SETA Siyaset Araştırmacısı Metin Özkan, A Haber ekranlarında yayınlanan Ajans Hafta Sonu programında, Dem Partinin İstanbul’da aday çıkarma kararı ve Dem Parti ile CHP arasındaki ilişki üzerine değerlendirmelerde bulundu.
Devamı
Ekrem İmamoğlu ve CHP, Başak Demirtaş'ın adaylık çıkışı sonrası büyük bir paniğe kapıldı. Zira "Demirtaş" soyadı, İstanbul'daki DEM Partili seçmenleri kendine çekebilecek bir albeniye sahipti. Dolayısıyla CHP'nin kurumsal olarak kurmayı başaramadığı ittifakı İstanbul'da ve "taban"da oluşturacağını söyleyen İmamoğlu'nun iddiası boşa düşecek, diğer bir ifadeyle seçimleri kazanma şansına büyük bir darbe olacaktı. Bu riski fark eden İmamoğlu ve ekibi, CHP'nin artık klasikleşmiş mekanizmasını hemen işletti. Tıpkı 2023 seçimlerinde olduğu gibi tehdit unsuru olarak görülen kurum ve/veya isimler kamuoyu nezdinde hedef haline getirildi. CHP'nin sahip olduğu tüm kurumsal kapasite ve medya gücü kullanılarak DEM Parti ve Demirtaşlara yönelik doğrudan ve dolaylı saldırıları ve bir tür itibarsızlaştırma hareketi başladı.
31 Mart yerel seçimlerine 56 gün kala siyasi rüzgâr Cumhur İttifakı lehine esiyor. Cumhur İttifakı bu seçimde de ittifak yapısını korurken (bu satırlar yazılırken YRP'nin kararı henüz belli değildi) muhalefet işbirliği yapamadan sandığa gidiyor. 2019 ve 2023 seçimlerinde ittifak kurabilen CHP'nin önünde bu seçimde sadece DEM Parti ile bazı şehirlerde işbirliği yapma fırsatı kaldı. İstanbul özelinde CHP-DEM Parti işbirliği gerçekleşirse bunun İmamoğlu etkisi ile olacağı açık. Bu da İmamoğlu'nun sadece Cumhur İttifakı tarafından değil İyi Parti tarafından da "demlenmekle" ilgili eleştirilere muhatap olacağını düşündürüyor. Kaldı ki DEM Parti'den gelen sinyaller (Başak Demirtaş'ın adaylığı ihtimali) İstanbul da bile CHP'nin yalnız başına kalabileceğini gösteriyor. Böylece CHP için geriye "partilerle olmayan işbirliğini seçmen tabanında yapma" seçeneği kalıyor. Ancak bu seçenek için bile süreç yönetimi çok dağınık ve aleyhte gidiyor.
Herhangi birisine küfür etmenin yanlış olduğunda aklı başında olan herkes hemfikir. Hele ki bir hanıma kocasının yapıp ettiklerinden dolayı cinsiyetçi küfür etmeyi kimse kabullenemez.
130 günden fazla bir süredir Diyarbakır’da anneler evlat nöbeti tutuyor. Toplumun büyük bir kesimi Diyarbakır’da nöbet tutan annelere destek verdi.