Yeni Demokrasi Promosyonu Politikası Nedir, Ne Değildir?

ABD'nin temel sorunu, müttefiklerle ilişkisini nobran ve asimetrik yaklaşımla kurması. Kendi taktik kazanımları için müttefikinin stratejik kayıplarını umursamaması. Bunlara en iyi örnek ise ABD-Türkiye ilişkilerinin son yıllardaki gerilimli seyri.

Devamı
Yeni Demokrasi Promosyonu Politikası Nedir Ne Değildir
AB Liderler Zirvesine giderken

AB Liderler Zirvesine giderken…

Batı ittifakının sınırlarını Yunanistan'dan geçirmenin en çok Avrupa'nın aleyhine olacaktır. Yunanistan sadece tampon bölgeye dönmekle kalmaz. Avrupa'ya yönelen hiçbir dalgayı ister mülteci ister terör olsun tutamaz. Büyük güç rekabetinin oluşturduğu jeopolitik fay hatlarında Türkiye'nin performansını gösteremez.

Devamı

Türkiye kendi güvenliğini kendi sağlamayı öğrendiği gibi kendi reform ve ekonomik büyüme paketlerini kendi iradesiyle yapabilecek bir ülke haline de gelmiştir.

Erdoğan, Batı'ya çağrısını bu ayın sonundaki AB liderler zirvesi öncesine denk getirdi. AB, Suriye iç savaşının sorunlarından (göç ve terör sorunları) kaçamadığı halde kaçak oynayanların liste başında.

SETA Strateji Araştırmaları Direktörü Hasan Basri Yalçın, Türk dış politikasında yeni stratejik alanları ve Doğu Akdeniz meselesini değerlendirdi.

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, Biden'ın Putin'e yönelik "katil" ifadesini ve ABD dış politikasını değerlendirdi.

Biden Yönetiminin Rusya Konusunda Stratejik Bir Tavrı Yok

SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Murat Yeşiltaş, Biden'ın Putin'e yönelik "katil" açıklamasını değerlendirdi.

Devamı
Biden Yönetiminin Rusya Konusunda Stratejik Bir Tavrı Yok
Büyük Güç Rekabetinin Seyri

Büyük Güç Rekabetinin Seyri

Washington baskı ve gerilim politikasını takip ediyor.

Devamı

Mesele, Türkiye'nin AB'ye hazır olup olmadığı değil. Tam tersi. İster coğrafya, ister nüfus, ister din deyin fark etmiyor. AB siyasetçileri "Türkiyeli bir AB'yi" tahayyül etme cesareti gösteremiyor.

ABD doğal olarak Çin ile artık kaçınılmaz hale gelen hegemonya mücadelesini kendisine avantaj yaratacak şartlar altında vermek istiyor.

Ukrayna, Batı ile Rusya arasında sıkışmış, bölünmüş bir ülke. Askeri bir karşılaşma ile Rusya'ya geri adım attırması mümkün değil. ABD ve AB'nin Ukrayna'ya topyekûn askeri desteği Washington ile Moskova arasında bambaşka bir gerilimin kapılarını açar. Geriye Batı başkentlerinin devreye girdiği diplomasi kalır. Yarım kalan Minsk 2 anlaşması canlandırılabilir. Belki de Putin, Biden'a kabul etmediği telefon görüşmesini yaptıracak bir oyun içindedir.

Ukrayna'nın Donbas ve Kırım bölgelerinde çözümsüzlüğün yedinci yılına girerken, Rusya-Ukrayna ilişkilerinin daha da gerildiğini, bilhassa Donbas bölgesinde ateşkes ihlallerinin devam ettiğini ve çatışmaların sürdüğünü görmekteyiz.

25-26 Mart 2021’de düzenlenen AB zirvesinin önemi nedir? Zirvede hangi konular ön plana çıktı? Zirvede Türkiye ile ilgili hangi kararlar alındı? Zirve sonrası dönemde Türkiye-AB ilişkilerini ne bekliyor?

Türkiye yenilenebilir enerjide hızlı büyüyen ülkelerden... Yeşil dönüşümü yerli ve milli bir üretim yapısıyla gerçekleştirebilirsek büyümeyi artırabilir, yeni istihdam olanakları oluşturabiliriz

AB liderlerinin Trablus'a üşüşmelerine karşılık Libya hükümeti Ankara'ya verdiği özel önemi gösterircesine geniş bir heyetle geldi.

Uzmanlar, terör örgütü YPG/PKK'nin ABD'den aldığı destekle Suriye'nin Kamışlı ilçesinde Esed rejimiyle yaşadığı gerginliği tırmandırdığına dikkati çekiyor.

Normalleşme hızlı olmayacak, dinamik bir değişkenlik içerisinde ve konu bazlı gerçekleşecek. Herkesin birbirini kolladığı, herkesin birbiriyle görüşebildiği ve pazarlık yaptığı bir dönem geliyor.

Doğu Akdeniz yetki alanlarının paylaşımı ve Libya dosyaları ile yakından ilgili olan Ankara-Kahire yakınlaşması dolaylı olarak Ankara-Abu Dabi arasında yeni bir sayfa açma anlamına gelmekte.

Ortadoğu'da normalleşme rüzgârı esiyor. Önce Körfez ülkelerinin Katar ablukasını sona erdirmesiyle başladı. Peşinden Biden yönetiminin İran ile 2015 nükleer anlaşmasına dönme arayışı ile devam etti.

Siyonist rejim ve radikal Yahudilerin Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yaptıkları sistematik saldırılar İsrail sorununun yeni bir aşamasıdır. Filistinli gençler bu kutsal mekanların korunması için güçlü bir 'murabıt ruhuna' sahip olduklarını haykırdılar.

İsrail barbarlığının elbette ki sonuçları olacaktır. Bu sürecin sonunda Netanyahu'nun seçim hesaplarının tutmadığını ve hatta Batı Şeria'daki statükoyu bozduğunu bile görebiliriz.