Kurumsallaşmış birlik olan AB'den beklenen şey, entegre bir mücadele ve ciddi bir yardımlaşma ile bir süreç yönetimi sergilenmesiydi. Ancak bunun aksine her bir ülke kendi başına kaldı. Bu durum merkezi hükümetlerin yeniden merkeze döneceği bir döneme işaret ediyor.
Devamı
FETÖ kendince toplum düşmanlığını yapmaya devam ediyor. Türkiye'nin hızlı adımlar atarak sosyal medyada ortaya çıkan bu kirliliğe müdahale ediyor olması değerli. Aynı şekilde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un düzenli açıklamalar yaparak gerçek bilgileri toplumla paylaşması FETÖ ve uzantıları tarafından oluşturulmaya çalışılan atmosfere izin vermiyor.
Devamı
Koronavirüs salgınıyla mücadelede hala işbirliğinin öne çıkmaması çok tehlikeli bir gidişat. Bu durum sadece küresel ekonomik kriz korkularını büyütmüyor. Her bir ülkenin kendi başının çaresine bakmak zorunda kalması şimdiden komploların, suçlamaların ve hayal kırıklıklarının dünyasını genişletiyor.
Mesele ABD ve Çin arasındaki propaganda savaşına bırakılamaz. Uluslararası iş birliğine, dayanışmaya ve koordinasyona geçmek gerekecek. Yoğun korona diplomasisi için liderler geç kalıyor. Erdoğan'ın üç Avrupalı liderle yaptığı toplantı bunun ilk örneklerinden birisi olarak görülebilir. Doğru, ilk bencil, sorumsuz hatalar yapıldı. Çin, virüs hakkındaki bilgileri saklayarak salgını pandemi haline getirdi. İtalya ve İran tedbir almakta geciktiği için çok sayıda ölümle yüzleşti. Salgını en başta "ufak bir sorun" olarak gören ABD Başkanı Trump da nihayet pandemiyi kabullendi. Herkes bir yandan başının çaresine bakarken diğer yandan virüsle ortak mücadelenin yollarını aramalı. Geç kalmayalım, şimdi korona diplomasi zamanı.
Milyonlarca insan kendisini izole edip evlerine çekilirken Koronavirüs salgını tam anlamıyla küresel bir soruna dönüştü. Ocak ayında Çin'in Wuhan eyaletinde ortaya çıkan ve üç ay gibi kısa bir zamanda bütün dünyaya yayılan yeni tip Koronavirüs salgını küresel sistemi derinden sarsan jeopolitik bir olgu haline geldi. Şimdiden ortaya çıkardığı etkilere bakılırsa Koronavirüs salgını bildiğimiz küresel düzenin sonunu getirebilir.
Türk ekonomisi olarak gerçekten ilginç bir dönemden geçiyoruz. Normalde ülke ekonomileri belirli bir dönemde tek bir şok yaşar. Örneğin 2018 Ağustos'ta yaşadığımız bir arz şoku idi. Türk lirası kısa sürece ciddi bir şekilde değer yitirdi ve daha sonraki süreçte bunun sonuçlarıyla yüzleştik. Yaşadığımız Korona krizinin temel özelliği ise çok boyutlu olması. Ekonominin her iki cephesi (arz ve talep) kendi şoklarını ayrı ayrı ve çok katmanlı bir şekilde yaşıyor. Birçok krizi aynı anda yaşıyor gibiyiz.
Dezenformasyon amaçlı üretilen manipülatif içerikler de bu tür bir medya mantığı ile kitlelere sunulmakta ve kitleleri neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edecek bir vasattan mahrum bırakılmaktadırlar. Son dönemde özellikle Batı medyası ve söz konusu medyanın Türkiye uzantılarının, ülkemizin virüsle mücadeledeki etkisini kırmaya dönük haberleri, manipülasyonun en kaba biçimlerini göstermektedir.
Devamı
Koronavirüs nedeniyle yaşanan krizin dünya ekonomisini nasıl etkilediğine şahit oluyoruz. Ekonomiyi bu düzeyde etkileyen bir gelişmenin dünya politikası üzerinde de ağır etkilerde bulunması kaçınılmazdır. Şimdiden Avrupa Birliği üyeleri arasında, AB ile ABD ve ABD ile Çin arasında ne tür sorunlara yol açtığı görülüyor.
