Libya’da Kararlı ve Caydırıcı Olan Kazanacak

Libya’nın BM tarafından tanınan meşru yönetimi Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin arka arkaya gelen başarılarının ardından bütün tarafların pozisyonlarını yeniden şekillendirdiği görülüyor.

Devamı
Libya da Kararlı ve Caydırıcı Olan Kazanacak
Terörle Mücadelede Önleyici Müdahale Stratejisi ve Pençe Harekatları

Terörle Mücadelede Önleyici Müdahale Stratejisi ve Pençe Harekatları

Pençe Kartal ve Pençe Kaplan harekatları, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) son yıllarda Irak'ta bulunan PKK terör unsurlarına yönelik gerçekleştirmiş olduğu en geniş kapsamlı operasyonlardır.

Devamı

Turgay Yerlikaya: “PKK'nın eylemlerinden medet uman ve onu devrimci şiddet bağlamında meşrulaştıran söylem, ne yazık ki hem akademide hem de kültür-sanat alanında mütemadiyen karşımıza çıkıyor. Kendisini özgürlükler üzerinden pazarlayan bir örgütün bütün bu alanları araçsal akılla işlevsel kılması ve destekçi bulmakta zorlanmaması, üzerinde çokça düşünülmesi gereken bir konu.”

Mısır'ın askeri kapasitesine bakıldığında müdahale imkanını küçümsememek gerekiyor. Nasıl bir hedef ve hangi kapsamda bir müdahale yapacağı tabii ki önemli. Belirli bir hat tutarak Libya hükümetinin ilerleyişini engellemeye dönük bir müdahale yapması çok olası. Arap dünyasının en büyük ordusundan bahsediyoruz.

Gerilime yönelmeden önce Türkiye'nin uzlaşma ve müzakere yolunu ısrarla denediğini unutuyorlar. Güç mücadelesine girmeden, maliyet ödemeden muktedir olunamayacağını, muktedir olmadan da düzen kurulamayacağını kabul etmiyorlar. Gezicilerin, FETÖ'nün ve PKK'nın yıkıcı emellerinin otoritenin ve güç ile karşılanmasının kaçınılmazlığını ıskalıyorlar.

Yunanistan’ın Libya politikasını Doğu Akdeniz’de Türkiye ile yaşadığı rekabetten ayrı düşünmek mümkün değildir.

Macron’un NATO ve AB’ye Zararı

Libya'ya giden Türk gemisini durduramayan Paris, şimdi de AB ve NATO düzleminde Ankara'nın inisiyatifini sınırlandırma peşinde.

Devamı
Macron un NATO ve AB ye Zararı
Macron NATO yu Hatırlamış

Macron NATO’yu Hatırlamış

Macron ne konuştuğunun da farkında değil. Türkiye'nin meşru hükümete verdiği desteği gayri meşru ilan etmeye kalkışmak ancak böylesi bir aymazlığın ürünüdür. Buralarda eskiden olduğu gibi istedikleri gibi at koşturabileceklerini sanıyorlar. Kendileri darbecileri desteklerken sorun yok. Türkiye meşru hükümete destek verince kıyamet kopuyor.

Devamı

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Libya’daki son gelişmeleri değerlendirdi.

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Mısr’ın darbeci Cumhurbaşkanı Sisi’nin Libya ile ilgili yaptığı açıklama üzerine değerlendirmelerde bulundu.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, Libya’daki jeopolitik rekabet ve küresel aktörlerin tavırları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Libya cephesi hareketlendikçe bu cephede karşı karşıya gelen aktörlerin politikalarına yakından bakma ihtiyacı daha fazla hissediliyor.

Yunanistan ve Fransa'nın öfkeli açıklamalarına Mısır daha ileri bir adım atarak eklendi. Darbeci Sisi, geçen cumartesi günü Sirte ve Cufra'nın düşmesini "kırmızı çizgi" ilan etti. Bu çizginin aşılması halinde Mısır'ın "doğrudan müdahale" edeceğini söyledi.

