İsrail’in Kurgusal 'Meşruiyeti'

İsrail’in Filistin genelinde ve Gazze özelindeki saldırıları bu denli cüretkâr şekilde gerçekleştirirken yapay bir şekilde inşa edilmiş 'meşruiyet' unsuruna dayandığı görülüyor.

Devamı
İsrail in Kurgusal 'Meşruiyeti'
İsrail i Kim Durduracak

İsrail’i Kim Durduracak?

İsrail’in izlediği yayılmacı ve saldırgan politikaları durduracak –İsrail’i dengeleyecek bir gücün ortaya çıkışı gibi– yeni ve ciddi bir gelişmenin varlığından bahsedemeyiz

Devamı

Kritik bir görüşmenin tarihi yaklaşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Haziran'daki NATO zirvesinde ABD Başkanı Biden ile ilk kez yüz yüze görüşecek.

Bu ayın dış politika gündemi hayli yoğun. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Haziran'da NATO Zirvesi'nde ABD Başkanı Biden ile görüşecek. Haziran sonu da AB Liderler Zirvesi Türkiye ile 'pozitif' ajandayı değerlendirecek.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, 3-14 Haziran'da Brüksel'de yapılacak NATO zirvesini ve Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirdi.

Türkiye'nin dış politikada içine girdiği yeni dönemde kendisini yeniden konumlandıracak bir hareketlilik oluşturması ve hem fikri zemini güçlü hem de pratikleri ve araçları iyi hesaplanmış bir yaklaşım sergilemesi, pandemi sonrası dönem için elinin daha güçlenmesine imkan tanıyacaktır.

Erdoğan-Biden Görüşmesi Ne Getirir?

Gözler 14 Haziran'da Brüksel'de gerçekleşecek olan ikili zirvede.

Devamı
Erdoğan-Biden Görüşmesi Ne Getirir
Brüksel-Şuşa Seyahati Sonrası Dış Politikamız

Brüksel-Şuşa Seyahati Sonrası Dış Politikamız

Ankara bir yandan son yıllardaki hamlelerini tahkim eden diplomasiye devam edecek. Diğer yandan ise nüfuzunu genişletecek yeni hamlelerde bulunacak. Bugünün dünyasında milli menfaati temin etmenin yolu bu.

Devamı

Etrafımızda üç önemli seçim gerçekleşti.

Brüksel, Ankara'nın 'yeni sayfa açma' yaklaşımına zayıf bir karşılık verdi. Bu zayıflık sebebiyle önümüzdeki aylarda Doğu Akdeniz'de ve Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde olası gerilimleri engellemek için diplomatlara çok iş düşecek. İşbirliği arayışına devam etmek gerilimden evladır.

ABD, Afganistan'dan çekilerek Ortadoğu'da yeniden konumlanıyor ve Orta Asya denklemini değiştiriyor. Türkiye, Orta Asya siyasetinde etkili olmak istiyorsa da Afganistan denkleminde olmalı. Kaldı ki, Ankara, bu tür zamanlarda aktif olmanın faydalarını artık biliyor.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Murat Aslan, Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesinin ardından başlayan küçük çaplı protesto gösterilerini değerlendirdi.

Taliban'ın dışlayıcı, bağnaz İslam anlayışı ile Türkiye'nin İslami hayat tecrübesi birbirinden çok uzakta. Anlamsız bir İslamcılık benzetmesi üretilmesi gerçekten garabet. Taliban'ın kazanmasına sevinenler de aynı hatalı bakışın diğer yüzü.

ABD'nin çekilmesiyle Taliban'a 'hem Rusya'yı hem de ABD'yi yendik' propagandası yapma fırsatı verildi. Dahası, bu çekilmenin, radikallere 'seçimle değil ancak savaşarak başarabiliriz' mesajını istemeden de olsa verdiği açık.

DEAŞ saldırısının gösterdiği bir diğer realite, Taliban'ın bile istikrar ve güvenliği sağlayamadığı Afganistan daha büyük bir insani trajediye sürüklenebilir.

Taliban'ın nasıl bir yönetimin kuracağı, Afganistan'ın geleceği açısından oldukça önemli. Tamamen kapalı bir rejimin kurulması Afganistan'da var olan sorunları daha da derinleştirebilir.

Neredeyse bütün cephelerde geniş bir karşı blokla mücadele eden Türkiye, kararlı duruşu ve caydırıcılığı sayesinde kazanımlarını muhafaza edebildi ve yeni kazanımlar elde etti. Bununla beraber bu kazanımlar bedelsiz değildi ve mücadele sürecinin Türkiye ve özellikle Türkiye karşıtı blok için ciddi maliyetleri oldu.

ABD'nin Afganistan ve Irak işgallerine sebep olan 11 Eylül saldırıları 'Amerikan hegemonyasının sona ermesinin başlangıcı' olarak görülmüştü. Şimdi Afganistan çekilmesi de '11 Eylül ile başlayan dönemin bitişi' olarak niteleniyor.

Türkiye gerilimli ilişkilerde yeni sayfa açma arayışında. ABD, AB, Mısır, Yunanistan, BAE, Suudi Arabistan ve İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi politika gündeminde.

Anlaşılan o ki ABD-Çin gerginliği uluslararası sistemdeki güç rekabetini yeni bir safhaya taşıyacak. Uluslararası sistem değişiyor ve güç geçişi yaşanıyor. Asıl soru ise şu: Bu geçiş büyük bir çatışmayla mı olacak yoksa savaşsız mı? Tarih kanlı örneklerle dolu!

Erdoğan’ın inisiyatif alması ve küresel düzene yaptığı eleştiri/öneriler liderlik algısını pekiştiriyor. 'Daha adil dünya' vurgusu tüm insanlığa yönelik bir çağrı. Çıkarların kaotik dünyasında değerlere yaptığı referansla bunu sıklıkla gösteriyor.