Chapel Hill ve Batı'nın Derin Sessizliği

Enes Bayraklı, Batı medyasında Müslümanlarla ile ilgili haberlerde selektif bir okuma tarzının takip edildiğini belirtti.

Devamı
Chapel Hill ve Batı'nın Derin Sessizliği
Batı Karşıtlığı' Niçin Anlamlıdır

'Batı Karşıtlığı' Niçin Anlamlıdır?

"Batı karşıtlığı", Batı dünya hegemonyasına ve Batıcıların varlığına bağlı bir biçimde ortaya çıkmıştır. Onu bir sapma yahut insanlık suçu gibi ele almak dünyadaki adaletsizlikleri derinleştirmekten başka bir işe yaramaz.

Devamı

Aslında "fikir ve ifade özgürlüğü" ile "kutsala saygı" ikilemi arasındaki tartışma evrenselin ne olduğu ve farklılık ile nasıl ilişkileneceği hakkında... Batı dünyası fikir ve ifade özgürlüğünü kendi "evrensel" tanımlamasıyla ve çifte standartla birlikte dayatıyor.

Furkan Şenay, Batı'da İslamofobi tartışmalarının İslam'ın kendisi üzerinden değil, Batı'daki İslam algısı üzerinden tartışılmasının ortaya çıkardığı ‘gerçeklik' sorununa dikkat çekti.

İsmail Çağlar, Paris'teki Charlie Hebdo mizah dergisine yapılan saldırının, karikatürler ve ifade özgürlüğü üzerinden okunmasının büyük resmi görmeye engel olduğunu belirtti.

2004 ve 2005'te Madrid ve Londra'da Paris'tekinden daha büyük terör saldırıları oldu. Bu nedenle Paris saldırısı için Avrupa'nın 11 Eylül'ü denemez. Ancak Fransa'nın 11 Eylül'ü olarak tanımlanabilir.

Küresel Sistem Nasıl Ehlileştirir?

Küresel sistem giriftleştikçe, sistemle uyumlu davranmayan aktörler çok farklı zorlayıcı araçlarla karşılaşmakta. Bu araçlarla başa çıkmanın yolu ne tamamıyla sistemin dışına çıkmak ne de sistemin salık verdiği adımları atmaktır.

Devamı
Küresel Sistem Nasıl Ehlileştirir
Paralel Evrende Davutoğlu Hezeyanları

Paralel Evrende Davutoğlu Hezeyanları

“Özgürlükçü” Batı basını, bu utanmaz tek taraflılığı ve bağnazlığına rağmen kendisini hâlâ özgürlükler konusunda Türkiye'ye vaaz edebilecek konumda görmeye devam ediyor.

Devamı

Yeni Türkiye'nin hesabı, kirli tezgâh başındakilerle sınırlı kalmamalı. Bu hesap, o tezgâhın mülkiyetini elinde bulunduranlarla da görülmeli.

Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin bozulması hükümet ile Paralel Yapı arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası olarak görülebilir.

Yeni bir siyasal inşa için kendi içinde vesayet odakları ile mücadele eden Türkiye'nin bölge ülkeleri içindeki statükonun devamından yana tavır izlemesi çelişki olurdu.

Türkiye dış politikasında statik bir ittifak ilişkisini terk edeli çok oldu. Bunun AB'ye alınmamakla da ilgisi bulunmuyor. Her ülke ile konu bazlı bir ilişki yürütüyor.

Medya, kendi sektörel ilke ve kurallarını belirleyip özdenetim standartları ve işleyişini oluşturmadıkça, doğan boşluğu medya dışı aktörler dolduracak.

Tüm dikkatlerin IŞİD'le havadan mücadeleye çevrildiği bir zamanda Esed rejimi kendisini radardan çıkardığı gibi iki ana strateji izledi.

Türkiye bir hedef saptırma aracı olarak seçilmiş. Kimisi Suriye çıkmazındaki, kimisi Sisi darbesindeki, kimisi Gazze katliamlarındaki ayıplarını örtüp Türkiye'yi hedef tahtasına oturtmak istiyor.

PKK (Partiya Karkerên Kurdistan – Kürdistan İşçi Partisi) bir “terör örgütü” mü? Türkiye kamuoyunun çok büyük bir bölümü PKK'nın bir “terör örgütü” olduğu konusunda hiçbir şüphe taşımıyor. Nihayetinde yasadışı, silahlı bir örgütten bahsediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletiyle yıllar yılı savaş yürütmüş bir yapı var karşımızda. Fakat kamuoyunun PKK'yı bir terör örgütü olarak tanımlamasının temelinde onun “yasa dışılığı” yahut “devlete savaş açması” yatmıyor. Bugün Türkiye kamuoyunun PKK'yı bir “terör örgütü” olarak görmesine neden olan iki husus var.

ABD'nin mevcut pozisyonu sadece Suriyeli Kürtlerin değil, tüm bölge halkının uzun yıllar acısını çekeceği sorunlar yumağını Kobani'ye yönelik bir PR hamlesi ile öteleme veya unutturma çabasından başka bir şey değildir.

Güvenli bölge bir ciddiyet testi olacak; Suriye'de krizin çözümü konusunda kim ciddi kim top çeviriyor güvenli bölgeye ilişkin pozisyonlarına bakıp rahatlıkla anlayabileceğiz.

Çözüm süreci bağlamında Kobani eylemlerini İHA için değerlendiren SETA İstanbul Genel Koordinatörü Fahrettin Altun'a göre 'Kobani düşerse çözüm süreci biter' sözü, çözüm sürecinin mantığını kavrayamamak anlamına geliyor.

IŞİD'in faaliyetleri Ortadoğu siyasetinde radikal ve yapısal değişimlere yol açıyor. Amerika'nın Avrasya'dan sorumlu eski dışişleri bakan yardımcısı Christopher Hill, en son ve en sert temsilciliğini IŞİD'in yaptığı devlet dışı aktör ve örgütlerin Arap dünyasındaki siyasal ve kamusal hayatı bu denli domine etmelerini Arap ulus devlet sisteminin çöküsü olarak tanımlıyor. Böyle bir ortamda, devlet mefhumu, kamu otoritesi, meşru şiddet, kamu düzeni, devlet-vatandaş ilişkisi ve benzeri kavramların içleri ya boşalıyor ya da boşalmış durumda. Bugün Ortadoğu ve Arap dünyasındaki devletlerin kahir ekseriyeti, devlet kavramının geleneksel manada ifade ettiği anlama malik değiller. Suriye, Irak, Libya, Lübnan, Yemen ve diğer birçok devleti bu trendin başlıca örnekleri olarak sayabiliriz.