Son üç günde gerçekleşen bir röportaj ve bir konuşma dünya siyasetinin nereye gittiği hususunda alarm zillerini çaldırıyor.
Devamı
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de uygulamaya koyduğu soykırım devam ederken, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın "bölge turları" ve onunla birlikte Katar ve Mısır gibi bölgesel aktörlerin ateşkes girişimleri de devam ediyor. Blinken bir taraftan İsrail tarafındaki nispeten "makul" aktörlerle görüşmeye çalışarak Netanyahu ve aşırı sağcı müttefiklerini dengelemeye çalışıyor, diğer taraftan da Mısır ve Katar'dan Hamas'ı ikna etmelerini istiyor. Ancak hem Blinken'ın beyhude çabalarında hem de ateşkes girişimlerinin başarısızlığında sorun aynı yerde düğümleniyor: İsrail'in uzlaşmazlığı.
Devamı
Ürdün’deki üç Amerikan askerinin İran yanlısı milisler tarafından İHA saldırısıyla öldürülmesi şiddeti giderek artan bölgesel savaşta yeni bir tırmanış başlattı. 7 Ekim’den beri bölgesel savaş kaygılarının artık anlamsızlaştığını yazmıştık. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Gazze’deki savaşı bölgeye yayma ve ABD’yi İran’la çatışmanın içine çekmeye çalıştığını da belirtmiştik. Ürdün saldırısıyla bu çabaların kısmen başarıya ulaştığını söylemek mümkün. Son bir haftadır ABD’nin bölgede farklı hedeflere yaptığı askeri operasyonlar buna işaret ediyor. Seçim senesinde İran karşısında zayıf görünmeye tahammülü olmayan Başkan Biden’ın bir yandan da bu tırmanışı kontrol altına tutmak istediği açık.
IMF’ye göre; Türkiye 2024’te 1,34 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğüyle küresel sıralamada 17. sırada bulunuyor. Türkiye, 800 milyar dolarlık dış ticaret hacmi ve 80 binden fazla yabancı yatırımcı firmasıyla küresel ekonomide önemli bir yer tutuyor. İstihdamın ulaştığı 32 milyonluk hacme 120 milyar dolarlık hizmet ihracatı eşlik ediyor. Dünyanın en büyük sekizinci tarım ekonomisi olarak 35 milyar dolarlık ihracat yapan Türkiye, küresel sanayi devleri arasında 360 milyar dolarlık üretim değeriyle 12. sırada yer alıyor. Satın alma gücü açısından gelecek yıllarda 9. sıraya yükselmesi beklenen Türkiye’nin potansiyelinin yüksek olduğunu söylemek mümkün.
Yerel seçim süreci adayların açıklanması ve kampanyaların şekillenmesi ile hızlanırken dış politika gündeminde iki önemli gelişme yaşandı. İlki, İsveç'in NATO'ya katılım protokolünün salı günü 286 kabul oyu ile TBMM'den geçmesiydi. İkincisi İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin önceki gün gerçekleşen Ankara ziyareti ve bu ziyarette imzalanan 10 anlaşmaydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başkan Biden'ın İsveç'in üyeliği ve F-16'ların satışı süreçlerini eş zamanlı götürmekte anlaşmalarından sonra bu onayın gerçekleşmesi bekleniyordu, sürpriz olmadı. Nitekim ABD Başkanı Biden da eş zamanlı olarak Kongre'ye F-16'ların Türkiye'ye satışını onaylamaları yönünde çağrıda bulunan bir mektup gönderdi. Bundan sonraki safahatta topun Washington'da olduğu açık. Biden Yönetiminin F-16'ların Türkiye'ye satışını Kongre'den geçirmesi bekleniyor. Biden Yönetimi lobilerin direncini aşmak durumunda, aşamadığı seçenekte ise Kongre'ye sunmadan bu satışı gerçekleştirmek durumunda.
