Obama’dan Trump’a Kalan Tercih

Rakka operasyonunun YPG ile yapılması kararının yarattığı krizin yönetilmesi gerekir. Diğer tabirle, Türk-ABD ilişkilerini Rakka operasyonuna kilitlemek doğru değil.

Devamı
Obama dan Trump a Kalan Tercih
ABD nin PKK ya Desteği ve Türkiye nin Yol Haritası

ABD’nin PKK’ya Desteği ve Türkiye’nin Yol Haritası

El-Kaide’yi dünyanın başına bela eden “stratejik zeka”, PKK’yı da bölgenin başında daha büyük bir belaya dönüştürüyor.

Devamı

ABD Yönetimi’nin, Irak tezkeresinden dolayı Türkiye’den öç almaya çalışan CENTCOM’un sözünü dinleyip ve PKK ile işbirliğine devam etmesinin faturası ABD dahil olmak üzere her aktöre kesilecek.

Çin'de Putin, Erdoğan ve Şi Cinping arasında üçlü bir toplantı yapılacak. İçeriği bir yana, bu toplantının kendisi bile Türkiye'nin büyük güçler arasındaki rekabet alanında etkili bir aktör olarak yer aldığını gösteriyor.

CENTCOM’da “biz Rakka’yı alalım da sonrasını Beyaz Saray düşünsün” fikri hakim. Bu sığ düşünce de uzun vadeli stratejiyi, kısa vadeli saha kazanımlarına kurban ediyor.

Gelinen noktada Avrupa medyasında bitmek bilmeyen "diktatörlük" suçlamaları AB'nin Türkiye üzerinde dönüştürücü bir gücü kalmadığını yeniden ve yeniden göreceği bir düzlemde gidiyor.

İdlib Katliamı ve Uluslararası Toplumun 'Koruma Sorumluluğu'

Esed’e bağlı unsurların 4 Nisan 2017'de İdlib’in güneyindeki Han Şeyhun bölgesinde toksik maddeler içeren silah kullanımı neticesinde ortaya çıkan dehşet görüntüleri, bir kez daha kimyasal ve biyolojik silahları dünya gündemine getirdi.

Devamı
İdlib Katliamı ve Uluslararası Toplumun 'Koruma Sorumluluğu'
Amerikan Hamlesinin Ardından Suriye de Yeni Sorular

Amerikan Hamlesinin Ardından Suriye’de Yeni Sorular

Trump yönetiminin Obama dönemindeki Suriye politikasını devam ettirip ettirmeyeceği cevabı en fazla merak edilen soruların başında geliyordu.

Devamı

ABD’nin Suriye’deki pozisyonuyla ilgili hala birçok belirsizlik var ancak Türkiye, ABD, Rusya ve diğer aktörler arasındaki müzakerelerle Suriye’de siyasi bir çözüm bulunabilir.

Türkiye'nin PYD-YPG konusundaki kararlılığını Beyaz Saray'ın dikkate almaması Suriye'nin denklemini iyice Rusya İran- Esed hattına çevirir.

Trump döneminde küresel enerji denklemi nasıl şekillenecek? Trump yönetiminin enerji alanında ne gibi hamleler yapması öngörülüyor? Türkiye ve bölge açısından bu değişim nasıl sonuçlar doğurabilir?

Trump-Abe görüşmesinin ekonomik sözler kısmında nispeten hafif kaldığını ve bolca geçen “ittifak” kelimesinin daha ziyade bölgesel siyasi ve askeri yansımalarla ilgili durduğunu söylemek gerek.

Trump’ın “ekibiyle” birlikte, Obama döneminden yöntem ve biçim olarak farklı ancak içerik olarak ABD’nin uzun yıllardır süregelen bölgesel çıkarlarına uygun bir siyaset izleyeceğini söylemek yanlış olmayacaktır.

7 Müslüman ülkeye vizelerin dondurulması ya da Meksika sınırına duvar örülmesi gibi. Aynı zamanda ABD'nin Suriye denklemine hızlı ve etkili bir geri dönüş arayışı.

Bu analizde ABD başkanı seçilen Trump’ın oluşturacağı kabine için atadığı ya da aday gösterdiği kişiler incelenecektir.

Müesses nizama eleştiriyle gelen Trump, seçim döneminde söyledikleri ile kurduğu kabinenin yaklaşımlarını uzlaştıracak bir yolda yürüyecek.

Demokratlar sadece Beyaz Saray'ı kaybetmedi, Kongre'nin iki kanadında da azınlık durumundalar. Tek yapabildiği, mirasını alt üst edecek Trump'ın önüne bazı sıkıntılı konular bırakmak oldu.

Bugün için Türkiye açısından en öncelikli konu ABD, Rusya ve AB arasında dengeli bir ilişki tutturabilmektir. Bu aktörlerden en az ikisi ile geliştirilebilecek iyi ilişkiler Türkiye’nin istikrarı açısından önemlidir.

Amerikan yönetiminin FETÖ ve PKK/PYD’den kaynaklanan tehlikeyi bilmemesi, Türkiye’de yaşanan darbe süreciyle ya da terörist saldırılarla bağlantılarından habersiz olması mümkün müdür?

ABD ve Rusya’nın Suriye krizindeki bundan sonraki tutumları savaşın ne kadar daha devam edeceği konusunda belirleyici olacaktır. Çünkü bölgesel ve yerel aktörlerin uzun süren iç savaşta birbirlerine üstünlük sağlayamadıkları görülmüş ve giderek artan bir şekilde Rusya ve ABD’nin meseleye dahil olmaları söz konusu olmuştur.

Darbelere ve askeri müdahalelere ABD yönetiminin bakışı Soğuk Savaş sonrasında da çok fazla değişiklik göstermedi. Literatüre bizzat darbe yapıcıların ağzından “postmodern darbe” olarak geçen 28 Şubat sürecinde de ABD ve Batı dünyası kendinden beklenilen prensipli duruşu gösteremedi.