İP Genel Başkanı Akşener, memleket masası önerisinde HDP'yi dışlaması ve bu partiyi "PKK terör örgütünün yanına konumlandırdığını" söylemesiyle muhalefet cenahında tartışma başlattı. HDPli isimlerin Akşener'e tepkisi seçim döneminde İP'in kendilerine aracılar göndererek iş birliği yaptığı oldu.
Devamı
Türkiye son yıllarda savunma sanayii başta olmak üzere teknoloji gelişiminde büyük mesafe kat etmiştir. Ülkenin dışa bağımlılığı her geçen gün azalmış ve üretilen araçlar/platformlar Türkiye'nin askeri savunma kapasitesini çok ileri bir noktaya taşımıştır.
Devamı
TBMM ile yaşıt olan Anadolu Ajansı'nın 1920'de Kurtuluş Savaşı'nın sesi olarak kurulması dönemin ihtiyaçlarının karşılanması bakımından ne ise İletişim Başkanlığı'nın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bir alt kuruluşu olarak 2020'de görev yapıyor olması mahiyeti bakımından eşittir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türk dış politikasını daha bağımsız bir çizgiye taşıma çabası yüzünden uluslararası medya tarafından nasıl hedef tahtasına oturtulduğunu biliyoruz. Bu medya ve onun arkasındaki aktörlerin, Türkiye içerisindeki uzantılarını da harekete geçirip, Erdoğan’a yönelik karalama kampanyasına onları da dâhil ettiğini gördük.
SETA Genel Koordinatörü Duran, 'Birçok ülke koronavirüs salgını sonrası yaşanacaklara hazırlık yapıyor. Buna hazırlıklı olmak zorundayız. Tabii ki her ülkenin kendi başının çaresine bakma zorunluluğu var.' dedi.
İngiltere Başbakanı Johnson, ABD Başkanı Trump, Brezilya Devlet Başkanı Bolsonaro gibi popülist liderlerle yönetilen başarısız örneklerle; Almanya Şansölyesi Merkel, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in ve Japon Başbakanı Abe gibi liderler üzerinden başarılı örnekler karşılaştırılıyor. Ya da İtalya ve İspanya’nın Almanya ile karşılaştırıldığında, krizi yönetememesinde devlet yönetim kapasitesinin ne düzeye etki ettiği karşılaştırabiliyor.
Dünya virüs pandemisinden dolayı zor bir dönemden geçiyor. Ülkeler, kapasitelerine göre bu zorlukları aşmak için çabalıyor. Kimisi nispeten daha iyi yönetirken, bazı ülke yönetimleri de krizin altında eziliyor. Örneğin, batı dünyasının kırılganlığının ortaya çıktığına yönelik görüşler ağır basıyor.
Devamı
Korona günlerinde siyaseti iyiden iyiye unutmuştuk. Evvelsi gece İçişleri Bakanı Soylu'nun istifa edeceğini duyuran mesajıyla bir anda ülkenin gündemine siyaset yeniden giriş yaptı.
Devamı
Sağlık alanından ekonomiye, eğitimden dış politikaya pek çok alanı etkileyen Koronavirüs tüm ülkelerde iç siyasetteki tartışmaları kısa süreliğine de olsa durdurmuştu. Fakat Suriye, Yemen, Kolombiya ve Libya gibi ülkelerde yaşanan iç savaşlarda bile zorunlu ateşkese yol açan Koronavirüsün iç siyasetteki durdurucu etkisi uzun sürmedi. Başta ABD olmak üzere pek çok ülkede muhalefet partilerinin süreçte siyasi kazanç elde etme amacı doğrultusunda Koronavirüs, iç siyasi tartışmaların bir parçası haline getirildi.
Mütekabiliyet kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumu sözlüğünde "karşılıklılık" şeklinde belirtilmiş. Bu karşılıklı olma durumu ülkelerarası ilişkilere uyarlandığında iki farklı ülkenin bir hususta eşit şartlara göre süreç yönetimini sürdürmesi olarak yorumlanabilir. Mesela 1923 Lozan Anlaşmasına göre azınlık hakları gibi bazı konularda Türkiye mütekabiliyet yaklaşımını muhataplarına uygulatmıştı.
