SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un Avrupa’daki İslam varlığı ile ilgili sözlerini değerlendirdi.
Devamı
Azerbaycan'ın Rusya'yı tercih yapmaya zorlaması gerekiyor. Yeterli ilerleme sağlanabilirse çıta da ona göre belirlenmiş olur. Ama vakit uzadıkça Paşinyan'ın gitmesi ve yerine Rusya'ya daha yakın bir aktörün gelme şansı da artıyor.
Devamı
Ermenistan'ın başka bir aktör tarafından kışkırtılmış aklımıza geliyor. Arkasından Rusya da çıksa Fransa da çıksa pek bir önemi yok. Her kimse Ermenistan'ı kışkırtan bugün yeterli desteği vermediği de ortada. Rusya Ermenistan'ın dövülmesini keyifle seyrediyor. Fransa'nın yapabileceği çok fazla bir iş yok. Amerika'nın da umurunda bile değil.
Bu raporda Pekin ve Ankara yönetimlerinin Afrika Kıtası’ndaki ekonomik ve siyasi rekabeti karşılaştırmalı bir şekilde analiz edilerek Çin ve Türkiye’nin iş birliği için izlemeleri gereken politikalara odaklanılmaktadır.
Biliyoruz ki, Rusya bu coğrafyayı arka bahçesi olarak görüyor. Herhangi bir hareketliliğin kendi ulusal güvenliğine yönelik hayati bir tehdit olduğunu düşünür yüzyıllardır. Dolayısıyla bizi şaşırtan Rusya'nın müdahil olması değildir. Asıl şaşırtıcı olan şimdiye kadar takındığı tavırdır.
Uzmanlara göre Rusya'nın beklentisi Azerbaycan'ın ilerlemesiyle Batı yanlısı Paşinyan'ın başbakanlık koltuğunu kaybedeceği, onun yerine ise Rusya yanlısı olarak bilinen Koçaryan'ın koltuğa tekrar oturabileceği bir süreç yaşanması.
AB'nin önündeki sorun Türkiye veya Doğu Akdeniz olmaktan ziyade nasıl bir Birliğe doğru evrileceğine karar verememesi. AB'nin burada üç alternatifi var. İlki 1993'te Maastricht Antlaşması'nın imzalandığı dönemdeki Birlik ruhuna geri dönerek üye ülkeler ve bölge için refah ve istikrarı önceleyen adımlar atması. İkincisi agresif bir karaktere sahip olan ve AB gündemini domine etmeye çalışan aktörlere teslim olması. Üçüncüsü ise ara çözümler bularak sorunlarıyla yüzleşmek yerine mümkün mertebede ötelemesi.
Devamı
Erdoğan, sık görüştüğü dünya liderlerine 'artık bu sorunlar Türkiye olmadan çözülemez' realitesini kabul ettirdi. Trump da Putin de Merkel de Macron da bu gerçekliği görüyor.
Devamı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 'Yunanistan ve Rum Kesimi'nin savunduğu tez ve argümanlar, uluslararası hukuka göre dayanaksızdır. Ancak güneş balçıkla sıvanmaz. Dünya kamuoyu er ya da geç ülkemizin haklılığının farkına varacaktır.' dedi.
Minsk Grubu diye adlandırılan platformun Ermenistan işgaline son verip Dağlık Karabağ sorununa hakkaniyetli bir çözüm bulma konusunda katkı sağlayamayacağını açık.
SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Ermenistan’ın Azerbaycan saldırısı üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, Ermenistan’ın Azerbaycan’daki sivil yerleşim yerlerini hedef alan saldırılarının nedenleri üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, Ermenistan’ın Azerbaycan saldırısı üzerine değerlendirmelerde bulundu.
SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt, Ermenistan’ın Azerbaycan’a gerçekleştirdiği saldırılar üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Kovid- 19 sonrası dünyamız giderek Birinci Dünya Savaşı sonrası belirsizliğine ve güç mücadelesine sürükleniyor. ABD'nin kısmi çekilmesi ve AB'nin dış politika oluşturmaktaki acziyeti Rusya'nın yeni güç boşluklarını doldurma hamlelerini kolaylaştırıyor.
Dağlık Karabağ sorununun arka planı nedir? Yakın zamanda Tovuz’da neler yaşanmıştır? Son iki gündür devam eden çatışmaların nasıl değerlendirilmesi gerekmektedir? Bölgesel ve küresel aktörlerin çatışmaya yönelik tutumları nasıl olmuştur? Türkiye’nin bölge politikasını nasıl değerlendirmeliyiz?
Tepki siyasetinin gelip dayandığı yer burasıdır. Azerbaycan’a verilen desteği bile içinde “cihatçı gruplar” geçen bir ifade ile analiz etmek artık sadece iktidar karşıtlığı değil, aynı zamanda Türkiye karşıtlığına savrulmayı ifade eder.
SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Yeşiltaş, 'Sıcak çatışma ciddi bir savaşı beraberinde getirebilir, hatta Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesini yeniden kendi kontrolüne alması gibi bir sonucu doğurabilir.' dedi.
100 yılda bir yaşanacak küresel fırtınanın ortasında attığı adımlarla ekonomide toparlanmayı sağlayan Merkez Bankası, enflasyonu ve finansal istikrarı gözeterek ağustosun ortasında sıkılaşmayı başlattı