Neden Vazgeçmeyecekler?

Türkiye'nin parlak geleceği, bir üst ligde kalma kararlılığı. Saldıranların hedefi, Erdoğan'ın liderliğiyle Türkiye'nin milli menfaatlerini takip eden bağımsız bir politika izlemesine son vermek.

Devamı
Neden Vazgeçmeyecekler
Putin Güvenli Bölgeye Ne Der

Putin, Güvenli Bölgeye Ne Der?

Uluslararası güçlerin kontrolünde YPG'yi koruyacak bir güvenli bölgenin kabul edilmesi mümkün değil..

Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bolton’ın muhatabı Kalın’dır.” sözü sonrası Erdoğan’la görüşme arzusu suya düşen Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton’ın apar topar ABD’ye dönmesiyle ilgili olarak konuşan SETA Güvenlik Araştırmaları Direktörü Yeşiltaş, “İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu ile basın toplantısı düzenleyerek samimi pozlar veren Bolton, elinin çok güçlü olduğu düşüncesiyle aynı pozu Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la da vermek istedi, fakat sonuç böyle oldu.” dedi.

Dışişleri Bakanı Pompeo ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton'ın son açıklama ve ziyaretlerine bakılırsa daha kapsamlı başka bir çaba söz konusu...

Trump yönetiminin Türkiye'yi tekrar kendi yanında Ortadoğu denklemine dahil etmesi kolay ulaşılabilecek bir hedef değildir. Türkiye'yi de hedef alan İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'dan oluşan ittifak başta Yemen'de olmak üzere Irak ve Lübnan'da başarısız olmuştur.

ABD, çekilmenin oluşturacağı boşluğu ancak Fırat'ın doğusunda Türkiye ile işbirliği yaparak dengeleyebilir. Bu sebeple Trump, Başkan Erdoğan'ın önerilerine kulak vermeli.

Kaşıkçı Skandalı ve Bölgesel Düzen

Kaşıkçı skandalında Riyad'ın etrafındaki çember daralıyor. Bir yandan her geçen gün olayın yeni detayları açığa çıkıyor. Diğer yandan da Riyad üzerindeki diplomatik baskı yoğunlaşıyor.

Devamı
Kaşıkçı Skandalı ve Bölgesel Düzen
Trump ın Azlinden Bize Ne

Trump’ın Azlinden Bize Ne?

Trump'ın, Nixon gibi istifa etmesini ve yardımcısı Pence'in görevi devralmasını hedefliyor. Kasım seçimlerinde Demokratlar Kongre'de çoğunluğu elde etse bile Trump'ı istifaya zorlayacak bir aritmetiğin oluşması beklenmiyor.

Devamı

İsrail'den de son dönemlerde gelen mesajlarda, Esad rejimi ile bir sorunları olmadığını kayda geçirdiler. İsrail için bölgedeki temel öncelik, İran Devrim Muhafızları, Kudüs güçleri ve Hizbullah'ın kendi sınır hattında ve genel olarak Suriye sathının dışında tutulabilmesi. Bunu sağlayabilecek bir anlaşmanın tarafı olmayı isteyecektir.

ABD, Zeytin Dalı Operasyonu sonrasında da Türkiye’nin tehdit algısına saygı duymayı ve kendisinin ürettiği güvenlik sorunlarını çözmeyi denemiyor.

Mısır, 2011'deki devrimin ilk dönemlerinde belirlenen hedeflerin çok uzağında. 2013'teki darbenin ardından geçen beş yıllık sürecin ülkeyi devrim öncesindeki baskıcı dönemlere geri götürdüğü ise şüphesiz

Medine'yi savunan Fahrettin Paşa ile başlatılan polemik "Arap ve Türk ayrıştırması" ya da "Ankara-Tahran aynılaştırılması" çabası ile sürdürülüyor.

Durum şu ki verilen karara gelebilecek tepkilerin ne kadar sert olacağı hesaplanmadığı gibi Beyaz Saray'ın Ortadoğu'dan sorumlu uzmanlarının bir şekilde anlaşmaya vardığı düşünülen bazı Ortadoğu liderlerinin etkisi ve gücü fazlasıyla gözlerde büyütülmüş.

Önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen Güvenlik Stratejisi ise Trump yönetiminin dış politikada nasıl bir yol izleyeceği konusunda bir yol haritası niteliğinde olacak.

ABD başkanları, isteyerek ya da istemeyerek, Ortadoğu politikalarında sürekli sınırlandırmak istedikleri güçlere alan açıyorlar.

ABD Suriye’de PKK ile birlikte hareket etmeyi taktiksel bir ittifak olarak lanse etti şimdiye kadar.

Körfez bölgesinde ve Ortadoğu’da artan gerginliğin bölgedeki hiçbir aktör açısından fayda getirmeyeceği unutulmamalıdır. Bu noktada Türkiye’nin artan tansiyonu düşürme ve taraflar arasında uzlaşı sağlanması konusunda önemli bir sorumluluğu bulunmaktadır.

Trump'ın İran politikasının uygulama şeklinin ABD'nin Ortadoğu'daki müttefiklerine "ciddi yükler" getireceği kanaatindeyim.

Büyükelçi Türkiye’deki medyayı, yürüyen yargılama süreçleri ile ilgili tutumundan dolayı eleştirecekse önce kendi ülkesindeki medyadan başlaması gerekiyor. Çünkü onlar kötü örnek oluyorlar.

Gelinen noktada karşılıklı milliyetçi tepkilerle gerilimi artırmanın kimseye faydası yok. Washington, öncelikle Türkiye'deki ABD eleştirisini gündem yaparak anlamaya çalışmalı.

"Evet" mi "hayır" mı sorusu az çok cevabını buldu, şimdi herkes 17 Nisan'a yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin seçmenden vize aldığı Türkiye tablosuna hazırlanıyor.