Ankara- Moskova-Washington Arasında Güvenli Bölge

Hatırda tutulması gereken nokta, PKK’nın sadece ABD’nin omuzundan değil aynı zamanda Afrin ve Menbiç’te Rusya’nın da omuzundan ateş ettiğidir. Her iki ülke de PKK’yı bir cepte tutmak istiyor.

Devamı
Ankara- Moskova-Washington Arasında Güvenli Bölge
AK Parti de Yeni Dönem Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

AK Parti’de Yeni Dönem, Türkiye İçin Yeni Bir Başlangıç

Ekonomiyi faiz-kur-enflasyon üçlü çıkmazından kurtarmak, yeni dönemde ekonomide hedeflerin başında geliyor.

Devamı

Tabu yıkıldı ve artık -sanki öncekiler partisizmiş gibi- partili bir cumhurbaşkanımız var. Saçma bir kuraldan, tarih dışı bir zihniyetten kaynaklanan ayrılık son buldu.

Amaçta değil araçta uzmanlaşmak FETÖ’nün hem avantajı hem dezavantajıdır. Kripto yapılanma sayesinde örgüt mensuplarını tespit etmeniz güçtür ama bir kere tespit ettiğinizde mücadelesi kolaydır.

İki farklı ülke topraklarındaki tehdit unsurlarına yönelik eş zamanlı bir operasyonun gerçekleştirilmesi, Türkiye’nin terörle mücadele politikasındaki kararlılığının bir göstergesi olarak okunmalıdır.

CHP içinde bir kilitlenme olduğu muhakkak. Bir siyasetsizlik, bir acziyet. Fakat bu kilitlenmenin ne mevcut yönetimle, ne de görünürdeki alternatiflerle aşılma imkânı yok.

Hindistan’dan Rusya’ya, Pekin’den Washington ve Brüksel’e: Erdoğan Eski Ritmine Geri Dönüyor

Referandumun ardından artık iç siyasetteki taşların yerine oturduğu ve iki yıl içerisinde yeni bir seçim beklenmediği düşünülürse, Erdoğan’ın önümüzdeki süreçte dış politikaya odaklanacağı görülüyor.

Devamı
Hindistan dan Rusya ya Pekin den Washington ve Brüksel e
CENTCOM ve PYD

CENTCOM ve PYD

Obama döneminde başlayan bir eğilim devam ediyor. Amerika, Suriye'de PYD'yi kara gücü olarak kullanmak istiyor.

Devamı

Kriter, 16 Nisan’daki referandumda milletin onayından geçen Anayasa değişikliğiyle devletin Cumhurbaşkanlığı sistemi etrafında nasıl yeniden yapılandırılacağına odaklandı.

Türkiye de Hindistan da küresel sistemin önüne koyduğu dayatmaları aşmaya, kendi önüne konan ödevleri yapmak yerine, kendisine özgün bir gelecek tasavvuru inşa etmeye çalışıyor.

Amerika ve NATO ziyaretleri öncesinde dünyanın yükselmekte olan güçleriyle görüşmeler yapmanın her halükarda sembolik bir değeri vardır.

AK Parti kuruluşundan itibaren hiçbir zaman kendini "İslamcı" olarak nitelemedi. Ancak 16 yıllık siyasi hayatının her kritik aşamasında "İslamcılık" ile ilişkilendirilmekten de kaçamadı.

R. Tayyip Erdoğan'ın 21 Mayıs'ta AK Parti'nin yeniden fiili liderliğini üstlenecek olması AK Parti'nin siyasal değişimin motoru olma konumunu bir kez daha kazanması anlamına gelecek.

PKK tam da Irak ve Suriye'de süreklilik arz eden otorite boşluğunu fırsat bilerek yeni stratejileri devreye sokuyor. Kandil'den çıkıp Sincar'a yerleşmenin iki temel amaca matuf olduğu söylenebilir.

Cumhurbaşkanının partisinin başında olması, parti disiplini, milletvekili adaylık süreçleri, seçim kampanyasının daha iyi yönetilmesi gibi hususlar açısından da önem arz etmektedir.

Türkiye ile AB ilişkileri geçmişi incelendiğinde, AB’nin ve AB üyesi ülkelerin belki de tarihinin hiçbir döneminde bir ülkenin iç siyasetinde bu kadar açık ve militanca bir tavırla pozisyon aldığı görülmemiştir.

Sandıktan çıkan tablo, halkın Erdoğan ile birlikte gerçekleştirmiş olduğu yeni bir ‘zafer’ olarak tarihe geçecek.

Gelinen noktada Avrupa medyasında bitmek bilmeyen "diktatörlük" suçlamaları AB'nin Türkiye üzerinde dönüştürücü bir gücü kalmadığını yeniden ve yeniden göreceği bir düzlemde gidiyor.

AK Parti'nin merkez siyasetteki rolünü ülkeye daha fazla hizmet edecek şekilde devam ettirebilmesi için bir an önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partinin başına geçmesi gerekiyor.

Batı merkezci, oryantalist zihinleriyle meseleyi analiz etmeye çalışıyorlar ve “evetçilerin gerçeği göremeyen cahiller olduğu” sonucuna varıyorlar.

Yurtdışında referandum süresince Avrupa ülkelerinin‚ evet‘ oyu kullanacak Türklere karşı benimsediği ve rasyonel olmayan yaklaşımlar, seçim sonuçlarının açıklanması sonrasında da sürdürülmektedir.