İstanbul Havalimanı ve Türkiye Ekonomisi

Gerard De Nerval tarafından 'antik zamanlardan bu yana Avrupa ile Asya'yı birleştiren sihirli bir mühür' olarak tanımlanan İstanbul'a da böylesi bir havalimanı yakışırdı..

Devamı
İstanbul Havalimanı ve Türkiye Ekonomisi
SETA'dan 'Avrupa Birliği'ndeki Fay Hatları' Paneli

SETA'dan 'Avrupa Birliği'ndeki Fay Hatları' Paneli

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından "Avrupa Birliği'ndeki Fay Hatları" konulu panel düzenlendi.

Devamı

Geçtiğimiz hafta Kosova'da yapılan bir operasyonla 6 FETÖ üyesi Türkiye'ye getirildi...

Salı günü Türkiye için kritik bir eşik olarak tarihe geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in de iştirak ettiği törenle Akkuyu Nükleer Santralı’nın temeli atıldı.

Türkiye ile AB arasındaki ilişki elli yılı bulan tarihi boyunca inişli çıkışlı bir seyir izlemiştir. Bu süreçte ikili ilişkileri etkileyen birçok faktör olmasına rağmen bazı konuların temel parametre olarak ön plana çıktığı görülmüştür. Özellikle Soğuk Savaş döneminde NATO üyesi Türkiye'nin Batı dünyasının güvenliğine sağladığı katkı AB ile ilişkileri belirleyen temel faktör olmuştur.

Bulgaristan’ın Avrupa Birliği dönem başkanı olması dolayısıyla Varna’da gerçekleştirilen Türkiye-AB zirvesi, her iki taraf açısından da önemli bir gelişmeye işaret ediyor.

Avrupa-Türkiye İlişkisi Yeni Bir Düzleme Oturmalı

AB, sert gücünü Suriye'de kullanmaya başlayan Türkiye ile yeni bir ilişki tarzı üretmek zorunda.

Devamı
Avrupa-Türkiye İlişkisi Yeni Bir Düzleme Oturmalı
Perspektif Varna Zirvesi ve Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri

Perspektif: Varna Zirvesi ve Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri

Zirve gündeminde hangi konular yer alacak? Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinde güncel durum nedir? İkili ilişkilerde ilerleme sağlanabilmesi adına ne yapılabilir?

Devamı

Türkiye ittifakları çeşitlendirme ve dostları artırma amacıyla geniş coğrafyada diplomasi trafiği yürütürken, Türkiye’nin en eski müttefiki/rakibi Avrupa’yla ilişkilerini yeni bir rasyonalite üzerinde ilerletmesinin sadece AB ve Türkiye’ye değil dünyanın birçok meselesine faydası olur.

2015 yılından beri periyodik olarak her yıl yayınlanan Avrupa İslamofobi Raporu’nun amacı Avrupa’daki İslam düşmanlığının yayılma trendini ülke bazında analiz etmek ve belgelemektir.

Bireysel ve dini özgürlüklerin sonuna kadar genişletilmesi taraftarı olan bazı Avrupa ülkeleri iş Müslümanlara gelince savunduklarını iddia ettikleri değerleri çekinmeden çiğnemektedirler.

Görünen şu: AB ya da AP fark etmez, Türkiye’ye karşı dün olduğu gibi bugün de önyargılı, politik tavırları devam ediyor.

Zirvenin, aktüelleşmiş politik konular yerine, yakın tarihe şekil veren ve önümüzdeki sürece etkileri olabilecek ‘taht oyunlarına’ sahne olduğu bir gerçek.

Bu çalışma 8 Haziran 2017 tarihinde Birleşik Krallık’ta gerçekleşecek olan erken genel seçimleri tüm boyutlarıyla analiz etmektedir.

İçeriye yatırım çekme isteğimiz mütemadiyen sürerken, sınırların dışına taşma girişimlerimiz de şüphesiz yerinde durmuyor.

Erken seçime nasıl bir atmosferde gidildi? Yeni dönemde Bulgaristan siyaseti nasıl şekillenebilir? Bulgaristan Türkleri bakımından bu seçim nasıl değerlendirilebilir?

Türkiye ve Rusya’nın ihracatının halen düşük seviyelerde olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu konudaki taleplerin Rus tarafı ile yeniden paylaşıldığını belirtti.

PISA, bizim sistemimizde dominant olan “bilip bilmemek” mevzuuna tam entegre değil. Evet elbette bilgiye sahip olmak mühim ancak asıl mesele, bilgiyi uygulayabilmek, bilgiden çıktılar üretebilmek…

Türkiye üzerindeki etkisinin sınırını bilmeyen, ve istikrarının Türkiye'ninkine ne kadar bağlı olduğunu anlamayan AB siyasetçileri sağ- popülist dalganın kendilerini tasfiyesini seyretme makamındalar.

Göründüğü kadarıyla operasyonun tarafları arasında ne bir uzlaşı var ne de ortada gerçek bir Musul operasyonu. Bu nedenle Türkiye Irak’ta savunmada kalmaya devam edebilir.

Özellikle tarafların motivasyonlarında dönemlere ve iktidarlara göre önemli değişiklikler gözlense de Türkiye’nin üyelik hedefinin iktidarlara göre çok fazla değişmediği ancak bu hedefe ulaşma yöntemlerinin ve Brüksel’den gelen taleplere karşı tutumların önemli farklılıklar gösterdiği görülmektedir.