İsrail'in Gazze'deki katliamları devam ederken Ortadoğu'da dikkatler giderek İran'a yoğunlaşıyor. Kızıldeniz'de seyrüseferi engellediği için Husilerin ABD-Britanya tarafından vurulmasından sonra İran ve Pakistan arasında karşılıklı füzelerin ateşlendiği bir terörle mücadele gerilimi yaşandı. Geçtiğimiz cumartesi de İsrail, Şam'da İran Devrim Muhafızları'ndan beş yetkiliyi öldürdü. Bu saldırı İsrail'in Suriye'deki İran varlığına önceki operasyonlarının devamı. Temel gerekçesi İran'ın Direniş Ekseni unsurlarına (Hizbullah ve Hamas'a) askeri destek temin etmesini engellemek. Ancak daha önemli husus, Biden yönetiminin aksine Netanyahu, İsrail-Filistin çatışmasının bölgeye yayılmasını istemesi.
20. yüzyılda işlediği soykırımın kurbanı Yahudilere ve İsrail'e milyarlarca dolar tazminat ödeyen Almanya, aynı yüzyılda işlediği bir başka soykırım karşılığında Herero ve Nama halklarına tazminat ödemeye neden yanaşmıyor?
Devamı
Son bir haftada Ortadoğu yeni saldırı ve çatışma haberleri ile sarsılıyor. İsrail'in Gazze'deki katliamları ve Hizbullah ile Lübnan sınırındaki düşük yoğunluklu çatışması devam ediyor. Kızıldeniz'deki gerilimde ABD ve Britanya, dün Yemen'de Husileri dördüncü kez bombaladı. Washington, Husileri yeniden terör örgütü listesine aldı. Salı günü İran, Suriye'ye, Irak'a (Erbil) ve Pakistan'a (Belucistan) balistik füzelerle saldırılar düzenledi. Daha önce hep vekillerini kullanan İran'ın bu defa Devrim Muhafızları ile saldırması dikkat çekti. Vekilleri üzerinde verdiği tepkiyi yeterli görmeyen İran'ın son saldırıları meşhur "stratejik sabrının" dışına çıkması olarak görüldü.
Devamı
Bu analiz Husilerin Yemen’de kontrolü ele geçirecek düzeyde güçlü bir aktör haline gelme sürecini dini, siyasi ve toplumsal referansları göz önünde bulundurarak incelemekte ve akabinde Kızıldeniz’deki saldırıların bölgesel ve küresel yansımaları üzerine bir projeksiyon sunmayı amaçlamaktadır.
Lahey'de İsrail soykırım suçlaması ile yargılanırken İsrail-Filistin çatışması bölgeye yayılıyor. ABD ve Britanya uçakları perşembe gecesi Yemen'in Sana, Saada ve Dhamar şehirleri ile Hudeyde vilayetinde 72 hedefe hava saldırısı gerçekleştirdi. 19 Kasım'dan bu yana Husiler, Gazze'deki katliama tepki olarak Kızıldeniz'de İsrail'e giden gemilere saldırıyordu. Dün ABD Başkanı Biden, gerekirse Husilere yönelik saldırılarını sürdüreceklerini açıkladı. Dünya nakliye trafiğinin yüzde 15'inin gerçekleştiği Kızıldeniz'de seyr-ü seferin güvenliğini sağlamak ve İsrail'i korumak amacıyla perşembe gecesi yapılar saldırılara tepkiler gecikmedi. İran ve vekilleri hava saldırılarını şiddetle kınarken Türkiye eleştiride bulundu. Suudi Arabistan ise bölgede artan gerilimden kaygılarını ifade etti. Riyad, ABD-Britanya müdahalesinin Husilerle anlaşmasını ve Yemen'den çekilmesini geciktirmesini istemiyor. ABD Dışişleri Bakanı Blinken Ortadoğu'da 4. turunu yaparak savaşın bölgesel yayılmasını engellemeye çalışıyor. Ancak bu son hava saldırıları Biden yönetimi İran ve vekillerine caydırıcı saldırıların gerekli olduğunu düşündüğünü gösteriyor. Tercih ettikleri yöntem Husiler başta olma üzere sorun çıkaranların kapasitesini kontrollü şekilde zayıflatmak. Bu yaklaşımın işe yaraması da yeni çatışmaların önünü açması da olası.
