Olası Biden Etkisini Doğru Okumak

Dünyanın en büyük gücü ABD'deki başkan değişiminin dünya siyasetine kritik etkilerde bulunabileceği açık.

Devamı
Olası Biden Etkisini Doğru Okumak
Geniş Bir Açıdan Bakmak

Geniş Bir Açıdan Bakmak

Biden dönemi de çok farklı olmayacaktır. Amerikan izolasyonculuğu yine hâkim karakter haline gelecek. Obama gibi Biden da uluslararası kurumları ön plana çıkartacak. Fakat Biden yönetiminin bırakın Bush dönemleri gibi müdahaleci olmasını Clinton döneminde olduğu gibi seçici müdahale ihtimali bile çok zayıf.

Devamı

Biden yönetimi Avrupa ile ilişkilerinde makul diplomatik üslubun hakim olduğu bir iletişim ile talep ettiği desteği ancak ticari alanda taviz vererek belli bir düzeye kadar alabilecektir. Diğer taraftan ABD'nin dış politikada önceliği Pasifik bölgesinde olmaya devam edecektir.

Başkan Trump'ın görevden azil dava dosyasının Temsilciler Meclisinde kabul edilmesi Amerikan siyaset tarihinde yalnızca üçüncü defa gerçekleşti..

Amerikan Temsilciler Meclisi Trump hakkında azil sürecinde suçlamayı yaptı. Şimdi sıra Senato'da. Asıl karar orada verilecek. Trump Amerikan tarihinde, Nixon ve Clinton'dan sonra bu duruma uğrayan üçüncü isim oldu. Nixon istifa etmişti. Clinton Senato tarafından aklanmıştı.

Başkan Trump aleyhine başlatılan azil sürecinin hukuki açıdan nereye evrileceğini öngörmek oldukça zor ancak ABD'de başkanın azledilmesinin hukuki değil siyasi bir süreç olduğunu göz önünde bulundurmak gerek.

Trump’a Karşı Azil Süreci ve 2020 Seçimleri

Demokratlar Başkan Trump'ın seçilmesinden beri tartıştıkları görevden alma süreci soruşturmasını başlatma kararını nihayet aldılar. 2020 seçimlerine giderken siyasi olarak ciddi riskler taşıyan bu adımın Trump'ın ikinci dönemini garantilediğini savunanlarla başkanın işlediği "suçlar"ın nihayet hesabını vereceğini ileri sürenler arasındaki tartışmada kimi haklı çıkaracağı merak konusu.

Devamı
Trump a Karşı Azil Süreci ve 2020 Seçimleri
5 Soru ABD Başkanı Donald Trump'ın Azil Süreci

5 Soru: ABD Başkanı Donald Trump'ın Azil Süreci

ABD Başkanı Donald Trump’ın azil sürecinin arka planında ne var? Görevden azil süreci neden şimdi başlatıldı? Azil süreci nasıl işleyecek? Trump görevden alınır mı? Azil sürecinin 2020 başkanlık seçimine etkisi ne olur?

Devamı

Brüksel'in 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmaya bağlı kalacağını açıklaması, Avrupalı şirketlerin yaptırımlara takılmadan ticaret yapabilmesi için birtakım mekanizma ve girişimleri hayata geçirme ihtiyacını da beraberinde getirdi.

Uzmanlar, ABD'de Evanjeliklerin yönetimle pragmatik bir iş birliği içinde olduğunu ve etkisini giderek artırdığını belirtti.

Bundan tam 22 yıl önce Amerikan akademi, think-tank ve siyaset dünyasının etkin 18 ismi dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'a bir açık mektup yazmıştı.

ABD'nin ekonomik refahı, iç güvenliği ve değerlerinin kurulması ilk halkayı oluşturmaktadır. Dışarıda kalan ikinci halka ise terörle mücadele, güç dengesi, NATO ve stratejik silahlara odaklanmaktadır.

SETA DC tarafından düzenlenen etkinlikte konuşan ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, FETÖ elebaşı Gülen'in iadesi hakkında, "Trump yönetimi idari anlamda Adalet Bakanlığının daha hızlı çalışmasını sağlayabilir." dedi.

Amerikan halkı başkanın spesifik politikalara hakim bir teknokrat olmasının ötesinde liderlik vasıfları taşımasını bekliyor.

Bu başkanlık seçim kampanyasının en önemli özelliği hiçbir dış politika meselesinde adayların uzun ve kapsamlı bir diyalog veya tartışma içine girmemesiydi.

Dallas olaylarının Amerikan toplumuna bir kez daha hatırlattığı ve geçmişte kaldığı sanılan toplumsal çatışma korkularının nüksetmesine sebep olan ırk ayrımcılığı meselesinin, toplumsal ve sosyo-ekonomik sebepleri ortadan kalkmadıkça Dallas benzeri olayların devamını göreceğimiz kesin.

ABD’de seçimler yaklaştıkça adaylar iç politikadan dış politikaya kaymaya başladı. Son dönemde yaşanan olaylar siyasi gündemi güvenlik ve dış politikaya yöneltti.

İsrail, bir süredir ‘dostlarını’ diplomatik yollardan zor durumda bırakmayı adet edindi. Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi’nin zatında Türkiye’yi küçük düşürme niyetiyle ortaya konulan mizansene benzer bir hakarete yakın zamanda ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da maruz kaldı. Biden’in Arap-İsrail görüşmelerine yeni bir sayfa açmak için yaptığı İsrail seyahati sırasında İsrail, Doğu Kudüs’te 1600 yeni konuta izin verdiğini açıkladı. “Yerleşimlerin dondurulması” meselesinin ABD yönetiminin Arap-İsrail barış sürecindeki en büyük önceliği olduğu dikkate alındığında, bu açıklamanın Biden’in şahsında ABD yönetimindeki barış yanlılarına özellikle Obama’ya, karşı yapılan büyük bir diplomatik gaf olduğunu söylemek mümkün. Bu gaf, İsrail’in Washington Büyükelçisi Michael Oren’in sözleriyle iki ülke arasında “son 35 senenin en büyük krizinin” patlak vermesine neden oldu. Biden, Netanyahu ile yiyeceği akşam yemeğine geç katıldı, basın toplantısında yerleşim kararını Ortadoğu barışına engel olarak gördüğünü söyledi, ABD Dışişleri Bakanlığı kınama mesajı yayınladı, Hillary Clinton Netanyahu ile sert bir telefon görüşmesi yaptı, Obama’nın Başmüşaviri David Axelrod yeni yerleşimleri ABD’ye yapılan bir hakaret olarak gördüğünü açıkladı, Clinton’in AIPAC toplantısındaki konuşmasında İsrail’in yerleşimler politikasını eleştiren kısımlar yer aldı...

ABD’nin yeni başkanı Barack Obama, 20 Ocak 2009’da yönetimi devralacak. “Değişim” mesajıyla Amerikan siyasetine yeni bir soluk getiren, tarzı, üslubu, yenilikçi taban örgütleme kabiliyetiyle Obama, ABD Başkanı’ndan beklentileri de oldukça yükseltmiş oldu. Şimdi ise Obama’nın bu vaatlerini nasıl yerine getireceği, yarattığı ivmeyi koruyarak nasıl bir çizgi izleyeceği en önemli tartışma konularından.