Cumhurbaşkanı Erdoğan Merkezli Tartışmalar Neyi Örtebilir?

Erdoğan merkezli tartışmalar devam ede dursun; Ortadoğu alevler içinde, Avrupa’da ırkçılık yükseliyor, ABD’de Trump ırkçı vaatleriyle başkanlığa doğru yürüyor, PKK, DAİŞ gibi terör örgütleri masum insanları terörize ediyor, Akdeniz’den ölüm haberleri gelmeye devam ediyor…

Devamı
Cumhurbaşkanı Erdoğan Merkezli Tartışmalar Neyi Örtebilir
Hà là Böyle mi Düşünüyorsun

Hâlâ Böyle mi Düşünüyorsun?

PKK'nın geçtiğimiz temmuzda başlattığını söylediği "devrimci halk savaşı"nın amacı netti. Ülkeyi "iç savaş" ortamına sürüklemek ve "kaos yaratmak." İstikrarı, büyümeyi, normalleşmeyi, barış ve huzur ortamını baltalamak. PKK bunu yaparken, HDP'nin aldığı oyu kendisine kalkan yaptı.

Devamı

AK Parti'ye muhalif bütün öneriler Türkiye'de "olağanüstü hal" yaşandığı tezinden hareket ediyor. Halbuki "olağanüstülük" muhalefetten ziyade AK Parti'nin gücünü pekiştiriyor. Muhalefet için bu sarmalın içinden çıkmak hiç de kolay değil.

İhracat kanadındaki nominal daralma birim değer düşüş kaynaklıyken, miktar tarafında ise artışı yavaşlayan bir görüntü tespit ediyoruz.

Alman Parlamentosu'nun bu kararı, Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin "kültürel hınç" ve "dışlayıcı" tutumlarla Türkiye'ye baktığının bir göstergesi.

Bütün bu süreç, "mülteci krizi" başta olmak üzere ihtilaf içinde olunduğu düşünülen hususlarda Türkiye'yi köşeye sıkıştırma çabasının bir ürünü. Oysa bu hiç de rasyonel bir adım değil.

Afrika’da Ne İşimiz Var?

Türkiye'nin 2005'te başlattığı Afrika açılımı ekonomik büyüme, siyasi etki alanını genişletme, insani diplomasi ve kültürel entegrasyon ajandalarının birer cüzü olarak varlık buldu.

Devamı
Afrika da Ne Ä°ÅŸimiz Var
Almanya Bu Riski Neden Alıyor

Almanya Bu Riski Neden Alıyor?

Türkiye’nin mülteci meselesi konusunda Avrupa’nın düştüğü acziyeti siyasi baskı aracı olarak kullandığını düşünen Merkel hükümeti Ankara’ya karşı bir güç gösterisinde bulunmak istiyordu.

Devamı

Bölgemizin yakın vadede değişmesi mümkün olmayan konjonktürü sebebiyle güçlü-etkin bir orduya ihtiyacımız var. Ancak darbe yapma ihtimalinin ise tümüyle bertaraf edildiği bir sivil denetim altında olmak şartıyla.

Türkiye ile Almanya’nın mülteci meselesinde ortak çıkarları olsa da, ikili ilişkilere daha geniş bir çerçeveden bakıldığında birçok problem noktasının varlığı göze çarpmaktadır. Bu noktada sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşmektedir.

Tam da Gezi olaylarının başladığı mayısta Paris'te işçi sendikaları Fransız Cumhurbaşkanı Hollande'ın "idari tasarrufuna" karşı meydanlardalar. Ve Batı medyası da siyasetçiler de polis şiddetinden "endişeli" değil.

Yeni dönemde terörle mücadelede de, paralel devlet yapılanması ile mücadelede de bir hızlanma göreceğiz. Ve bu hızlanma doğrudan siyasetin alanını genişletecek.

MHP kurultayı, HDP'li vekillerin yargılanma süreçleri ve Suriye'de kızışan DAİŞ ile mücadele. MHP kurultayın nasıl olacağını ve ihraçları tartışırken bölünmenin eşiğinde. CHP ise "TOMA'larınızla kanımızı dökeceksiniz" gibi aşırı söylemlerle "sokaklara çıkmaya" hazırlanıyor.

Şu anda ülkede "sistem değişim ihtiyacı" hususunda hiç olmadığı kadar geniş bir mutabakat var.

Bugün Tunus devriminin Arap isyanlarından geriye kalan tek olumlu örnek olması Gannuşi'nin siyasetine çok şey borçludur. Bu siyaset aynı zamanda Nahda hareketini radikalleşme tehlikesinden korudu.

Parti içinde hizipçiliğe yer olmadığı ve Erdoğan'a rağmen bir siyasetin olamayacağı da hem Bekir Bozdağ, hem Ahmet Davutoğlu hem de Binali Yıldırım tarafından vurgulandı.

AK Parti genel başkanlığı ve başbakanlık görevlerini deruhte ettikten sonra Yıldırım'ın önünde bir dizi zorlu mesele olacak.

Dokunulmazlıkların kaldırılması PKK'nın Temmuz 2015'te başlattığı "devrimci halk ayaklanması" ve sonrasında oluşan süreç içerisinde değerlendirilmelidir.

CHP PKK teröründen medet umar hale geldi. DAİŞ terörüne karşı bile devletin yanında duramadı.

Türkiye başkanlık sistemini tartışıyor. Ülkedeki siyasi tıkanıklıklara çözüm için önerilen başkanlık sistemine, muhalefet partileriyse şiddetle karşı çıkıyor. Peki neden?

Türkiye ekonomisinin geleceğini ilgilendiren konularda cesaret ve irade varsa çok şey değişebilir.