Darbeciler darbecilerle beraber. Sisi, Hafter'i desteklemeye devam ediyor. Bu zamana kadar desteği pek umursamadık ama kaybetmeye başlayınca işi tehdit boyutuna kadar taşıdı. Türkiye'nin desteklediği meşru Serrac hükümeti kritik bölgeleri ele geçirince tüm darbecilerin etekleri tutuştu. Sisi de sembolik bir ordu ziyareti sırasında açıklama yapmış ve Sirte'nin Mısır için kırmızı çizgi olduğunu söylemiş. Önce ateşkes talep ediyordu. Kendisinin ciddiye alınmadığını anlayınca tehdit de savurmuş.

Batı dışında doğru tanımıyorlar. Batı dışında güzel bilmiyorlar. Aydınlık sadece Batı'dadır ve biz de yüzümüzü sadece Batı'ya döndüğümüz müddetçe aydınlanırız diyorlar. Anlamadıkları şey Türk'ün Libya'da, Yemen'de, Suriye'de ne işi olduğu değil.

Türkiye’nin önümüzdeki dönemde milli güvenliğini ve ulusal çıkarlarını doğrudan etkileyecek belli alanların olduğu söylenebilir. Bu stratejik alanları Fırat'ın doğusu (Irak'ı içerecek şekilde İran sınırına kadar uzanan bölge kastedilmektedir), Akdeniz'in doğusu ve Libya'nın doğusu olarak sıralamak mümkündür. Son dönemde tüm bu alanlarda Türkiye'nin askeri ve diplomatik olarak varlığını güçlü bir şekilde hissettirdiği açıktır. Türk dış politikası son yıllarda bölgede istikrarsızlık üreten ve doğrudan ülkemizi ilgilendiren başlıkları oldukça dinamik bir tempoyla takip etmektedir. Neredeyse her yıl sorunlu birçok alanda çözüm üretmek artık sıradanlaşan mesailer olarak karşımıza çıkmaktadır. Şüphesiz bu krizlerin her birinden ciddi tecrübeler edinen ve bir sonrakine daha hazırlıklı yaklaşan Türkiye'nin uluslararası siyasetin gidişatını en iyi değerlendiren aktörlerin başında geldiğini söylemek mümkündür

Türkiye Libya ve Doğu Akdeniz'de adım adım ilerlemeye devam ediyor. Türkiye'nin bu iki alandaki etkinliği bakımından altı ay öncesine nazaran büyük bir fark var.

Amerika'nın dünyaya olan ilgisizliği çoğunlukla Trump'la ilişkilendiriliyor. Bu mantığa göre, Trump dış politikaya ilgisiz bir popülist olduğu için Amerika'nın tutarlı bir stratejik planlaması bulunmuyor. Gerekli gereksiz herkesle sert diplomatik kavgalara girişiyor. Sonra pek bir sonuç da almadan bunların üstünü kapatıp geçiyor. Takipçilik özelliği olmadığı artık sır değil.

Ankara'nın Libya inisiyatifi Avrupa ve Ortadoğu başkentlerinde yeni bir Türkiye tartışması başlattı. Türkiye'nin giderek daha etkili bir güce dönüştüğünü kabul eden bu tartışmanın iki boyutu var. İlki, Suriye'den Libya'ya Doğu Akdeniz çevresinde güç denklemlerindeki somut değişime odaklanıyor. İkincisi ise niyetleri sorgulayan tam bir propaganda savaşı durumunda. Bu iki boyutu ayrıştırmadan Türk dış politikasının son dönemdeki hamlelerini, kapasitesini ve niyetini anlamlandırmak mümkün olmaz.

SETA Avrupa Araştırmaları Direktörü Enes Bayraklı, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Siyaset Artı programında Türkiye heyetinin Libya’da yaptığı ziyareti değerlendirdi.

Libya ile imzalanan anlaşmalardan sonra Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya’da attığı adımlar çok net sonuçlar doğurdu ve Yunanistan, GKRY, İsrail ve Mısır’ın Türkiye’yi devre dışı bırakan anlaşmaları neredeyse tamamıyla akim kaldı.