Batı Kendi Refahı İçin Türkiye'nin Mülteci Vatanı Olmasını İstiyor
Muhittin Ataman, Batı’nın kendi refahı için Türkiye’yi mülteci vatanına dönüştürmek istediğini belirtti.
Devamı
İnsani Krizden DAEŞ Tehdidine Dönüştürülen Suriye İç Savaşı
Muhittin Ataman: “Suriye krizini Batılılar kaçırdılar. Oradaki kriz insani bir krizdi; Suriye halkının yaşadığı bir krizdi. Fakat Batılılar ve küresel güçler o krizin niteliğini değiştirdiler. Suriye’deki krizinin adı DAEŞ oldu.”
Devamı
Türkiye’nin radikal sol ve liberal sol çevreleri, AK Parti iktidarından rahatsızlar. Son birkaç senede ise bu rahatsızlıklarını eyleme dökecek ve uluslararası networklerini kullanarak Türkiye’yi Batılı entelektüeller nezdinde “mahkûm ettirecek” bir konjonktüre sahip olduklarını düşünüyorlar.
Türkiye’yi kimlerin yöneteceğini artık büyük oranda seçimlerin sonucu belirliyor. İktidar olup muktedir olamama hali eskide kaldı.
Gerek DAEŞ’ın Türkiye içindeki faaliyetleri gerekse PYD’nin Suriye’de Fırat’ın Batı yakasına doğru etkinliğini genişletmeye yönelik hamleleri güvenlik bağlamında Türkiye’nin sinir uçlarına dokunan gelişmelerdir.
Muhtemel bir koalisyon hükümeti durumunda AK Parti döneminde başlatılan çok boyutlu, dinamik ve inisiyatif alan dış politika anlayışı yerini düşük profilli, pasif ve reaktif bir dış politikaya terk edecektir.
PKK/YPG'nin Evinden Ettiği Suriyeliler Evlerine Dönebilecek mi?
Geçtiğimiz günlerde Amnesty International’ın Suriye’nin kuzeyindeki özerk idarenin insan hakları ihlalleri ve işlediği savaş suçlarının belgelendiği ve detaylandırıldığı bir rapor yayımlanmıştı.
Devamı
Yarın Neyin Kararını Vereceğiz?
Siyasetin ahir zamanları bu zamanlar olsa gerek. PKK, MHP'ye oy istiyor. Hakkını yemeyelim, sadece ona istemiyor, CHP'ye de, HDP'ye de oy istiyor.
Devamı
Seçimlere iki gün kala hepimiz sandıkların muhtemel sonucuna odaklandık. Tek başına AK Parti iktidarı mı yoksa koalisyon mu?
Muhittin Ataman: “Gezi’yle beraber başlayan siyasal bir kırılganlık vardı. O kırılganlık dün itibariyle sona ermiştir. Bunu herhalde Batılılar da okuyacaktır.”
İsmail Çağlar, AK Parti’nin 1 Kasım genel seçimlerde yüzde 49,5 almasından sonra Batı medyasının yayın politikalarında nasıl bir değişiklik yaşandığını yorumladı.
TİM verileri, Ekim döneminde ihracatın, geçen yılın aynı ayına göre %1,5 gerilediğini söylüyor. Bu doğrultuda, aylardır yakamızı bırakmayan düşüşün Ekim ayında hız kesmiş olduğu gözümüze çarpıyor.
Ufuk Ulutaş: “Önyargının olduğu bir pozisyondan yazılan bir düşünce yazısının, makalenin, raporlamanın ne kadar sağlıklı olacağına dair; onun sıhhat ve selametine dair aslında ciddi soru işaretleri var. Ki bu seçimler bence onu gösterdi.”
Denizde gerçekleşen ölümlere, kışın kapıdan bakmasıyla birlikte artık donma riskinin de eklenmiş olması, Avrupa'ya mülteci akınının çok acil çözüm gerektirdiğini en açık şekilde gözler önüne seriyor.
Fahrettin Altun: “İrrasyonalite üzerinden siyasete bakma, yani her şeyi Erdoğan karşıtlığı üzerinden yorumlama hastalığı ortadan kalkarsa, bu durum Türkiye siyasetine bir rahatlatma evresi getirecektir.”
G-20 zirveleri özellikle finansal konularda liderlerin ‘şipşak’ çözümler ürettikleri bir yer. Türkiye'nin G-20 sevgisinin de özel nedenleri var.
Gezi kalkışmasından bu yana "otoriterleşme", "diktatörlük", "yaşam tarzına müdahale", "Batı'dan kopma" vb. gibi yersiz korkularla Türkiye siyasetini manipüle etmeye çalıştılar.
1 Kasım'da AK Parti'nin başarısının altında seçmenlerin istikrarı, güvenliği ve tek başına hükümeti tercih etmesi yatıyor.
Kara harekâtı tartışmalarının birden başlamasından anlamamız gereken bu hazırlıkların son safhasına geldiğidir.
Suriye iç savaşının getirdiği sorunlar Zirve'nin en yakıcı konuları.
Fahrettin Altun, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye ile ilgili yıllık İlerleme Raporu'nu yayımlamasının ardından konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
