Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: "Fransa Tehlikeli Bir Yolda"

Kriter Dergisi'nde Burhanettin Duran'ın sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, gündeme dair gelişmeleri değerlendirdi:

Devamı
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu quot Fransa Tehlikeli Bir Yolda quot
İslam Karşıtlığının Kurucu Aktörü Film Endüstrisi

İslam Karşıtlığının Kurucu Aktörü Film Endüstrisi

Avrupa kültüründeki ırkçılığın tedavisi yok

Devamı

Sertliğe dayalı bir Avrupa geliyor. Camiler basılıyor. Müslümanlara hakaret normalleştiriliyor. Eskiden aşırı sağın üzerine atılan ırkçılık bugün merkez Avrupa siyasetinde kol geziyor.

Türkiye bölgesel ve küresel alanda Fransa (Gordion) düğümünü çözebilecek maharete sahip olduğunu Suriye, Libya, Doğu Akdeniz ve Kafkaslarda Fransa'nın nüfusunu zayıflatarak göstermiştir.

Putin, Türkiye olmadan Doğu Akdeniz, Karadeniz, Kafkaslar ve Ortadoğu'da düzen kurulamayacağını görüyor. Güç boşluklarına anında hamle yapan 'yeni Ankara' gerçekliğini tanımak Batılı liderlerin de işine yarayacaktır.

Türkiye ve İslam karşıtlığını bu kadar zorladıklarında Erdoğan'ı kendi ülkelerinin içinde de siyasi bir aktör haline getirecekler. Avrupalı Müslümanlarla Erdoğan adım adım yaklaşıyor birbirlerine.

Faiz Kararının Anlamı

TCMB, koronavirüsün ikinci dalgası ekonomilerin yeniden kapanmasına neden olursa, bugünden faiz kanalıyla reel ekonomiyi aşırı sıkmanın yersiz olduğunu düşünmüş olabilir

Devamı
Faiz Kararının Anlamı
Ermenistan Savaş Suçu İşliyor

Ermenistan Savaş Suçu İşliyor

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Muhittin Ataman, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Gece Bakışı programında, Ermenistan’ın işlediği savaş suçları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Devamı

Ermenistan, Birinci Karabağ Savaşı sırasında çok sayıda savaş suçu işlemesine rağmen uluslararası kamuoyu tarafından hiçbir zaman gerçek manada sorgulanmadı. 27 Eylül günü başlayan ve dördüncü haftasında giren İkinci Karabağ Savaşı'nda da savaş suçları işlemeye devam etmektedir. Bir anlamda Ermenistan Hükümeti otuz yıl önce kaldığı yerden devam etmektedir.

Putin'in son Erdoğan övgüsü Rus-Amerikan ilişkilerindeki muhtemel gerilimlere bir hazırlık mı?

Uluslararası ölçekte yayın yapan büyük medya kuruluşlarının Ermenistan'ın Gence saldırısı ve genelde sivil katliamlar karşısındaki yaklaşım biçimi başlangıcından bu yana problemli.

Paşinyan'ın 'Yeni Suriye' tehdidinin öncelikle Rusya, İran ve Avrupa'nın endişelerini yükseltmek için yaptığı açık. Dağlık Karabağ çatışmasını topyekûn Ermenistan-Azerbaycan savaşına çeviremediği için bu sefer 'yıllarca sürecek bir savaş' tehdidinde bulunuyor.

Anadolu’nun o öz kültürünün en baskın rengi olan İslam’dan hoşlanmayanlar ise, kendi iktidarlarına temel oluşturacak 'fikri' dışarılarda bir yerlerde arıyorlar. Bazıları Batı’da arıyor, bazıları ise Rusya ya da Çin’de.

Karadeniz ve diğer bölgelerimizdeki her yeni keşfi Türkiye’nin bağımsızlığı ve halkının refahı yolunda atılmış güçlü bir adım olarak görmek gerekir.

HDP gibi PKK'nın doğrudan siyasi uzantısı olan ve siyasi hedefini hepimizin çok net bildiği bir yapının Türkiyelileşme gibi bir meseleye gerçekten yanaşmayacağı çok açık. Örgüt izin vermediği müddetçe HDP'liler bu konuyu tartışmaya dahi açamaz.

Ermenistan’da 2018’de gerçekleştirdiği renkli devrimle koltuğa oturan ve kısa sürede uluslararası medyanın odağı haline gelen Nikol Paşinyan’ın Dağlık Karabağ çatışmalarında yaşanan kayıplar neticesinde iç ve dış kamuoyunda imajı ciddi yara aldı.

Ferhat Pirinççi: 'Türkiye'nin bulunduğu jeopolitik ortamın önümüzdeki on yıllık dönem içinde kapsamlı dönüşüm ve kırılmalar yaşama ihtimali çok yüksek. Her türlü ihtimale hazırlıklı olması gereken Türkiye hareket kabiliyeti yüksek ve esnek bir dış ve güvenlik siyaseti yöntemi benimsemek zorunda.'

HDP'deki tıkanmışlık hali kriz üretmeye devam ediyor.

Ermenistan’ın son zamanlarda saldırdığı Tovuz bölgesinin TANAP ile birlikte Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Tiflis-Erzurum hatlarının geçiş güzergâhında yer alması bu saldırıların neyi hedeflediğini göstermesi açısından önemli.

Uluslararası meselelerde Türkiye’nin izlediği politikaların gerçeklerle bağdaşmayan iddia ve ithamlara konu olması, hiç kuşkusuz Türkiye’nin bağımsız dış politika anlayışının sonucudur.