Libya’daki Çıkmaz Suriye’nin de Önünü Tıkıyor

Hasan Basri Yalçın, Libya’da yaşananların Batılı devletlerin Suriye’ye müdahil olmalarını engellediğini ve bugün Suriye’de yaşananların da aynı şekilde Libya’da yeni bir çözüm arayışının önünü tıkadığını belirtti.

Devamı
Libya daki Çıkmaz Suriye nin de Önünü Tıkıyor
DAEŞ PKK PYD Terörün Farklı Adlarda Aynı Biçimidir

DAEŞ, PKK, PYD Terörün Farklı Adlarda Aynı Biçimidir

SETA'dan Çağatay Özdemir Belçika’daki terör saldırılarını değerlendirdi.

Devamı

Enes Bayraklı, vize kararlarının ekonomik değil siyasi temelli olduğunu ve imza atılmaması durumunda kriz ortamı oluşabileceğini belirtti.

Ufuk Ulutaş, DAEŞ’in PKK terör örgütünün yaptığı her şeyi aklamak için çok etkili bir şekilde kullanıldığını vurguladı.

Burhanettin Duran: “Amerika ve bazı Avrupa ülkelerinin PKK’yla PYD’yi ayrı tutmamaları söz konusu olduğu sürece PKK, PYD üzerinden mühimmat ve militan devşirebilecek.”

Burhanettin Duran, Türkiye ile Almanya arasında Rusya’nın baskısı altında olmanın getirdiği bir yakınlaşma olduğuna işaret etti.

Batı’da Demokrasi Kalitesi Düşüyor

Burhanettin Duran, Batı demokrasilerinde terörizm karşısında toptan bir kriz hali yaşandığını ve demokrasi kalitesinin düşmeye başladığını belirtti.

Devamı
Batı da Demokrasi Kalitesi Düşüyor
Türkiye Avrupa ya Mülteci Krizini Açacak Anahtarı Sundu

Türkiye Avrupa’ya Mülteci Krizini Açacak Anahtarı Sundu

Enes Bayraklı, Türkiye’nin mültecilere yönelik sunduğu teklifin Avrupa’nın elini ciddi anlamda rahatlattığını belirtti.

Devamı

Mülteci meselesini kriz haline getirenin Avrupa olduğu vurgulayan Enes Bayraklı: “İşin bir de sosyal maliyeti var. Esas Avrupa’yı korkutan şey, ekonomik maliyetinden çok sosyal maliyeti. Bu Avrupa’da özellikle 11 Eylül’den sonra oluşmuş islamofobik havayla ilgili bir durum.”

Demirtaş, 7 Haziran’a gidilirken kullanılan “halklar” ifadesinden “halk” ifadesine geçiş dışında, yani “Türkiyelilik” siyasetinden “Pankürdist” bir siyasete evrilmeyi bir kez daha somutlaştırmaktan başka, yeniden bir halk ayaklanması çağrısını dillendirmektedir.

Siyasal dönüşümün kurumsallaşması ve kendi düzenini kurması gerekir. Yeni düzen yeni anayasa demektir.

İlginçtir, muhalif argüman sahipleri birkaç gün öncesine kadar Davutoğlu'nu "Erdoğan'ın otoriterliğini" meşrulaştıran bir konumda görüyorlardı. Şimdi ise "son demokrasi kırıntılarının da kaybı" olarak nitelediler.

2017 Fransa Başkanlık Seçimleri’nde görünen en büyük tehlike, halktaki İslamofobik eğilimin elitler ve politika yapıcılar tarafından söylem ve eylem olarak benimsenmesi.

Türkiye'nin vizelerin kaldırılması için bir sınavdan geçmesi gerektiği gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Oysa ki, buradaki asıl sınav Avrupa ülkelerinin Suriye sınavıdır.

Suriye krizinden ve onun toplumsal sonuçlarından en çok etkilenen kesim şüphesiz çocuklardır. Bu sonuçların telafisi en zor olanı ise çocukların uzun süre eğitim dışı kalmalarıdır.

Muhalifler dağınık, ekipman açısından zayıf. İmkânsızlıklar içerisinde imkânsızın peşindeler. Yine de var güçleriyle direneceklerdir, zira Halepsiz “devrim” yetim kalır.

Suriye iç savaşının başlamasından beri, Türkiye’nin bu ülkeye kendi silahlı güçleriyle doğrudan müdahalesi konusunda önemli bir dönüm noktasına gelmiş bulunuyoruz.

Seküler elitlerin, Müslüman dünyada kolonizasyon sonrası süreçte uyguladıkları geleneksizleştirme ve İslamsızlaştırma politikaları, bu toplumlarda yerli bir ‘öteki’nin üretilmesinde doğrudan etken olmuştur.

“Saudi Vision 2030”un ana teması diyor ki: “Petrole olan bağımlılığımızdan kurtulacağız”. Ne demek? “Ekonomiyi çeşitlendireceğiz. Allah vergisi diğer kaynakları da kullanacağız.”

HDP "dokunulmazlıkların kaldırılması ile birlikte açılacak yeni dönem"e hazırlık yapıyor. Hazırlık dediysem, öyle siyaset hazırlığı falan değil. Başkaldırı hazırlığı.

Suriyeli sığınmacılar, geri kabul anlaşması ve vize muafiyeti gibi başlıkların yanı sıra, Gümrük Birliği Anlaşması'nın geçen 20 yıllık dönemde zamanın gerisinde kaldığı göz ardı edilmemeli.