Başkenti Doğu Kudüs Olan Filistin Devleti

Doğu Kudüs’ün önemli bir kısmı Yahudi yerleşimleriyle işgal edilmiş durumda. İsrail Doğu Kudüs’teki Filistin varlığını ortadan kaldırmak için gün be gün yeni yerleşimler dikiyor, Filistinliler için hayatı yaşanmaz hale getiriyor. Yani Filistin’in başkenti olarak ilan edilen Doğu Kudüs an itibarıyla İsrail işgali altında.

Devamı
Başkenti Doğu Kudüs Olan Filistin Devleti
Kudüs Zirvesi Ve Suud un Meşruiyet Kaybı

Kudüs Zirvesi Ve Suud’un Meşruiyet Kaybı

Mekke ve Medine'nin koruyucusu olarak kendini sunan bir devletin Kudüs konusundaki pasif tavrı Müslüman ve Arap dünyasındaki "liderlik" iddiasını yaraladı.

Devamı

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinin önemi hakkında değerlendirmede bulundu.

Putin Suriye’den zaferle çekilmekten bahsediyor, ancak herkes Suriye meselesinin henüz sonuçlanmadığını görüyor.

Papa, Putin ve Macron dahil çok sayıda liderle görüşme gerçekleştiren Erdoğan zirve konuşmasında, “işgal ve terör devleti olarak” nitelediği İsrail’in Trump’ın tek taraflı kararıyla ödüllendirildiğini vurguladı. ABD’nin gücüne dayanarak haksız bir karar aldığını vurguladı

SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran ABD’nin aldığı Kudüs kararının arka planı hakkında değerlendirmede bulundu.

İslam Coğrafyası Bölgesel Bir Dizaynla Karşı Karşıya

SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Ufuk Ulutaş Kudüs meselesi hakkında değerlendirmede bulundu.

Devamı
İslam Coğrafyası Bölgesel Bir Dizaynla Karşı Karşıya
Kudüs Meselesine Avrupa Ülkelerinin Yaklaşımı

Kudüs Meselesine Avrupa Ülkelerinin Yaklaşımı

SETA Strateji Araştırmacısı Veysel Kurt Avrupa ülkelerinin Kudüs meselesine yaklaşımını değerlendirdi.

Devamı

Türkiye, Türk halkının son 20 yılda verdiği eşsiz demokrasi mücadelesi ile zincirlerini birer birer kırmış; Filistin ve İslam dünyasının gerçek manada umudu haline gelmiştir.

Türkiye'nin başının terör belasıyla sıkıştırıldığı dönemde Yunanistan sürekli Ege'de yayılmanın peşindeydi. Lozan'ın kendine tanıdığı alanın dışına çıkmaya gayret ediyordu. Kıta sahanlığı ve FIR hattı gibi konularda hep revizyon çabasında oldu. Ama dikkat ederseniz son yıllarda bu konuyu çok da gündeme almıyor. Zira burada da atılacak herhangi bir yeni adımın kendi aleyhine sonuçlar doğurabileceğini düşünüyor..

ABD başkanları, isteyerek ya da istemeyerek, Ortadoğu politikalarında sürekli sınırlandırmak istedikleri güçlere alan açıyorlar.

SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun, Kudüs meselesinin İslam dünyasına etkisi hakkında değerlendirmede bulundu.

İsrail savaşa hazırlanıyor..

Batıya bağımlı ve halktan kopuk bu rejimler Doğu Kudüs'süz bir barış (!) planını Filistinlilere kabul ettirmeye, böylece Filistin toprakları gibi siyasetini de İsrail'in kontrolüne almaya çalışacaklar.

Trump yaptığı konuşmada kararın ABD'nin çıkarlarına en uygun davranış olduğunun altını çizmiş olsa da gerçekten bu kararın ülkenin çıkarına ne şekilde hizmet edeceği meselesi tam olarak anlaşılmış değil.

Bölgede Türkiye hariç sesini yükseltebilecek, diplomasiyi yürütecek ve en nihayetinde Filistin halkının haklarını etkili bir şekilde savunacak aktör kalmadı.

İki komşu arasındaki ilişki Batı'nın sömürgeci güçleri tarafından neredeyse 100 yıl önce şekillendirilmiş bir ilişki. Erdoğan bu yanlış diyor, bu anlaşma gözden geçirilmeli diyor. Bu hem iki ülke ilişkilerini olumlu etkileyecek, hem de Yunanistan'daki Türklerin konumlarının iyileşmesine hizmet edecek.

Trump'ın bu kararının arka planında şüphesiz iç siyaset ve ideolojik hesaplar rol oynamaktadır. Başkanlık koltuğuna oturduğundan beri başı soruşturmalar ile belada olan Trump'ın İsrail ve Kudüs konusunda fanatik görüşlere sahip olan Evanjelikleri ve Siyonistleri memnun ederek iç siyasette bir nebze olsun rahatlamak istediği açıktır.

Kudüs’ün statüsünü belirleme yetkisi Allah’tan Trump’ta veya herhangi bir ülkenin başkanında değil. Trump bu kararıyla BM kararlarını çiğnedi, zaten ilerlemeyen “barış sürecini” dinamitledi ama Kudüs’ün statüsünü tayin etmedi.

Trump ülkesini dünyada yalnız bırakacak bir karara imza atmakla kalmadı. Barış sürecindeki sözde tarafsız rolünü de tümüyle kaybetti.

Aslı astarı olmayan suçlamalar üzerinden Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak isteyenler açığa düştü.