Türkiye'nin Doğu Akdeniz stratejisi an itibariyle sağlam temellere oturmuş ve emin adımlarla ilerliyor. Bu haldeki AB, Türkiye karşısında Doğu Akdeniz'in etkin bir aktörü olamayacağı gibi Türkiye'ye karşı güç kullanması da muhtemel değildir.
Devamı
SETA Enerji Araştırmacısı İsmail Kavaz, Türkiye’nin Karadeniz’deki doğalgaz rezervi keşfini değerlendirdi.
Devamı
Keşfedilen doğalgaz rezervinin Türkiye'nin enerji politikasında doğrudan ve uluslararası konumunda dolaylı etkilerinin olacağı açık. Coğrafi konumu sebebiyle enerji nakil hatlarının merkezinde olan bir ülke olmaktan enerji üreten ve ileride ihraç etmeyi hedefleyen bir noktaya geçiyor.
Karadeniz’de keşfedilen doğalgaz rezervi yalnızca ekonomik boyutuyla değil, stratejik açıdan da epey önemli ve Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda uluslararası siyasette alacağı konum açısından da tarihi bir dönüm noktası olduğuna işaret ediyor.
Bugüne kadar kendi gemileriyle 9 derin deniz sondajı yapan TPAO son sondajında önemli bir rezerv buldu. Uzun soluklu olan arama ve sondaj faaliyetlerinin başında mutlu sona ulaşması, uluslararası platformlarda Türkiye’nin etkinliğini artıracaktır.
Keşfedilen doğal gazda süreç nasıl işledi? Türkiye’nin keşfettiği enerji kaynağının büyüklüğü ne kadardır? Keşfedilen doğal gaz kaynağı ekonomik olarak ne anlama geliyor? Karadeniz’de keşfedilen doğal gazın Doğu Akdeniz’de yaşanan rekabete etkisi olur mu? Derin deniz sondajları devam edecek mi?
Türkiye, dış politikada bağımsızlığın, savunma sanayii alanında olduğu gibi, enerji alanındaki bu bağımlılıktan da kurtulmaktan geçtiği düşüncesiyle hareket ederek ciddi enerji yatırımlarına imza attı.
Devamı
Türkiye büyük hayallere sahip güçlü bir ülke.. Küresel bir aktör olabilmek için Türkiye'nin enerji bakımından bağımsız olması büyük önem taşıyor.
Devamı
Tüketicilerin akaryakıt ve doğalgaz harcamalarının azalması anlamına gelen tarihi keşfin Türkiye'nin teknolojik hamlelerine önemli bir ivme kazandıracağı anlaşılmaktadır. Bu hamleleri destekleyen ve hızlandıran en önemli etkinin de enerji olacağı aşikârdır. Aslında bu dönüşüm her kesimden insanın hayalini kurduğu bir devrin de başladığını göstermektedir. Bu hayal kendi teknolojisini üretmeye başlayan Türkiye'nin enerjide de bağımsız olma yolunda ilerlemesi olarak tanımlanmaktadır.
Kapasite inşası etkin ve bağımsız bir dış politika vizyonuyla buluştuğunda Türkiye giderek risklerden korkan değil fırsatların peşinden giden, en temelde ise ulusal çıkarlarından taviz vermeyen bir ülke haline gelmekte.
BM Lübnan Özel Mahkemesinin eski Başbakan Hariri suikastıyla ilgili verdiği kararın "bir geçiştirme" olduğunu belirten uzmanlar, küresel güçlerin, zaten yeterince karışık olan Lübnan'ın içişlerine daha fazla karışmama niyetinde olduğunu söyledi.
Tartışılan cümleler, dış politikadan habersiz bir başkan adayının acemi, sakil ifadeleri değil. Obama yönetiminde başkan yardımcılığı yapmış bir ismin 'iyi düşünülmüş, somut ve net Türkiye politikası beyanı.'
Bu analizde Fransa’nın Doğu Akdeniz siyaseti enerji rekabeti ve Libya krizinin değişen dinamikleri çerçevesinde irdelenmektedir.
SETA Genel Koordinatörü Duran, 'Doğu Akdeniz'deki haklarımız, bizim için Türkiye'nin önümüzdeki sadece onlu yıllar değil, yüzyıllar açısından da çok kritik bir dönem. Burada iktidarıyla muhalefetiyle ortak bir siyaset yürütmemiz lazım.' dedi.
İçeride yaşadığı sorunlar Macron’un gündemi iç politikadan dışarıya çekmek için adımlar atmasına ve Fransız dış politikasının zaten müdahaleci ve agresif olan çizgisini daha da belirginleştirmesine yol açtı.
Dikkat edin Biden sadece bir Amerikan başkanı adayı değil. Obama döneminde de başkan yardımcılığı yapmış bir isim. Obama döneminde Türkiye'ye karşı yürütülen bütün operasyonların içindeydi. Suriye'de Türkiye'yi yalnızlaştırma politikaları da PKK ve FETÖ'ye destek verilmesi de hep o dönemde başladı. Obama-Biden ikilisi Türkiye'yi hedefe koymuştu. Darbe ile dahi deviremediler. Şimdi ders almış. Başka yöntemler deneyecekmiş. Ülkedeki elemanlarını devreye sokacakmış.
Türkiye, tepkisel ve tek-yanlı olmayan bir anlayışla çok-boyutlu, çok-taraflı, karşılıklı kazanç karşılıklı bağımlılık ilkelerine dayalı ve barış için savaşa da hazır halde olduğunu dost ve düşmana göstermiştir.
19. yılını kutlayan AK Parti'nin Türkiye'nin dış ve güvenlik siyasetinde geride kalan tecrübesinin muhasebesini yaparak 100. yılda Türkiye'yi bölgesinde 'büyük strateji'ye sahip bir aktör haline dönüştürme sorumluluğu bulunmaktadır.
AK Parti'ye yönelik muhalif düşünce dünyasının üç farklı hikayesi var.
AK Parti kuruluşunun 19. Yılını kutluyor. Bu sürenin on sekiz yılı tek başına iktidarla geçti. Çok partili hayatımızda hiçbir partiye nasip olmayan bir performans gösterdi. Bu performansın zamanla değişen mahiyeti tartışmaların odağında oldu. Batı medyasında 2010'ların başına kadar Müslüman dünyaya "model" olarak gösterildi. Arap isyanlarından sonra etrafımızdaki bölgenin iç savaşlara ve türbülanslara teslim olduğu son yedi yılda AK Parti'nin gösterdiği dayanıklılık destekçilerini ve muarızlarını şaşırttı. Birçok ülkede hükümetleri deviren krizleri başarıyla aştı.
AK Parti 18. Kuruluş yıldönümünü kutuluyor. Ve tabii iktidardaki 18. yılını da. İlk seçim başarısından itibaren karşıtları AK Parti'nin başarısını hep arızi nedenlerle açıklamaya yeltendiler. Kriz olmasa AK Parti iktidara gelemezdi, e-muhtıra olmasa kesin seçimleri kaybederdi, terör sorunu çözülse AK Parti güç kaybeder gibi akla hayale sığmayacak cümleleri peş peşe sıraladılar. Ve her dönem bir sıkışmışlık yaşadığını söylediler. Her seçimin ertesi günü aynı kadro bildik nameleri okudu; ufukta bir erken seçim var, iktidar ülkeyi yönetemiyor, AK Parti köşeye sıkıştı, kontrolü kaybediyor…