Davos’la başlayan ve sonrasında Türkiye’nin küresel ve bölgesel aktörlerle karşı karşıya kaldığı hemen her kritik süreç 'otoriterleşme' ve 'eksen kayması' gibi tartışmalarla senkronize biçimde ilerleye geldi.
Devamı
Avrupa ülkelerinin Karabağ'daki gelişmelere ilişkin genel tutumuna bakıldığında, birçok ülkenin bölgede yaşananlara kayıtsız kalarak pasif bir tutum sergiledikleri ya da sergilemek zorunda kaldıkları görülüyor.
Devamı
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 52. sayısı çıktı.
Macron'un yeni Güvenlik Yasası'nı Paris'te on binler protesto ediyor, şehir yanıyor. Küresel Batı medyası ise adeta kör ve sağır. Avrupa'da demokrasi, insan hakları, özgürlükler, ifade hürriyeti, yaşam hakkı, protesto hakkı... Hepsi fantastik bir masalın öğelerine dönüştüler.
Türkiye, Obama'nın başkanlığı devrettiği zamanki yerinde de değil artık. Birçok krizde etkin rol alan ve Batı ittifakı için değerli bir müttefik. Biden yönetiminin ABD'nin jeopolitik çıkarlarını yeniden değerlendirme sürecinde birçok dosyada Türkiye faktörünü görmemesi mümkün değil. Avrupa, NATO, Afrika, Akdeniz, Ortadoğu, Rusya, Kafkaslar, Hazar, Körfez ve hatta Çin dosyasında.
Macron'un sağ seçmene oynaması Almanya örneğinde olduğu gibi ancak sağ partileri güçlendirir ve oylarının artmasına yardımcı olur. Öyle görünüyor ki bu gidişle 2022 yılında Fransa bir aşırı sağ siyasetçi tarafından yönetilecektir.
Yanlış bir şekilde GKRY’ni AB üyesi yaparken Doğu Akdeniz sorunlarının bir parçası hâline gelen AB’nin şimdi de Libya konusunda aynı yanlışı sürdürmeye yönelik bir davranış içerisinde olduğu görülüyor.
Devamı
İrini Harekatı, Fransa gibi AB ülkelerinin kendi çıkarları doğrultusunda manipüle ediliyorken Almanya’nın buna destek vermesi, gerek Berlin gerekse Brüksel için önemli olumsuz sonuçları olacak bir gelişmedir.
Devamı
Macron, Türkiye'yi ve Erdoğan'ı hedef aldığında susan Avrupalı siyasetçiler, şimdilerde bu 'hırslı' lider adayının yaptıklarından endişelenmeliler. Tüm Avrupa'yı zora sokacak bir huysuzluk söz konusu.
Afrika ülkeleri için Türkiye’nin bölgeye yaptığı yatırım ve yardımlar, Batılı ülkelerin aksine, iki tarafın da çıkarlarına hizmet etme maksadı taşıyor. Türkiye bu yönüyle, sömürgeci geçmişe sahip Batılı ülkelerden farklılaşmaktadır.
Ağlar üzerinden şekillenen günümüz 'bilgi toplumu' bilginin iktidar kurma pratiği açısından önemini daha fazla artırmıştır. Bu perspektiften bakıldığında devasa ulus-ötesi dijital şirketlerin bugünkü konumu hem siyaset-medya ilişkisinin dönüşümünü hem de medyanın siyasete etki etme biçimlerindeki değişimi kaçınılmaz kılmıştır.
Yeni medya platformlarından Twitter, Facebook ve Instagram gibi mecralar son zamanların temel gündem maddeleri arasından eksik olmuyor.
Kriter Dergisi'nde Burhanettin Duran'ın sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, gündeme dair gelişmeleri değerlendirdi:
'Fransa’daki mevcut laiklik aşırı bir biçime evrildi. Âdeta bir sivil dine dönüştü. Bakanlar onun rahibi, cumhurbaşkanı papazı, entelektüeller bu dinin müritleri oldu. İslam’a karşı daha az çatışmacı yaklaşımı savunanlar ise kâfir sayıldı..'
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 51. sayısı çıktı.
İngiltere’de tuhaf şeyler oluyor. İşçi Partisi, 2015-2020 yılları arasında parti başkanlığı yapan Jeremy Corbyn’in üyeliğini askıya aldı.
Türkiye bölgesel ve küresel alanda Fransa (Gordion) düğümünü çözebilecek maharete sahip olduğunu Suriye, Libya, Doğu Akdeniz ve Kafkaslarda Fransa'nın nüfusunu zayıflatarak göstermiştir.
Sertliğe dayalı bir Avrupa geliyor. Camiler basılıyor. Müslümanlara hakaret normalleştiriliyor. Eskiden aşırı sağın üzerine atılan ırkçılık bugün merkez Avrupa siyasetinde kol geziyor.
Avrupa kültüründeki ırkçılığın tedavisi yok
Moderatör: Talha Köse, SETA Brüksel, İbn Haldun Üniversitesi Konuşmacılar: Talip Küçükcan, TRT World Research Centre, Marmara Üniversitesi Ali Faik Demir, Galatasaray Üniversitesi
Macron neyin peşinde? Avrupa Müslümanlarını zorla radikalleşmeye iterek uzun vadede kıtadan tasfiye etmeyi mi planlıyor? Müslümanların kutsallarına saldırarak Macron, Avrupa'yı yeni bir ırkçı kapanışa mı hazırlıyor? Bütünleşmiş bir Avrupa kalesi yaratmak için Müslümanları mı ötekileştiriyor, tıpkı daha önce Yahudilere yapıldığı gibi? Hz. Peygamber karikatürlerini dayatarak "zorla İslam'da reform yapmanın" derdinde mi? Kim "İslam'ı reform" görevini Macron'a verdi? Jacoben Fransız geleneğini dirilterek Müslümanları "aydınlatacağını" mı düşünüyor?