Erdoğan’ın İbn Haldun Üniversitesi’nde Verdiği İpucu

Türkiye milli menfaatleri gereği kimi ülkelerle bazı konularda gerilim yaşıyor. Ancak bunu, sanılanın aksine, uzlaşmaz ideolojik temellere oturtmadığı için uygun şartlarda ve karşılıklı olarak aynı ülkelerle ilişkilerini normalleştirebiliyor. Ankara işbirliği yaptığı ülkelerin zor zamanında risk alıyor.

Devamı
Erdoğan ın İbn Haldun Üniversitesi nde Verdiği İpucu
Tahıl Koridoru Zirveler ve Türkiye nin Politikası

Tahıl Koridoru, Zirveler ve Türkiye’nin Politikası

Belirsiz ve çoklu rekabetlerle dolu uluslararası ortama en hazır ülkelerden birisi Erdoğan yönetimindeki Türkiye. Son beş-altı yılda Türk dış politikasında yaşanan en büyük dönüşüm bölgesel ve küresel krizlere yaklaşımda oldu.

Devamı

Zirve sonunda açıklanan 16 maddelik bildiri, Türkiye'nin terörle mücadeledeki hassasiyetlerini dikkate alacak şekilde kaleme alındı ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasındaki vurgu önemliydi: 'Sözler yaralara derman olmuyor.' Diğer bir ifadeyle Türkiye iki ülkeden de Suriye konusunda retoriğin ötesinde net eylemler bekliyor.

Türkiye'nin temel mesajları; terörle ayrım yapmaksızın mücadele ve Suriye’de siyasi sürece tekrar işlerlik kazandırılması oldu. İran Türkiye’nin terörle mücadele ve güvenlik kaygıları konusunda uzlaşmaz tavrını muhafaza ediyor.

Türkiye, bölgeyi kutuplaştıracak bloklaşmaların karşısında duruyor, bunun istikrar getirmeyeceğini sadece mevcut çatışmaları artıracağını düşünüyor.

SETA Dış Politika Araştırmacısı Ferhat Pirinççi, NTV ekranlarında Tahran’da gerçekleştirilen Türkiye - Rusya - İran üçlü zirvesi üzerine değerlendirmelerde bulundu.

5 Soru: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tahran Ziyareti ve Türkiye-İran İlişkileri

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İran ziyaretinin amaçları nelerdir? Ziyaretin önemine ve sonucuna dair neler söylenebilir? Türkiye-İran ilişkilerinde güncel konu başlıkları nelerdir? İran, Türkiye’nin Suriye operasyonuna nasıl bakıyor? Türkiye-İran ilişkilerini yakın gelecekte neler bekliyor?

Devamı
5 Soru Cumhurbaşkanı Erdoğan ın Tahran Ziyareti ve Türkiye-İran İlişkileri

19 Temmuz'da yapılacak Tahran görüşmeleri, Türkiye'nin İran ve Rusya ile olan ilişkilerindeki önemli konu başlıklarını Suriye paydasında bir araya getirip müzakere etmeye matuf bir nitelikte olacak.

15 Temmuz gecesi iradesine, vatanına ve demokrasisine sahip çıkan yüz binlerin arasında iken sıklıkla 'Bu ülke buna layık değil' dediğimi hatırlıyorum. Hayatımın en mutlu anı da 16 Temmuz sabahı bu milletin evlatlarının darbecileri teslim alarak tankların üstüne çıktığı saatlerdir. Merhum Sezai Karakoç'un deyişiyle milletimin ruhunun dirilişini gördüğüm o uzun gece ve sabahıdır

2023 seçim kampanyalarında Kürt oylar üzerinde ciddi bir rekabet olacağı anlaşılıyor. Bu rekabet şimdiden açılım söylemlerini başlattı ise de bunun somut ve kapsamlı politika önerilerine dönüşüp dönüşmeyeceği henüz belli değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz dört yılda yargı reformu yasaları, infaz düzenlemesi, Covid-19 salgınıyla mücadele tedbirleri, uluslararası antlaşmaların onaylanması, askerlik reformu, vergi düzenlemeleri ve nihayet hükümet bütçeleri gibi en önemli faaliyetlerini Meclisin çıkardığı kanunlarla gerçekleştirebildi. Bu dönemde Meclis toplam 271 yasayı kabul etti. Ayrıca unutulmamalı ki çıkarılan her yeni kanun "kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz" hükmü gereğince Cumhurbaşkanının kararname alanını daha da daraltıyor. Meclis yeni sisteme uyum sağladıkça parlamenter sistem tecrübesinde görülmediği kadar etkili bir yasama organı karşımıza çıkacaktır.

İktidar ve muhalefet arasındaki rekabetin ana iddiası ülkeyi kendisinin yönetebileceğidir. Bu iddianın ikinci yüzü ise rakibinin ya da rakiplerinin yönetemeyeceğidir. 2023 seçimlerine giderken Türkiye'de güncel siyasetin her konusu bu tema etrafında şekilleniyor. En son muhalefet Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın NATO'nun Madrid Zirvesi'nde Türkiye'nin taleplerini Finlandiya ve İsveç'e kabul ettirdiği üçlü mutabakatı eleştirdi.

Türkiye'nin milli güvenliğine ilişkin endişe ve beklentileri arasında; müttefik ve aday ülkelerin uyguladığı açık ya da örtülü silah ihracatı ambargoları, terör şüphelilerinin iade edilmemesi, FETÖ ve PKK/YPG'ye lojistik ve silah desteği sunulması gibi son derece yakıcı hususlar bulunuyor.

Madrid zirvesinde yaşananlar, NATO'nun yeni stratejik konseptinin içeriğiyle birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye'nin ittifak için ne kadar kritik bir üye olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Muhalefetin belirsizliği uluslararası ortamda ülkeyi yönetemeyeceğine dair mevcut algıyı güçlendirecek konuma düşebilir.