden ve küresel bağımsızlık mücadelesine iştirak etmesinden geçiyor.

Devamı
Cumhuriyet Gazetesi ve Kemalizm in GeleceÄŸi
Milli Ä°rade Siyaseti ve AK Parti

Milli Ä°rade Siyaseti ve AK Parti

Neden AK Parti ile millet arasındaki bağ bir türlü zayıflatılamamakta ve koparılamamaktadır? Hatta son dönemde ekonomik kriz üreterek AK Parti’nin sosyolojik üstünlüğünü sona erdirme stratejisinde de açıkça gözlemlediğimiz gibi, gayrı-milli muhalif kesimlerin ve uluslararası güç odaklarının girişimleri neden tam tersi etki yaratarak AK Parti ile millet arasındaki bağları daha da güçlendirmektedir?

Devamı

AK Parti'yi Türk siyasi hayatında farklılaştıran unsur sol siyasetin burun kıvırdığı ve sağ siyasetin bir türlü hayata geçiremediği demokratik siyaseti sahiplenmesi ve hayata geçirmesidir.

SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörlüğü'nden Ali Aslan tarafından kaleme alınan analizde, Türkiye siyaset tarihinde AK Parti'nin iktidara gelmesiyle milli iradenin ülke siyasetinde hakim hale geldiği belirtildi.

Türkiye’de siyaset temel olarak hangi çatışma hattı tarafından belirlenmektedir? Bu sorunun kritik derecede önemli olmasının sebebi, bu soruya verilen cevabın seçimin kazananını belirleyecek olması, daha da ileri boyutta ise tarihi bir asrı aşan, ulusal ve uluslararası boyutlarıyla ülkedeki iktidar ilişkilerini yeniden düzenleyecek olmasıdır.

Bu ülkede birilerinin apoletleri söküldü ve sökülebilir. Son 16 yıl içinde Türkiye'nin bence kat ettiği en önemli yol, askeri vesayeti kırmış olmasıdır..

Prof. Dr. Fahrettin Altun: 24 Haziran Seçimleri Hayati

Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmalar Vakfı (SETA) İstanbul Genel Koordinatörü Prof. Dr. Fahrettin Altun, 24 Haziran'da bir devrin açılacağı ve bir devrin kapanacağı hayati bir seçimin yapılacağını söyledi.

Devamı
Prof Dr Fahrettin Altun 24 Haziran Seçimleri Hayati
24 Haziran quot Eski Türkiye quot den quot Yeni Türkiye

24 Haziran: "Eski Türkiye"den "Yeni Türkiye"ye Geçişin Seçimi

24 Haziran seçimleri, ‘Eski Türkiye’ ile ‘Yeni Türkiye’ arasındaki iktidar mücadelesinin oylanacağı, Türkiye tarihinin en politik seçimleridir. Değişimin aktörü konumundaki Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhur İttifakı’na/AK Parti’ye verilecek oylar milletin kendisine vereceği oylardır. Bu oylar, millet iradesine dayalı bir siyasi düzenin inşasının ve bağımsızlık mücadelesinin devamına sunulacak destek niteliğindedir.

Devamı

2018 seçimleri Türkiye'yi kimin yöneteceğine dair bir halk oylamasından çok daha fazla bir içeriğe sahip.

Muhalefet için en doğru yol Cumhurbaşkanlığı sistemini kabullenmek ve Cumhur İttifakı’nın karşısına toplumun değerlerine saygılı ve farklı toplumsal kesimlerin taleplerini merkeze alan sol bir adayla çıkmaktır. Cumhur İttifakı’nın gerçek anlamda alternatifi ancak yerli-milli sol bir aday olabilir.

Seçmenlerin önlerine konan ittifakların sadece seçime gidilen süreçle ya da seçimi kazanmakla sınırlı olmadığının altını çizmek gerekir. Kurulacak ittifaklar, nasıl bir yönetim tarzı ve siyasi düzen ortaya koyacaklarıyla yani seçimden ziyade seçimden sonrasıyla ilgilidir.

Türkiye ile AB'nin gündemi ile izlediği stratejiler uluslararası siyaset atmosferinin ısındığı ve geleceğe dönük kaos senaryolarının konuşulduğu bir dönemde Türkiye'nin yürüdüğü yolda AB'nin ne anlam ifade ettiğine dair bir işaret olarak da okunabilir.

Uzun süredir kazanan tarafız. Ve savaş verdikçe güçleniyoruz..

Yerli-milli siyaset kökleştikçe CHP ve HDP derin bir krize doğru yol alıyor. CHP’nin geri adım atarak harekâta destek vermesi, milli bir meselede menfi tavrı nedeniyle sadece toplumun bütününde değil kendi tabanında dahi karşılığını yitirme riskiyle karşı karşıya olmasından kaynaklanıyor. HDP ise hala Suriye’nin kuzeyinde bir PKK devleti hayali kuruyor.

AYM kararları yönlendirici kararlardır, ilgili mahkemeye talimat niteliği taşımaz. Esas olan, yerinde yargılama ilkesidir. İlgili mahkeme de bunu esas almış ve söz konusu iki şahsın da tutukluluk hallerinin devamına karar vermiştir.

Amacı her ne olursa olsun, Gül’ün post-politik siyaset tercihi milletin iktidarının ve dolayısıyla demokratik siyasetin sınırlandırılması sonucunu doğuracaktır. Öte yandan, bürokratik vesayetin ortadan kalkıp milli iradenin hâkim olduğu demokratik bir siyasi ortamda, post-politik siyasetin seçmende ciddi bir karşılık bulması mümkün değildir.

Aradan geçen 12 yılda hem Avrupa hem de Türkiye büyük bir dönüşüm geçirdi. Liberal güçlerin hızla eridiği Avrupa'da aşırı sağ akımlar gün geçtikçe güçlendi. Bunun sonucundan Avrupa siyaseti sağa kaydı. Yabancılara, göçmenlere, Müslümanlara ve mülteci yönelik düşmanlık gözle görülür hale geldi.

Devlete ve milli iradeye karşı FETÖ ile iş tutmak, PKK'nın uzantısı HDP ile yan yana gelmek, DHKP-C'ye arka çıkmak CHP'nin rutin pratiği olmuştur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları partinin bir düşüş içerisinde olduğu izlenimini yaratmıyor. Peki Cumhurbaşkanı buna rağmen neden partiye dönük ikaz ve özeleştirilerde bulunuyor?

FETÖ ve benzeri çevrelerin yurt dışında bilinçli manipülasyonlarının ve yoğun çabalarının etkisiyle, olumsuz algı yaygınlaşıyor.

Aslında mecliste yapılan oylama halka gidip gitmeme kararı almak için yapılıyor. Fakat CHP'nin seçim tarihi belli. Halka giderse kaybedeceğini düşünüyor.