Kriz dönemlerinde, toplumlar yönetenlerin etrafında daha çok kenetleniyor. Bu bir varsayım değil. Sosyolojik çalışmalarla test edilen bir olgu.
Bugün için her ülke kendi derdine düşmüş durumda. Küresel bir liderlik yok. Uluslararası kurumlar kendi geleceklerinin ne olacağı ile meşguller. AB şimdiden çatırdıyor. Birlik ülkeleri arasında beklenen dayanışmanın gösterilememesi, Güney Avrupa ülkelerini çileden çıkardı. Şimdi İspanyol ve İtalyanlar, İngilizlerin AB’yi terk etmekle iyi bir iş başardığını düşünüyorlar.
Mesele ABD ve Çin arasındaki propaganda savaşına bırakılamaz. Uluslararası iş birliğine, dayanışmaya ve koordinasyona geçmek gerekecek. Yoğun korona diplomasisi için liderler geç kalıyor. Erdoğan'ın üç Avrupalı liderle yaptığı toplantı bunun ilk örneklerinden birisi olarak görülebilir. Doğru, ilk bencil, sorumsuz hatalar yapıldı. Çin, virüs hakkındaki bilgileri saklayarak salgını pandemi haline getirdi. İtalya ve İran tedbir almakta geciktiği için çok sayıda ölümle yüzleşti. Salgını en başta "ufak bir sorun" olarak gören ABD Başkanı Trump da nihayet pandemiyi kabullendi. Herkes bir yandan başının çaresine bakarken diğer yandan virüsle ortak mücadelenin yollarını aramalı. Geç kalmayalım, şimdi korona diplomasi zamanı.
Dezenformasyon amaçlı üretilen manipülatif içerikler de bu tür bir medya mantığı ile kitlelere sunulmakta ve kitleleri neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edecek bir vasattan mahrum bırakılmaktadırlar. Son dönemde özellikle Batı medyası ve söz konusu medyanın Türkiye uzantılarının, ülkemizin virüsle mücadeledeki etkisini kırmaya dönük haberleri, manipülasyonun en kaba biçimlerini göstermektedir.
İyi yönetilen krizin başarılı sonuç üretebilmesi için topluma, yani bize, çok büyük görevler düştüğünün bilincinde olmalıyız.
Her birimiz koronavirüs haberlerine odaklandık. Salgın korkusunun zengin, fakir; şu partili, bu partili dinlemediği, hepimizi eşitlediği günlerden geçiyoruz. Bir yandan virüsün yayılma hızını gözlüyoruz. Diğer yandan gündelik hayatımızı tedbirlerle yeniden düzenliyoruz.
Türkiye'nin uzun yıllardır başarıyla üstesinden geldiği mülteci meselesi, gelinen aşamada ciddi zorluklara yol açmaktadır. Türkiye bu yükün altından kalkabilmek adına Avrupa ülkelerine sorumluluk paylaşma çağrısında bulunmasına rağmen Avrupa ülkelerinin gerekli adımları atmamasının ardından Ankara mültecilerin ülkeden çıkışlarını engellememe kararını almıştır.
Koronavirüsünün böylesine korkutucu olmasının arkasında Çin'in ardından İtalya ve İran'da da gerçekleşen yüksek ölüm oranları ve virüse karşı henüz tedavi edici bir ilacın üretilememiş olması bulunuyor.
Korona krizi şunu gösteriyor ki, insanlığın kaderi sandığımızdan daha çok ortak. Belki, Esad rejiminin "ya ölüm ya göç" dayatmasıyla yollara düşürdüğü Suriyelilere karşı duvarları, dikenli telleri yükseltebilirsiniz. Belki, Hindistan'da kitlesel şiddete uğrayan Müslümanlara sessiz kalabilirsiniz. Belki Afrika'daki güç savaşlarının fakirleştirici etkisine gözlerinizi kapayabilirsiniz. Yabancı düşmanlığını, İslamofobiyi sizi hedef almadığı için tolere edebilirsiniz. Ancak koronavirüs salgını gösterdi ki, insanlık olarak bütün bencil çıkarlarımızı ve korkularımızı aşan bir ortak zeminimiz, sorumluluklarımız var.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) bünyesinde hazırlanan Kriter dergisinin 44. sayısı çıktı.