SETA Dış Politika Araştırmacısı Murat Aslan, NTV ekranlarında yayınlanan Güne Başlarken programında, ABD ve İngiltere’nin Yemen’deki Husi hedeflerine yönelik düzenlediği hava saldırıları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
İngiltere’nin ABD ile sahip olduğu ilişki biçimi dikkate alınırsa Londra’nın Tayvan politikası diğer Avrupa ülkelerine nazaran daha fazla öneme sahip. Bu bağlamda İngiltere’nin Tayvan’a yönelik mevcut politikasına bakıldığında Londra’nın tek Çin politikasına uygun olarak Tayvan’ı müstakil bir devlet olarak tanımadığı ve Çin’in parçası olarak kabul ettiği görülüyor.
Avrupa Birliği (AB) ve Birleşik Krallık, daha önce imzaladıkları Kuzey İrlanda Protokolü kapsamındaki sorunların çözümü için geçen hafta "Windsor Çerçevesi" (The Windsor Framework) adı verilen metin üzerinde anlaşmaya vardı. Kuzey İrlanda ile ilgili yeni dönemin parametrelerini ortaya koyan anlaşmanın detaylarını incelemeden evvel bu sürece nasıl gelindiğini kısaca hatırlamak gerekiyor.
2023’ün ilk haftalarında Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Güney, Orta ve Doğu Afrika ülkelerine yönelik ziyaretleri Türkiye Yüzyılı’nda Afrika’yı özel olarak konumlandıracağını gösteren bir tavır sergileyeceğinin işaretidir.
1707'den beri Birleşik Krallık'ın parçası olan İskoçların bağımsızlık talepleri yeniden gündemde.
2015'ten beri siyasette yer alan Sunak'ın kısa zamanda hızlı yükselişi dört açıdan önem arz ediyor. Birincisi İngiltere'de daha önce Hint asıllı ve Hindu bir isim başbakan olmadığı için Sunak'ın seçilmesi İngiliz siyaseti açısından önemli bir dönüm noktasıdır. İkincisi Sunak, 42 yaşında hükümetin başına geçerek ülkenin en genç başbakanı olmayı başardı. Üçüncüsü Sunak, yakın zamanda tahta oturan Kral Charles'ın hükümeti kurmakla görevlendirdiği ilk isim oldu. Dördüncüsü, Sunak'ın kişisel serveti Kral Charles'ın kişisel servetinin neredeyse iki katı. Dolayısıyla İngiltere'de ilk kez monarktan daha zengin birisi başbakan oldu.
Truss'tan boşalan Muhafazakar Parti liderliği ve başbakanlık için önümüzdeki hafta kritik bir süreç olacak. Parti tüzüğü gereğince liderlik yarışına girmek isteyen adayların en az 100 milletvekili tarafından desteklenmesi gerekiyor. Muhafazakarların Mecliste şu an 357 vekili bulunduğu için adaylık yarışına en fazla üç isim girebilecek.
Mayıs 2021'de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından önerilen 'Avrupa Siyasi Topluluğu' (AST) projesi ilk somut adımını 6 Ekim'de Prag'da yapılan toplantı ile attı.
Uzay teknolojileri ve uzaya erişim imkanları askeri terminolojide bir devletin askeri gücünü daha da artıran kuvvet çarpanı olarak görülmektedir. Düşmana karşı güçlü savunma, yeni uzay silahları ve istihbarat anlamında her alana erişim imkanına sahip olunması bir ülkenin ordusunun daha güçlü olmasını sağlamaktadır. Bu rapor söz konusu hususları küresel trendleri göz önünde bulundurarak kapsamlı bir tarzda incelemektedir.
Siber uzayda faaliyet gösteren tüm sistemler için siber tehditler en önemli güvenlik sorununu oluşturmaktadır. Bu nedenle siber uzay faaliyetlerinin etkili bir şekilde gerçekleştirilmesi etkin bir siber tehdit tanımlamasına, tespitine, analizine ve tehdit seviyesinin/zarar riskinin düşürülmesine bağlıdır.
Geçen ay kabine içinde ardı ardına gelen istifalar neticesinde görevinden ayrılmak zorunda kalan Boris Johnson'ın yerine Muhafazakar Parti lideri ve başbakan olabilmek için eski kabine üyeleri Liz Truss ile Rishi Sunak arasındaki zorlu yarış kıyasıya devam ediyor.