28 Şubat Zihniyeti Avusturya’da Hortladı

Avusturya Aralık ayından bu yana, aşırı sağcı faşist bir koalisyon tarafından yönetiliyor. Koalisyonun büyük ortağı ÖVP Hristiyan Demokrat sağ bir parti iken, yeni lideri Sebastian Kurz tarafından populist aşırı sağcı bir partiye dönüştürüldü.

Devamı
28 Şubat Zihniyeti Avusturya da Hortladı
Yok Öyle Yağma Hesap Vereceksiniz 28 Şubatçılar

Yok Öyle Yağma, Hesap Vereceksiniz 28 Şubatçılar!

Bir nesilin hayatını karartan 28 Şubat darbesinin yirmi birinci yıldönümü.

Devamı

28 Şubat 1997’de MGK “irtica” gündemi ile toplandı. MGK’nın asker kanadı 18 maddelik bir listeyi hükûmete dayattı. MGK Genel Sekreterliği “kararlar uygulanmazsa yaptırımlar gelir” açıklaması yaptı.

28 Şubat darbesi bu yıl bir kez daha hatırlandı, hatırlanıyor.

SETA Medya ve Toplum Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar 28 Şubat hakkında değerlendirmelerde bulundu.

GFP (Global Firepower) isimli kuruluş her yıl 50'den fazla faktörü göz önünde bulundurarak dünya ülkelerinin askeri kapasitelerini indeksliyor.

“28 Şubat”ın Uluslararası Ortakları Hiç Vazgeçmedi

28 Şubat sürecinde Batılı hükûmetlerin ve medyanın açık bir şekilde darbeden yana tavır alarak demokrasinin katledilmesini kendi halklarına meşru göstermek için Türkiye’deki iktidarı karalayan politikalarını unutmamak gerek.

Devamı
28 Şubat ın Uluslararası Ortakları Hiç Vazgeçmedi
28 Şubat ın Jakobenleri Fırsat Kolluyor

28 Şubat’ın Jakobenleri Fırsat Kolluyor

15 Temmuz 2016’da FETÖ üyeleri tarafından yapılan askeri darbe girişiminin toplum tarafından püskürtülmüş olması 28 Şubat’ta jakoben Kemalistler tarafından zirveye çıkartılan ‘dindar’ karşıtlığını yeterince etkilememiş görünüyor.

Devamı

Bahçeli'nin son açıklamaları da 2019'a doğru gidilen süreçte MHP'nin bu tavrını sürdüreceğini gösterirken partinin kırmızı çizgilerini de ortaya koyuyor. Bu durum aynı zamanda 2019'un Yenikapı ruhuna taraf kesimlerle diğerleri arasında geçecek bir yarış olacağını belirtiyor.

Bugün artık bu mesele Türkiye'nin görmezden gelemeyeceği boyutlara ulaşmış durumdadır. Dolayısıyla Türkiye'de İslamofobi olgusunu konuşmanın ve tartışmanın vakti geldi de geçiyor.

Yapılan düzenleme ne medeni nikâhı ne de evliliğin resmi evlendirme memuru önünde yapılacağı ilkesini kaldırmaktadır. Sadece evlendirme memurları arasına müftüyü eklemektedir.

Histeri derecesine varan Erdoğan karşıtlığının, siyaset yapma imkanlarını tıkadığı ve Türkiye’deki demokratikleşme mücadelesine katkıda bulunmadığını söylemek gerek.

Terörün elinden çeken Batı egemenleri, küresel teröre bilerek veya bilmeyerek verdikleri katkıyı akıllarına bile getirmiyorlar

Bizim solcularımız hangi ara ülkelerine bu kadar yabancılaştılar ki, taa Venezuela'daki oyunu görüyorlar da kendi gözleri önünde oynanan oyunu idrak edemiyorlar?

15 Temmuz’da milletin sessiz kalacağını zannedenleri büyük bir hayal kırıklığına uğratan da, “makbul ve asıl kabul edilmeyen” çoğunluğun geleceğine sahip çıkmasıdır.

28 Şubat'ın başörtüsü yasağı ile 15 Temmuz darbe girişiminin davalarının görülmesindeki sıkıntıları aynı "adalet" paketi içinde karşılaştırmak ciddi bir yanılgıdır.

Bu millet çok dert çekti. Çok engel aştı. Bazen yoruldu. Bazen tekledi. Ama çok da yol kat etti. Yılardır verdiği mücadelenin sonunda kendisini var etti.

CHP'den siyaset üretmesini beklemek, bir erkekten doğum yapmasını beklemekle aynı şey. İkisi de fıtrata ve tabiata aykırı.

Birkaç yıldır etkisini pek hissetmiyorduk bu İslamofobi rüzgârının. Fakat ne olduysa şimdi yeniden varlık gösteriyor, aramızda dolaşıyor.

Ana muhalefet liderinin ‘Gezi mizahı’ olarak nitelendirdiği şeye yakından bakalım. Küfür ve hakaret eden, karakter suikastı yapan, insanların değişmesi mümkün olmayan doğuştan gelen yani bir tercih olmayan fiziksel özellikleri ile dalga geçen, kutsala saygısı olmayan bir mizah...

Erdoğan’ın Yeni Anayasa ve sistem değişikliği hedeflerine ulaşmak istemesinin nedeni, muhalifleri tarafından dile getirildiği gibi ve ‘endişeli’ bir kısım AK Parti eliti tarafından da paylaşıldığı hâliyle kendi liderliğini ve ‘otorite’sini tesis etmek değil, bilakis kişisel liderliğine bağlanan umutları kurumsallaştırmak istemesidir.