Geçtiğimiz hafta Ankara Barosu'nun Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın yaptığı bir açıklama üzerinden görünüşte eşcinsellerin hakları üzerinden Türk kamuoyu yeniden din-gericilik-ilericilik tartışmalarına şahit oldu. Ancak söz konusu açıklamada yer alan bazı ifadeler ve cadı yakmak gibi Ortaçağ Hristiyan Ortaçağ pratiklerine yapılan atıflar, bu zihin dünyasının yerliliği ve bu tartışmanın sahiciliği hakkında soru işaretleri oluşturdu.
Devamı
Türkiye'de toplumsal cinsiyet eşitliği tartışmaları yapılıyor. YÖK Başkanı Yekta Saraç da "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" projesinin durdurulduğunu açıkladı..
Devamı
Önümüzdeki yerel seçim sürecinde HDP’nin PKK’yla organik bütünlüğünden sıyrılıp bir siyasi parti gibi seçim yarışında olması gerekir ancak hepimiz biliyoruz ki parti yine PKK’nın sözcülüğünü yapacak. Ancak bir farkla, partinin artık PKK için hendek kazdırabileceği iş makineleri yok.
Geçen hafta İç İşleri Bakanı Horst Seehofer başkanlığında toplanan Alman İslam Konferansı, katılımcıları, tartışılan konular ve açık büfede yer alan domuz eti ikramıyla pek çok tartışmaya yol açtı.
Hem alternatif sağın hem de radikal solun ABD’de şiddet geçmişi var. Her ikisi de bağnaz ve şiddeti meşru gören ideolojilerini, uzun süredir fiiliyata döküyorlar.
Bu masum bir yürüyüş değil! Elinizi vicdanınıza koyun; 15 Temmuz gecesi ülke işgal edilirken saklanacak delik arayanlar, ülkesinin istikbali için meydanlara inmekten kaçanlar, bu sıcakta bunca zahmete neden katlanıyor?
15 yıl içinde üç büyük şok ve travma yaşamış Amerikan toplumunun siyasal olarak bu travmalardan etkilenmesi ölçeğini, geleneksel parti fay hatlarında görmek en büyük yanılgıydı.
Devamı
Şimdilerde sokağı, şiddeti ve vandalizmi işaret edenlerin derdi siyaset değil. Yükseldiğini söyledikleri yeni toplumsal muhalefeti temsil etmek hiç değil. Zaten öyle bir yükseliş de yok, yeni bir toplumsal muhalefet de.
Devamı
Aksi ispatlanıncaya kadar tüm Müslümanların suçlu olduğu bir ortam var Batı’da. Bu ortam İslam düşmanlığı üzerinden seçim kampanyası yürüten Donald Trump gibiler için de paha biçilmez bir fırsat.
Bugün Gezi Parkı Şiddet Eylemleri’nin üzerinden üç yıl geçti. Üç yıl önce “gezi” romantizmi ve medya güzellemesi yapan medya aktörleri henüz günah çıkarmaya başlamadılar. Ancak yakındır. Bugün nasıl 28 Şubat Süreci’nde generallere verdikleri afilli selamları unutup demokrasi havarisi kesildilerse, hatta post-modern darbeye göndermeyle “dost-modern” darbeden bahsediyorlarsa, çok değil 10. yılında “Gezi”den de vazgeçeler.
İnsanlık bir bütündür, Deralı'ya ağlamayanın Kobani için döktüğü gözyaşı sahtedir. Hem medyayı hem de sokağı yakan aynı zihniyet Kobani'nin kullanım değeri bitince Kobani'yi de halkını da bir tarafa atacaklardır.