Koronavirüsle mücadelede Çin, başarı sergilerken Avrupa salgının merkezi haline geldi. İtalya'da hastalıktan ölümler artarken, Batılı liderlerin koronavirüs tehdidine karşı tepkileri farklılaştı. Bunda ideolojik bakışların, mevcut sağlık sisteminin kapasitesinin ya da liderlik özelliklerinin etkili olduğu söylenebilir.
Koronavirüs sonrası dünyanın ne yöne gideceği merak ediliyor. Sosyal hayattan, siyasete, siyasi liderlikten, ekonomiye ve ülkelerin doğal ya da üretilmiş tehditlerle nasıl mücadele edeceğine kadar birçok başlık şimdiden farklı boyutları ile sorgulanmaya başlandı.
Devlet ve siyaset bu işlerin düzenlemesinde başarısıyla fark yaratacak. Krizi en hafif haliyle atlatanlar diğerlerine orana daha az zarar görecek.
Şimdiye kadar hayatını kaybeden insanların sayısı açısından bakıldığında aslında daha önceki salgınlardan çok farklı görülmüyor. Ancak virüsün yayılma hızı ve özellikle belli yaşın üzerindeki insanlar üzerinde etkisi endişelere sebep oluyor.
Hibrit savaş kavramı son dönemde yaygın biçimde kullanıma girdi. Aslında buna benzer birçok kavram var. Ve bunları birbirinden ayırmak pek kolay değil. Mesela asimetrik savaş, düzensiz savaş, halk içinde savaş, psikolojik savaş, vekalet savaşı bunlardan sadece birkaçı. Ama hibrit savaş kavramı özellikle Rusya ve onun Genelkurmay Başkanı Gerasimov ile beraber anılıyor. Çünkü Rusya bu yöntemi uzun süredir tutarlı bir biçimde uyguluyor. Bu da sadece çatışma bölgelerinde değil farklı versiyonlarıyla Avrupa'nın içinde bile hissediliyor. Aslında Avrupalı ve Amerikalıların ve belki de tüm ülkelerin çoğunlukla kullandığı bir yöntemler bütünü diyebiliriz. Fakat Batılılar buna özel bir isim vererek daha fazla gündemde kalmasını sağlayıp Rusya'nın yayılmacı eğilimlerine dikkat çekmek istiyor.
Her ülkeye aynı reçete öneren, tek tip uygulamalarla birçoğunu krize sokan IMF adeta günah çıkarıyor. Başkan Georgieva, “Eski alışkanlıkları tekrarlamayacağız” dedi
İdlib krizini yönetmek için Ankara üç düzlemde seferberlik halinde. Bunlar, askeri operasyon, diplomasi ve uluslararası kamuoyu..
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin, Türkiye karşıtı lobicilik faaliyetleri için dev bir fon ayırdığı ortaya çıktı. BAE, FETÖ terör örgütü ile ilintili platformların da aralarında yer aldığı Türkiye karşıtı kuruluşlara milyonlarca dolar aktarıyor. Kriter Dergisi’nin Şubat sayısında bu konuda geniş bir dosyaya yer verildi.
İsrail, ihtiyaç duyduğu anda İngiltere, Fransa ve ABD başta olmak üzere birçok devletten olağanüstü destek aldı. Bugün İsrail'e destek veren ülkelere henüz on yıl öncesine kadar düşman göründüğü birtakım Arap ülkeleri de (Suudi Arabistan, BAE, Mısır) eklendi.
Merkel, ABD'nin küresel rolünün değişmesiyle Avrupa'nın başının çaresine bakmak zorunda olduğunu ve bu yeni gerçeklik gereği olarak da Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye ile çalışmak durumunda olduğunun farkında..
İki Birleşmiş Milletler (BM) yetkilisinin araştırmasına göre MBS WhatsApp üzerinden zararlı bir dosyaya erişimi sonucunda Bezos'un telefonundan ciddi anlamda veri elde etti. Suudi yönetimi adına Kaşıkçı cinayetinden de sorumlu tutulan MBS'nin danışmanı ve Kraliyet Divanı eski müsteşarı Suud el-Kahtani'nin operasyonu organize ettiği öne sürüldü.