G-20 Zirvesi ve ABD ile Gündem

Bu zirvenin ekonomik gündemi korumacı politikalar, ABD-Çin arasında karşılıklı misillemelerle sürdürülen ticaret savaşı ve İran yaptırımları olacak.

Devamı
G-20 Zirvesi ve ABD ile Gündem
Küresel Sarsıntı

Küresel Sarsıntı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı G-20 toplantısı öncesinde Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te bir panel düzenledi. Türkiye'nin dış politikasının ana hatları ve özelde Latin Amerika'yla olan ilişkileri konuşuldu.

Devamı

Korumacılık yükselişe geçti. Dünya liberalizm rayını terk etti. Merkantilist rayda karar kıldı. Sınırlar sertleşiyor. Boşluklar doğuyor. Ve bu boşlukları doldurmaya aday aktörler hızla bu boşluklara doğru akıyor. Dünya siyaseti enerji biriktiriyor.

Erdoğan, mevcut uluslararası düzendeki statü dağılımından rahatsızlığını açıkça belirtirken, Türkiye’nin büyük güç olarak tanınması gerektiğini net bir şekilde ortaya koydu. “Büyük güç statüsü elde etmeyi” Türkiye’nin yeni dış politika doktrinin ilanı olarak değerlendirebiliriz.

Türkiye işbirliğine açık olduğunu ilan ediyor. Uyum gösterenlerle yol yürüyor. Göstermeyenlere de mecburiyeti yok. Otonom Türkiye'nin doğuşu zorlu bir mücadele gerektiriyor.

Başkan Erdoğan BM'nin yapısal reformdan geçerek asli vazifesi olan dünya barışı ve insan haklarını koruma sorumluluğunu daha etkili bir şekilde yerine getirmesi çağrısını yineledi.

Amerika'nın Utancı

Bazen devlet başkanları temsil ettikleri toplumu yüceltirken bazen de yerin dibine sokabiliyor. BM Genel Kurul toplantılarında bunun en güzel örneklerinden birine şahitlik ettik.

Devamı
Amerika'nın Utancı
İki Konuşma İki Farklı Bakış Açısı

İki Konuşma İki Farklı Bakış Açısı

Eleştirileri birçok ülke şimdilik görmezden gelse de, ileriye dönük bu tip benzer eleştirilerin yükseleceğini düşünüyor Erdoğan. Ve en nihayetinde kısa dönemde olmasa bile, uzun dönemde BM’nin sorunlarının bir reform gündemine dönüşeceğini öngörüyor...

Devamı

BMGK daimî üyelerin derdi yürütme sorumluluğu değil, keyfi yasama kolaycılığı. Kararları kendileri alıp sorumluluğu tüm dünyaya yaymanın peşindeler. İşte bu yüzden BM tartışmasına hız vermeliyiz. Bu iki yüzlü ve çözümsüz tutumu mahkûm etmeliyiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “dünya beşten büyüktür” söylemi, Almanya ve Japonya’nın istediği gibi, beş daimi üyenin sayısının artırılıp kendisine de veto hakkı verilmesi talebini ifade etmiyor. Aksine Türkiye, bütün BM üyelerinin barışın korunması için hak ve sorumluluk üstleneceği veto engelinin olmadığı adil bir BM sistemi istiyor.

SETA Medya ve Toplum Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar Başkan Erdoğan’ın New York ziyareti hakkında değerlendirmede bulundu.

1990'lardan bu yana BM reformu konuşulur. Hiçbir adım atılmadı. Şimdi o liberal düzen ortadan kalktı bile. Ama hala BM reformu falan konuşuluyor.

“Erdoğan gibi dönüşüm ve ilerlemeyi temsil eden bir lider statükocu güçleri huzursuz ediyor.”

Bu sorunun cevabını Erdoğan'ın Dünya Ekonomik Forumu konuşmasında bulmak mümkün. Erdoğan'ın demokrasi vurgusu reel bir temele dayanıyor: halkların tercihine saygı.

Perspektif Programının 15 Nisan 2015 tarihli yayınının konuğu Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Uzmanı ve İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selman Öğüt oldu.

Birleşmiş Millet Örgütü'nün etkinliğini ve güç dengesini ne denli yansıtabildiğini sorgulayan Murat Yeşiltaş, BM'nin Batı'yı sürekli olarak yeniden kuran bir amaca hizmet ettiğinin altını çizdi.