Gülen Hareketinin Küresel Stratejisi

Bugün cemaat için en büyük ve önemli küresel strateji, yıllardır para akıtarak oluşturduğu kumdan kaleleri korumaktır.

Devamı
Gülen Hareketinin Küresel Stratejisi
Nixon'ın Kemikleri Sızlıyor mu

Nixon'ın Kemikleri Sızlıyor mu?

Batı, işleri kızıştırsın veya kızıştırmasın; Rusya'nın, işbirlikleriyle ayağa kalkmaya çalışacağı ortada. Bu senaryoda Çin baş aktör olacak ancak eklemek gerekir ki; karşılıklı tüm samimi pozlara rağmen hassasiyetler de yok değil.

Devamı

Entegrasyon ve hukuki statü tartışmalarının gölgesinde, sürgünü savaşa tercih eden Suriyeli mültecilerin durumunu SETA Hukuk ve İnsan Hakları Araştırmacısı Yavuz Güçtürk değerlendirdi.

Yeni yılda da Gezi olayları ya da 6-7 Ekim Kobani gösterilerine benzer "toplumsal patlamaları" bekleyenlerin hissettiği öfke ve acziyet karışımı sadece Erdoğan karşıtlığı ile açıklanamaz elbette.

"Liberal" diye nitelenmek için "AK Parti iktidarına karşı olma" kriteri yeterli hale geldi. "Birey hakları", "özgürlük", "demokrasi" vb. gibi değerlerin içeriği önemli değil. Önemli olan AKP'ye muhalefet!

Avrupa'nın "bir arada yaşama ideali ve evrensel değerleri" kendi içinde ciddi bir meydan okuma ile yüz yüze. Müslümanları ötekileştiren bu İslam karşıtı dalga Avrupa'yı yeniden tanımlamaya çalışıyor.

Avrasya'da Büyük Ekonomi Oyunu

Rusya'nın Avrasya Köprüsü kurma çalışmaları, yeni yılın ilk gününde AEB ile bir adım daha ilerlemiş oldu. Öte yandan Putin'i, hem birliği güçlendirmek hem de yeni arkadaş Çin'e kardeşleri ve hegemonyayı kaptırmamak adına, zorlu bir süreç bekliyor.

Devamı
Avrasya'da Büyük Ekonomi Oyunu
Avrupa'nın Göçmenlere İhtiyacı Var

Avrupa'nın Göçmenlere İhtiyacı Var

Burhanettin Duran, Avrupa'da Radikal Sağ partilerin söylemlerinin, merkez partilerin söylemleri haline dönüşüyor olmasının çok sıkıntılı olduğuna dikkat çekerek “Avrupa'da çanların çalması lazım, çünkü Avrupa'nın göçmenlere ihtiyacı var.” dedi.

Devamı

SETA Dış Politika Araştırmacısı Mehmet Uğur Ekinci, Yunanistan erken seçimlerini, Sol görüşlü SYRIZA Partisi'ne olan halk desteğini ve ülkenin Avrupa Birliği ile ilişkilerini değerlendirdi.

Avrupa'da yaşayan Müslümanlar Avrupa'ya kendi renklerini de katan önemli bir topluluk. Bu bir İslamlaşma süreci değil. İslam ile bir arada ve iç içe yaşamaktır.

Saldırıya maruz kalmış Fransa toplumu ile empati kurmak yolunda varılması gereken nokta Charlie Hebdo'nun hakaret üzerine kurulu yayın politikasını savunmak olmamalıdır.

Murat Yeşiltaş, Avrupa'daki yükselen radikal sağ hareketleri tipolojik olarak dört kategoride değerlendirdi.

Charlie Hebdo'dan bahsederken başvurulan “ama”lar katle meşruiyet kazandırmak için değil kamuoyuna biraz da acemice dayatılan verileri sorgulamak için kullanılıyor.

İntihar bombacıları, muhakemelerini ve karar alma süreçlerini bozacak bir ruhsal hastalığa mı sahipler? Yoksa sapkın, örneğin psikopat kişilikleri mi var? Terörist kişiliği diyebileceğimiz sabit bir kişilik hali var mı? Belirli bir sosyal çevreden, sınıftan mı geliyorlar? Yani bir terörist profili var mı?

Artık İslam, çok daha fazla Batı uygarlığının karşıtı olarak konumlandırılıyor. Medeniyetler çatışması ve tarihin sonu tezleri bile yeniden tartışılmaya başlandı.

PEGİDA benzeri örgütler tarafından Avrupa'nın farklı ülkelerinde dillendirilen ‘İslam tehdidi' bir gerçeklik mi yoksa bir mit mi?

2004 ve 2005'te Madrid ve Londra'da Paris'tekinden daha büyük terör saldırıları oldu. Bu nedenle Paris saldırısı için Avrupa'nın 11 Eylül'ü denemez. Ancak Fransa'nın 11 Eylül'ü olarak tanımlanabilir.

Avrupa'da yükselen İslam karşıtlığına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz Ensaroğlu, “Gözüken o ki, Avrupa'nın Müslümanlarla-İslam'la ilişkisini normalleştirmeye ihtiyacı var.” dedi.

İsmail Çağlar, Paris'teki Charlie Hebdo mizah dergisine yapılan saldırının, karikatürler ve ifade özgürlüğü üzerinden okunmasının büyük resmi görmeye engel olduğunu belirtti.

Furkan Şenay, Paris saldırısı gibi radikal eylemler üzerinden İslamofobi'nin meşrulaştırılmaya çalışıldığına ve bunun siyasi bir proje olduğuna dikkat çekti.

Hızlı sosyo-ekonomik kalkınma ve yapısal dönüşüm hedeflerine kilitlenen yeni Türkiye'nin güçlü, yerli, sivil, küresel anlamda rekabetçi ve siyasi oportunizm yapmayan bir burjuvaziye şiddetle ihtiyacı olduğu ortada.