Milli Seferberlik Gayrı Milli Medya

Toplumda yer eden milli seferberlik hali, tehditler karşısında bir ve diri olma azmi olumlu bir baskı olarak medyayı da etkilemeli.

Devamı
Milli Seferberlik Gayrı Milli Medya

15 Temmuz’da Yeni Bir Türkiye Kuruldu

Gazeteci İsmet Berkan, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi ve devletin yeniden yapılandırılmasını Kriter‘e değerlendirdi.

Devamı

Yenikapı ruhuyla birlikte artık Türkiye’de sivil siyasete karşı vesayet odakları ile işbirliği yapma dönemi kapanmıştır. Çünkü 15 Temmuz darbe girişiminin milli iradece püskürtülmesi, Erdoğan liderliğindeki AK Parti siyasetinin dillendirdiği fakat diğer aktörlerin varlığını kabule yanaşmadıkları bürokratik vesayetin üzerindeki perdeyi kaldırmıştır.

Türkiye’de muhalefet çoğu zaman Batılı egemenlerle söylem birliği yaparak hatta meşhur ifadesiyle söylersek, “Türkiye’yi yabancılara şikayet ederek” içeride siyaset yaptığı zannındaydı. Yenikapı ruhu bu zannı da tamamen ortadan kaldırmıştır

15 Temmuz başarısız darbe girişimi FETÖ’nün kendi vesayetini kurmak için hiçbir hukuki ve ahlaki sınırlamayı kabul etmeyen cuntacı bir terör örgütü olduğunu apaçık ortaya koydu. FETÖ’nün paralel devlet yapılanmasına girişen bir terör örgütü olduğu 17-25 Aralık yargı darbe girişiminden itibaren özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümeti tarafından ısrarla dillendirilmekteydi.

Esed’in devlet terörünü, PKK’nın ırkçı terörünü meşrulaştırmak için insanlıklarından çıktılar. Halep’in içindeki sivillerle birlikte yıkılmasını sevinç naralarıyla karşılayanlar utanmadan insanlıktan bahsediyorlar.

Almanya Anlamamakta Israrcı!

Sıkıntılı gidişatın durdurulmasında Almanya'ya kritik bir sorumluluk düşüyor. Ne yazık ki Merkel mülteciler konusunda gösterdiği liderliği sonuçlandıramadığı gibi FETÖ konusunda da Türkiye'yi karşısına alıyor.

Devamı
Almanya Anlamamakta Israrcı
Herkes Teröristine Sahip Çıkıyor

Herkes Teröristine Sahip Çıkıyor

Cumhuriyet Gazetesinin terörle ilişkilerini temin ettiğinden şüphelenilen yöneticileri gözaltına alındı. Ve tabii ki basın özgürlüğü korosu zaman geçirmeden sahneye çıktı.

Devamı

1960'larda önce Yön dergisinde, ardından Devrim gazetesinde temsil edilen çizgi önemli oranda Cumhuriyet gazetesini etkisi altına almıştı. Bu çizgi 2013'te önemli bir kırılma yaşadı.

ABD'den anlayış beklemek yerine, içeride ve dışarıda siyaset üretmeye, mücadele etmeye devam etmek ve farklı aktörlerle mikro alanlarda, geçici sürelerle yeni işbirliği imkânları oluşturmak gerekiyor.

Kusura bakmayın, “küçük güç” olsak da “büyük gücün” esprileri bizi güldürmüyor. “Desteklediğiniz darbeler; destekleyeceğiniz darbelerin teminatıdır” diyoruz ve kendi işimize bakıyoruz.

Batı başkentlerinde gittikçe netleşen ortak bir Türkiye yaklaşımı var. Somut menfaatler (terörle mücadele ve mülteciler krizi gibi) gündeme geldiğinde ittifak ilişkileri çerçevesinde "yapıcı" müzakerelerde bulunmak. Ancak aynı zamanda "basın özgürlüğü" konusu etrafında "otoriterleşme" tezini bir sopa olarak elinde bulundurmak.

Bu kitap, Türkiye'de basın özgürlüğü tartışmalarını yeni bir bağlama taşımak, basın özgürlüğünü siyasi amaçlar için araçsallaştıran tutuma alternatif sunmak, Türkiye'de basın özgürlüğü önündeki yapısal problemleri resmetmek amacını taşımaktadır.

Bugün yakaladığımız millî birliği en azından ülke güvenliği ve ülke çıkarı konularında devam ettirebilmemiz için yapmamız gereken en önemli şey muhasebe yapmak.

Batı medyasında düşmanca tutumun öncülüğünü CNN yapıyor. 15-16 Temmuz tarihlerinde "askeri darbe" yapmaya kalkan, sivil halkın katledilmesi emrini veren bir caniyi "kanaat önderi" diye ekrana çıkardı.

"Ben şu beyaz Türk hallerimle nasıl FETÖ'cü olurmuşum" diye veryansın edenler iki şeye oynuyor. Bir, sınıfsal tesanüte. İki, radikal laikçi hassasiyetlere.

KCK eş başkanı Bese Hozat tutuklansa onu da "basın özgürlüğü ihlali" diye pazarlarlar mı? Deneyeceklerine emin olun.

Evet, mesaj net olmasına net. Ancak, artık bu mesajı anlayan, bu mesajı anlayıp da ‘aman kendi başımıza iş yapmayalım, küresel aktörleri kızdırmayalım, dikkatleri üzerimize çekmeyelim’ diye köşesine çekilen yok. Mesaj net ama alan yok!

Derler ki ‘gerçeklerin bir huyu vardır, eninde sonunda ortaya çıkar’. Gerçeği söylemeyen ülkenin tescilli asparagasçısı Cumhuriyet olunca, gerçekler daha da çabuk ortaya çıkıyor.

Gazetecinin bir türü var ki o her zaman kurtulur. Hesap vermekten tamamen azadedir. Geçmişteki ve gelecekteki bütün sorumluluklarından çoktan masum ve masun kılınmıştır.

Tam da Gezi olaylarının başladığı mayısta Paris'te işçi sendikaları Fransız Cumhurbaşkanı Hollande'ın "idari tasarrufuna" karşı meydanlardalar. Ve Batı medyası da siyasetçiler de polis şiddetinden "endişeli" değil.