Yeryüzündeki Cehennem

“Dün geceye ait görüntüler Refah’ın nasıl yeryüzündeki cehenneme dönüştüğünün kanıtıdır.” Bu ifadeler BM Mülteciler Yüksek Komiseri Philippe Lazarini’ye ait. İsrail’in Refah’ta güvenli bölge ilan ettiği ve Filistinlilerin sığındığı çadırları bombalayarak ortaya çıkarttığı cehennem görüntülerini tarif etmeye dilim varmıyor; sözün bittiği yer olarak tanımlamak daha doğru olur. Bu saldırının Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı’nın Netanyahu ve Gallant’a karşı tutuklama istemesinden ve Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’e Refah’ta operasyonları durdurma kararı çıkarmasından sonra gerçekleşmesi, İsrail hükümetinin hak, hukuk, adalet veya uluslararası meşruiyet gibi kavramları tanımadığının bir ifadesiydi. Netanyahu hükümeti, Washington’ın desteği öyle veya böyle devam ettiği sürece hiçbir kurum ve makamı tanımayacağını Filistinli masumları katlederek haykırmayı seçiyor.

Devamı
Yeryüzündeki Cehennem
Nekbe'nin Gölgeleri 1948 ve Filistin'in Sosyo-Politik Dönüşümü

Nekbe'nin Gölgeleri: 1948 ve Filistin'in Sosyo-Politik Dönüşümü

14 Mayıs 1948, Filistin toprakları üzerinde İsrail işgalinin tescillenmesine, işgalin "devletleşmesine" ve bir milletin (Filistin) trajedisini işaret eder. Bu tarih, hem İsrail'in kuruluş günü olarak kaydedilmiş hem de Filistinliler için Nekbe (Büyük Felaket) olarak anılmıştır. Ortadoğu ve Filistin açısından tarihsel bir dönemeç ve süreklilik kazanan sistematik bir felakete tekabül eden Nekbe, Filistin devleti ve toplumu açısından çok boyutlu bir süreç olarak görülebilir. Bu anlamda Nekbe'yi tarihi bir olay değil, aksine İsrail sistematik, kasıtlı bir şekilde yürüttüğü işgal, soykırım, tehcir ve yerleşimci teröründen bağımsız okumamak gerekiyor. Dolayısıyla Nekbe, Filistin halkının kitlesel sürgününün, toplumsal ve ekonomik yapısının çözülmesinin başlangıcıdır ve bu sürecin sosyo-politik sonuçları günümüze kadar uzanmaktadır. Dolayısıyla 1948'de başlayan Nekbe günümüzde de devam etmektedir. Örneğin 7 Ekim'den beri İsrail'in uyguladığı devlet terörünün temel amacı da Gazze Nekbesi oluşturmaktır.

Devamı

Yunanistan’ın Atina’da yapılacak Okyanuslarımız Konferansı’nı bir nevi bahane ederek Ege Denizi’nde belirtilen bölgede deniz parkı ilan edeceğini duyurması Türkiye’nin açık bir tepkisine yol açtı.

Alanında yetkin ve söz sahibi araştırmacıların katkı verdiği eserimiz Türk dış politikasının nabzını tutmaya devam ediyor. 2009 yılında yayın hayatına başlayan Türk Dış Politikası Yıllığı, bu eser ile birlikte on dördüncü kitabına ulaştı.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, Birleşmiş Milletler öncülüğünde, Kıbrıslı taraflar ve garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin de katılımıyla 5+1 formatındaki gayriresmi Kıbrıs konulu konferansı değerlendirdi.

Libya’nın toparlanması ile Türkiye-Libya ilişkilerinin derinleşmesi birbirini besleyen iki süreç olarak ilerledi. Gerek uluslararası gerekse Libya içindeki üçüncü tarafların provokasyonlarına rağmen, Libya toparlandıkça ilişkiler ivme kazandı.

'Avrupa Değerleri' Söyleminin Gereğini Önce AB Yerine Getirmeli

SETA'nın Brüksel Ofisi’nde araştırmacı olarak görev yapan Zeliha Eliaçık, Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği, Türkiye’deki Suriyeliler için aktarılan fonların işleyişi ve vize serbestisi gibi konulara ilişkin Anadolu Ajansı’nın sorularını yanıtladı.

Devamı
Avrupa Değerleri' Söyleminin Gereğini Önce AB Yerine Getirmeli
ABD-Çin Gerginliği Yeni Bir Soğuk Savaş mı

ABD-Çin Gerginliği: Yeni Bir Soğuk Savaş mı?

ABD doğal olarak Çin ile artık kaçınılmaz hale gelen hegemonya mücadelesini kendisine avantaj yaratacak şartlar altında vermek istiyor.

Devamı

Türkiye ve Libya arasında deniz yetki alanlarına ilişkin imzalanan mutabakata benzer bir anlaşmanın Türkiye ve Mısır arasında da yapılması, Rum-Yunan ortaklığının Doğu Akdeniz’deki iddialarını hukuken bir kez daha akamete uğratacaktır.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "(Suriyelilerin onurlu, güvenli ve gönüllü şekilde geri dönmeleri) Bu, Türkiye'den AB'ye, Almanya'dan ABD'ye ve diğer komşu ülkelere, Rusya ve İran'a kadar tüm ülkelerin kolektif çalışmasını gerektiriyor." dedi.

Türkiye ve Yunanistan arasında Ege ve Doğu Akdeniz’de uzun zamandan beri devam sorunlara gerçekçi çözümler bulunması için, Yunanistan’ın sadece kendi çıkarlarını önceleyen haksız tutumundan vazgeçmesi gerekiyor.

Bu hafta büyüme verisi iyi, enflasyon rakamları kötü geldi. Yılı pozitif bir büyüme rakamıyla kapatmamız kuvvetle muhtemel. Enflasyon ise 2021 ikinci çeyrekten itibaren düşer

Davos’la başlayan ve sonrasında Türkiye’nin küresel ve bölgesel aktörlerle karşı karşıya kaldığı hemen her kritik süreç 'otoriterleşme' ve 'eksen kayması' gibi tartışmalarla senkronize biçimde ilerleye geldi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington Ofisinin (SETA DC) düzenlediği panelde, 'Bölgesel Güçlerin Dağlık Karabağ Politikaları' masaya yatırıldı.

Maalesef CHP 2015'ten bu yana girdiği HDP'lileşme yolunda yeni bir aşamayı da Ermenistan propagandasına söylem düzeyinde katkı vermekle yakalamış oldu.

Dağlık Karabağ sorununun arka planı nedir? Yakın zamanda Tovuz’da neler yaşanmıştır? Son iki gündür devam eden çatışmaların nasıl değerlendirilmesi gerekmektedir? Bölgesel ve küresel aktörlerin çatışmaya yönelik tutumları nasıl olmuştur? Türkiye’nin bölge politikasını nasıl değerlendirmeliyiz?

Bu analizde ABD’nin DSÖ’ye verdiği tepkinin kısaca iç ve dış politikadaki yansımalarına değinilerek DSÖ’ye yöneltilen eleştiriler açıklanmaktadır.