Ateşkesi Uzatmak ve Gazze’de Ertesi Gün

Gazze'deki dört günlük geçici ateşkesin süresi bugün doluyordu. Yeni bir-iki ya da dört günlük ateşkesin müzakeresi yapılıyordu. Bu yazı yazılırken Katar'dan "iki gün daha uzatma" haberi geldi. Dört günlük dönemde Gazze'ye ulaştırılan insani yardım yetersiz kaldı. Ancak yine de her gün Filistinli çocukların, kadınların öldürülmesi yerine geçtiğimiz dört gün boyunca İsrail hapishanelerinden kurtulan Filistinlilerin özgürlük sevincini görmek dünya kamuoyunu bir nebze rahatlattı. Bununla birlikte, İsrail'in katliamlarına uluslararası toplumun verdiği tepkinin dinmemesi gerekiyor. Rehine takası gösterdi ki aslında 7 Ekim öncesinde de İsrail, Filistinlilere karşı ağır insan hakları ihlalleri uygulamaktaydı. İki devletli çözüm konuşulmaya devam edilmeli ve kalıcı ateşkes için İsrail üzerinde baskı kurulmalı. Batı kamuoylarından sonra İspanya ve Belçika gibi ülkelerden gelen olumlu tepkilerin sürdürülmesi gerekiyor.

Devamı
Ateşkesi Uzatmak ve Gazze de Ertesi Gün
Gazze'ye 6 Günlük Nefes Ya Sonrası

Gazze'ye 6 Günlük Nefes: Ya Sonrası?

İsrail ve Hamas arasında Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Mısır ve Katar arabuluculuğuyla başlayan esir takası devam ediyor. Halihazırda takas edilen esirlerin hasta, kadın ve çocukları kapsadığı biliniyor. Ancak "ara verme" uzadıkça tarafların esir isimleri üzerine anlaşması gittikçe zorlaşacak. Diğer bir ifadeyle tüm esirlerin takası ile ilgili "son nokta" mutlaka bir an kendini gösterecek. "Ara verme" ifadesiyle kalıcı bir sessizliğin kastedilmediği, çatışmaların kaldığı yerden devam edeceği zaten işaret edilmişti. Peki, bu aranın ardından Gazze'yi ne bekliyor? Bu soruya cevap vermek adına öncelikle tarafların niyetlerini ve gündemlerini objektif bir şekilde ortaya koymakta fayda var.

Devamı

15 Mayıs 1948'de devlet olarak kurulan ve bu tarihten itibaren diğer devletler tarafından "tanınma"; dolayısıyla diplomatik ilişki kurmayı önceleyen İsrail'i zaman içerisinde birçok ülke tanıma kararı almıştı. İsrail'i kurulduğu andan itibaren dönemin büyük güçleri Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği tanımış ve diplomatik ilişkiler tesis edilmişti. Arap ülkeleri ise İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesine karşı çıkmış ve İsrail'i tanımama kararını benimsemişti. Fakat 1978'daki Camp David zirvesi ile Mısır, 1994'te ise Ürdün İsrail'i tanıdı ve Arapların İsrail'e yönelik diplomatik boykotu sona erdi. Bu kararın arkasında büyük oranda 1948, 1967 ve 1973 savaşlarında Arap devletlerinin askeri olarak İsrail'e karşı zafer elde edememeleri büyük rol oynadı. Dolayısıyla askeri olarak savaşları kaybeden ve tarihsel olarak İsrail ile savaşan en önemli aktörler olan Mısır ve Ürdün, İsrail'i tanımak zorunda kaldı. Bu süreç büyük oranda ABD'nin girişimleri ve arabuluculuğunda hayata geçirildi.

Ramazan ayı ve bayramı, İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği yeni katliamlar ve uluslararası toplumun harekete geçme konusunda gerekli iradeyi gösterememesiyle geride kaldı. Ramazan süresince Gazzelilerin rahat bir nefes alması için umut bağlanan ateşkes girişimlerinin Netanyahu Hükümeti'nin tutumu nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanması, sürece dair belirsizlikleri daha da derinleştirdi. BM Güvenlik Konseyi'nde alınan "acil ateşkes" kararının bir türlü uygulamaya geçirilememesi ve ABD, İngiltere ve Almanya'nın ısrarlı bir şekilde İsrail'in güvenliğine yönelik yaptıkları atıfla Siyonist yönetimi cesaretlendirmeleri, Siyonist yönetimin sahadaki saldırganlığını ve pervasızlığını daha da pekiştirdi. Netanyahu tarafından Refah'a kara operasyonun yapılacağının sinyallerinin verilmesi de aslında Batılı devletlerin iki yüzlü tavrı ve uluslararası toplumun eylemsizliğinin en somut yansımasıydı.

ABD’nin İsrail’le stratejik ilişkileri ve Filistin meselesine yaklaşımı, görevdeki hükümetlerin üzerinde bir devlet politikası olduğu için, Biden döneminde bu konuyla ilgili köklü bir değişim beklememek gerekiyor.

İşgal Altında Harem-i Şerif'i Tartışmak

İsrail, İslam dünyasının sinir ucu olan Harem-i Şerif'te aşırı sağcıların ve radikal grupların provokasyonlarına mani olmayarak ve hatta bu gruplara güvenlik şemsiyesi açarak destek veriyor.

Devamı
İşgal Altında Harem-i Şerif'i Tartışmak